Şükretmeyen Dilenci
Şükretmeyen Dilenci
Cenâb-ı Peygamberin torununun torunu İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık
rahmetüllahi aleyh Mina’da oturmuş sohbet ederlerken, yanlarına bir dilenci
geliyor. Onlar o sırada üzüm yiyiyorlarmış. Dilenci:
- “Bana bir şeyler verin!” diyor.
Onlar da koparıp bir salkım üzüm uzatıyorlar. Dilenci:
- “Ben üzüm istemem, bana para verin”, diyor. İmâm
da:
- “Para yok!” diyor. Dilenci de oradan ayrılıyor.
Fakat hemen pişman olup geri dönüyor ve:
- “Tamam üzüm alabilirim!” diyor. İmâm, sana üzüm
yok, yola devam diyor.
Bir müddet sonra başka bir dilenci daha geliyor ve o da
Allah rızası için bir şeyler istiyor. Ona da üzüm uzatıyorlar. Dilenci üzümü
alıp:
- “Yâ Rabbi ne merhametlisin, bu âciz kuluna bir salkım
üzüm verdin!” deyince, bir salkım daha veriyorlar. Şükre devam edince, İmâm
yanındakine:
- “Paran var mı?”
“Yirmi dirhem var!”, deyince.
- “Ver!” deyip onu da dilenciye veriyor.
Şükre devam ettikçe, İmâm çıkarıp bu defa gömleğini
veriyor.
Dilenci neyse gidiyor. Bunun üzerine; İmâm buyuruyor ki:
- Birinci dilenci verilen ni’mete şükretmedi elinden
alındı. Şükreden dilenci ise, şükrettikçe ni’met arttırıldı. Cenâb-ı Hak
Kur’ân-ı kerîmde mealen; verdiğim ni’mete şükrederseniz arttırırım, ama
verdiğim ni’meti az görür şükretmezseniz elinizden alır sonra da size çok acı
azab ederim, buyuruyor”.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder