Kayıtlar

şükür etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Evlilikte Sabır

Evlilikte Sabır               Âlimin birinin hanımının çenesi Çok kuvvetli, bilgi ve becerikliliği ise çok zayıftı. Ona; “- Ne tutuyorsun bunu bırak gitsin! Sen  âlim  bir kişisin hemen evlenirsin!” Dediler. Şöyle cevap verdi: “- Bırakırsam ikimizde kaybederiz. O kaybeder. Çünkü benim gibi sabırlısını bulamaz. Ben kaybederim; Çünkü sabrım nedeniyle kazandığım bu sevabı bulamam.” Şunu da ilave eder âlim sözlerine: “- Siz aile içinde, hanımla bey arasındaki sabrın, taraflara cennet kazandırdığını bilmiyor musunuz yoksa?”.

Şükür Nedir?

  Şükür Nedir?   İslam âlimleri şükrü şöyle tarif etmişlerdir: Şükür, her nimetin Allah’ü Teâlâ’dan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allah’ü Teâlâ’nın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır. Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, günahlardan kaçınmaktır. İnsan, Rabbin verdiği nimetlerle günah işlerse, nankörlük etmiş olur. Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmektir. Bu amel, kalb, dil ve diğer azâlarla olur. Kalb ile iyiliğe niyet eder. Dil ile hamd eder, şükrünü açıklar. Uzuvlarla şükür ise, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri yerli yerinde kullanmaktır. Mesela gözün şükrü, Müslümanların, arkadaşların kusurunu görmemektir. Kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmaktır. Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri Onun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allah’ü Teâlâ’ bir kula birbirini takip eden çeşi

Böyle Bir Hastalığa Şükredilmez mi?

  Böyle Bir Hastalığa Şükredilmez mi?   Bir doktor anlatıyor: Ömrümdeki en garip hadiselerden biri de şuydu. 70 yaşındaki bir amca şeker hastalığı sebebiyle devamlı hastaneye gelirdi ve her geldiğinde yüzünde kocaman bir tebessüm olurdu. "- Şeker nimetini (hastalığını) veren Rabbime hamd olsun" diye de dua ederdi. Bir gün dayanamayıp sordum; "- Ya amca, sen ne garip birisin, şeker hastalığına nimet diyen birini de ilk kez duyuyorum. "- Doktor evladım, şeker hastalığı nimettir. "- Nasıl yani? "- Sebebini söyleyeyim; Allah’ü Teâlâ bana ağrısız bir hastalık olan şeker hastalığını verdi. Pek çok insan hastalıklarından dolayı acı çekiyor. " "- Allah’ü Teâlâ bana tıbbın (en azından dengeleyici) ilacını bulduğu bir hastalık verdi. Pek çok hastalık var ki, henüz hiç bir ilacı ve tedavisi yok. " "- Allah’ü Teâlâ bana öyle bir hastalık verdi ki, ismi bile tatlı (şeker hastalığı) "- Allah’ü Teâlâ bana öyle bir hastal

Şükürler Olsun

  Şükürler Olsun   Yaşlı kadın oldukça dini bütün bir insanmış. Her sabah kapısının önüne çıkar ve bağıra bağıra dua edermiş. “- Allah’ım bize verdiklerin için sana şükürler olsun!” Ve ardından her seferinde de yan komşusunun sesi duyulurmuş: “- Allah’ü Teâlâ yok kadın! Allah’ü Teâlâ yok!” Yaşlı teyze ne kadar sinirlense de yine her sabah dua edermiş. Öteki komşu da inadından her seferinde ona öyle bağırırmış.   Neyse...   Bir akşam, komşusu yaşlı teyzeye bir oyun etmeye kalkmış… Markete gidip bir sürü meyve sebze ekmek vs. alıp torbalara doldurmuş, yaşlı teyzenin kapısının önüne bırakmış...        Ertesi sabah teyze kapıyı açıp da yiyecekleri görünce çok şaşırmış ve sevinçle bağırmış:        “- Sana şükürler olsun Allah’ım, bu gönderdiğin yiyecekler için sana şükürler olsun!” Ve ağacın arkasından onu seyreden komşusu seslenmiş: “- Allah’ü Teâlâ yok kadın; Allah’ü Teâlâ yok! O yiyecekleri ben aldım!” Yaşlı teyze hiç istifini bozmamış: “- Yüce Allah’

Çok Şükür Suçlu Listesinde İslâm Yok!

Resim
  Çok Şükür Suçlu Listesinde İslâm Yok!   Dünyadaki en yüksek fuhuş oranlarına sahip 10 ülke: 1. Tayland (Budizm) 2 - Danimarka (Hristiyan) 3 - İtalya (Hıristiyan) 4. Almanya (Hristiyan) 5. Fransa (Hristiyan) 6- Norveç (Hıristiyan) 7- Belçika (Hıristiyanlık) 8- İspanya (Hıristiyanlık) 9- Birleşik Krallık (Hıristiyan) 10- Finlandiya (Hıristiyanlık)   Dünyadaki en yüksek hırsızlık oranına sahip 10 ülke: 10- Danimarka ve Finlandiya (Hıristiyanlık) 9- Zimbabve (Hristiyan) 8- Avustralya (Hıristiyan) 7- Kanada (Hıristiyan) 6- Yeni Zelanda (Hıristiyan) 5- Hindistan (Hinduizm) 4 - İngiltere ve Galler (Hristiyan) 3 - Amerika Birleşik Devletleri (Hristiyan) 2 - İsveç (Hıristiyanlık) 1 - Güney Afrika (Hristiyan)   Dünyadaki en yüksek alkol bağımlılığı oranlarına sahip 10 ülke: 1- Moldova (Hristiyan) 2- Belarus (Hristiyan) 3- Litvanya (Hristiyanlık) 4- Rusya (Hıristiyanlık) 5- Çek Cumhuriyeti (Hıristiyanlık) 6- Ukrayna (Hristiyan) 7

Hz. İsa Aleyhisselâm ve Şükreden Adam

  Hz. İsa Aleyhisselâm ve Şükreden Adam   Hikâye edilir ki; İsa Aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu: “– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!” Hazret-i İsa Aleyhisselam kötürüm adama yaklaştı: “– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?” Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki: “– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple Onu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de ona şükrediyorum.

Muhteşem Bir Şükür Ve Tefekkür Örneği

Muhteşem Bir Şükür Ve Tefekkür Örneği           İsa Aleyhisselâm bir ağacın altında kendinden geçmiş bir halde dua eden birini görür. Dikkatlice baktığında adamın ayakları tutmayan bir kötürüm olduğunu anlar. Sonra iki gözünün de görmediğini fark eder. Vücuduna dikkatlice baktığında ise cildinde Baras hastalığı olduğunu görür.           Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua etmektedir:           "- Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!" Hazret-i İsa Aleyhisselâm kötürüm adama yaklaşır:           "- Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor; bedenin de sağlıklı görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?           Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam şöyle der:          

Hazret-i Sâre Validemiz Radıyallahü Anha'nın Duası

Hazret-i Sâre Validemiz Radıyallahü Anha'nın Duası Mısır’ı Firavun âilesi idâre ediyordu. Bunlar zâlim ve kibirli kimseler idi. Huduttan, yabancı ve güzel bir kadın şehre girdiği zaman hemen Firavun’a bildirilirdi. Evli ise kocası öldürülür, eğer erkek kardeşi var ise, kadın ondan istenirdi. İbrâhîm Aleyhisselâm, yanında Sâre vâlidemiz olduğu hâlde huduttan geçince, yine saraya haber gitti. Cemâl sâhibi bir kadının Mısır’a girdiği bildirildi. Sâre vâlidemiz, İbrâhîm Aleyhisselâm’dan soruldu. O da “dîn kardeşi” mânâsına “kardeşimdir” dedi. Bunun üzerine İbrâhîm Aleyhisselâm’a dokunmadılar. Sâre’yi alıp saraya götürdüler. Bu hususla alâkalı olarak Buhârî’de geçen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Sâre saraya girince, hemen abdest alıp iki rekât namaz kılmak üzere huzûr-ı ilâhîye durdu. Namazı bitirince Cenâb-ı Hakk’a şöyle ilticâ etti: “Ey Allâh’ım! Ben Sana ve Sen’in peygamberine inanmış, iffetimi de zevcimden başkasına karşı titizlikle korumuş bir kulun isem

Şükür ve Sabırın Yüksek Derecesi

Şükür ve Sabırın Yüksek Derecesi İbrahim bin Ethem Kuddise Sirrûh Hazretleri, Şakik-i Belhi Kuddise Sirrûh Hazretlerine Soruyor: - Şükür mevzuunda ne yaparsınız? - Bulunca şükrederiz, bulamayınca sabrederiz. - Horosan’ın köpekleri de böyle yapar! - Ya siz ne yaparsınız? - Bulunca olmayanlara dağıtırız, bulamayınca şükrederiz.

Evliyanın Duası

Evliyanın Duası Dürüstlüğün senet olduğu bir dönemde sözü ilahi aşkın kudretiyle mayalanmış, sözü ve özü bir olan Allah’ın rızasını, sevgisini her şeyden üstün tutan. Yaratılanı sadece yaratandan ötürü seven bir Allah dostu vardı. Bu veliyullah sabırlı, hoşgörülü, mütevazı, güzel huylu ve iyiliksever biriydi. Öte yandan bu velinin huysuz, Şükürsüz, çirkin ve bencil bir karısı vardı. Eşi sürekli kendisine hakaret eder, sen bana layık değilsin. Ben krallara layıkım deyip, adamı azarlayıp dururdu. Allah’ın bu sadık ve sıddık kulu ise yaratanına şükür eder, sabırla hanımının düzelmesi için dualarda bulunur ona nasihatler ederdi. Bir gün Allah’ın sadık kulu düşünceli bir şekilde eve gelir. Eşi olup biteni anlamaya çalışsa da evliyanın ağzını bıçak açmaz. Bu durum günlerce, haftalarca devam eder. Karısı artık onun deli olduğunu düşünmüş ve onun için endişelenmeye başlamıştır. Karısı Allah dostunun karşısına geçmiş ve kendisine sormuş. “- Neden benimle konuşmuyorsun, dertleşmiyo

Nimete Şükür Duası

Nimete Şükür Duası رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ Okunuşu:  “Rabbi evzi’nî en eşküra ni’meteke’lletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve a’mel sâlihan terdâhü, ve edhılnî bi rahmetike fî ibâ dike’s-salihîn.” (Neml,27/19) Anlamı:  “Ya Rabbi! Bana, anneme ve babama ihsan ettiğin nimetine şükretmemi ve razı olacağın ameller yapmamı nasip et; rahmetinle beni Salih kulların arasına kat!

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır “Elhamdülillah demek şükürlerin başıdır. Hamd ve senâ etmeyen kimse Hakk’a şükür etmemiş olur. (Hadis-i Şerif) Cennete ilk girecek zümre “Hammadûn” zümresidir; yani Cenab-ı Hakk’a çok hamdedip, çok şükredenler. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı zan­nediyor.” (Kıyâme Sûresi, Âyet: 36) buyuruyor. Bu dünyaya koyun gibi yiyip içip uyumağa gel­medik. Kulluk mükellefiyetimiz var. Yoksa kı­rık çömleğe döneriz. Ne tekrar toprak ne de yeniden çömlek oluruz. Yine Kur’ân-ı Kerîm’de: “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? (Mü’minûn Sûresi, Âyet: 115) buyuruluyor. İşe yaramayan yaşlı sığırları “ho” der­ler salıverirler. Bizim de bu durumda olmamaklığımız lâzımdır. Boynumuzda kulluk bo­yunduruğu var. Esmâ’ül-Hüsnâ’dan El-Vâcid: (İstediğini, istediği vakit bulan.) El-Macid: (Kadr-ü şanı büyük, kerem ve semahati bol.) Kaynak: Mevlâna Takvimi

Sabır mı, Şükür mü?

Sabır mı, Şükür mü? Said bin Cübeyr Rahmetullahi Aleyh'e soruldu; “Sabır mı daha üstün, yoksa şükür mü?” Buyurdu ki: “Sabır daha üstündür. Ancak, afiyeti daha çok severim.”

Şükretmeyen Dilenci

Şükretmeyen Dilenci Cenâb-ı Peygamberin torununun torunu İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık rahmetüllahi aleyh Mina’da oturmuş sohbet ederlerken, yanlarına bir dilenci geliyor. Onlar o sırada üzüm yiyiyorlarmış. Dilenci: - “Bana bir şeyler verin!” diyor. Onlar da koparıp bir salkım üzüm uzatıyorlar. Dilenci: - “Ben üzüm istemem, bana para verin”, diyor. İmâm da: - “ Para yok!” diyor. Dilenci de oradan ayrılıyor. Fakat hemen pişman olup geri dönüyor ve: - “ Tamam üzüm alabilirim! ” diyor. İmâm, sana üzüm yok, yola devam diyor. Bir müddet sonra başka bir dilenci daha geliyor ve o da Allah rızası için bir şeyler istiyor. Ona da üzüm uzatıyorlar. Dilenci üzümü alıp: - “Yâ Rabbi ne merhametlisin, bu âciz kuluna bir salkım üzüm verdin!” deyince, bir salkım daha veriyorlar. Şükre devam edince, İmâm yanındakine: - “Paran var mı?” “Yirmi dirhem var!”, deyince. - “Ver!” deyip onu da dilenciye veriyor. Şükre devam ettikçe, İmâm çıkarıp bu defa gömleğini veriyor. Dilenci

Hamd ve Şükür Arasındaki Fark Nedir?

Hamd ve Şükür Arasındaki Fark Nedir? Hastalığa şükretmek mi hamd etmek mi gerekir? Cevap Değerli kardeşimiz, Hamd :  “Bir ihsana karşı kalbin medih ve şükür duygularıyla dolması ve o ihsan sahibini tâzim etmesi” Hamd ile şükür ilişkisi umum husus olarak özetlenebilir. Yani  her şükür aynı zamanda bir hamddir. Ancak her hamd şükür değildir.  Hamd, bize ve bütün mahlukata yapılan ikram ve izetleri Allaha takdim etmektir. Şükür ise daha hususi olarak bize yapılan ikramlara karşılık gelir. Bu nedenle şükür kelimesi hamdin yerini tutamaz. Hamd daha geniş ve şumüllüdür. Kur’an’ın hülâsası olan Fatiha sûresi,  “Âlemlerin Rabbine hamd”  ile başlar. Demek ki âlemlerin terbiye edilmeleri insan için bir ihsan, bir ikramdır; Ona Rabbinin bir lütfudur. Güneş bir terbiyeden geçmiş de ziya veriyor, ısı veriyor; gezegenlerini etrafında döndürüyor. Onu böylece terbiye eden Allah’ı medih ve sena ederiz. Bir de bu terbiyenin insana bakan ciheti var. Güneşin böylece terbiye görmesi sayes