Kayıtlar

Temmuz 2, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çocuk Eğitimine Dâir Ferman

Çocuk Eğitimine Dâir Ferman Dinimiz, buluğa ermeden önce çocuklara dinî ve dünyevî bilgilerin verilmesini emretmektedir. Ecdadımız buna çok dikkat ederdi. Bunun en güzel örneğini, Sultan II. Mahmud Hânın, ülkenin her tarafına gönderdiği bir ferman teşkil eder. Bu fermanda şöyle deniyor: "Dinî vecibeleri öğretmek ve seçeceği mesleğin bilgilerine sâhip kılmak babaların çocuklarına karşı ilk vazifesidir. Ne yazık ki, bir zamandan beri birçok ana ve baba bunu unutarak, çocuklarını daha beş-altı yaşında kazanç hırsı ile sanat sâhiplerinin yanına çırak olarak veriyorlar veya başıboş bırakıyorlar. Çocukluk çağında cahil kalanlar ise, buluğ çağlarında hem kendileri için, hem de memleket için dert oluyorlar. Bu, iki dünyada cezayı gerektiren bir ihmaldir. Sizlere emrediyorum ki; bu ferman elinize değdiği anda, bölgenizde 6 yaşını bitirmiş ne kadar çocuk varsa bunları tesbit ediniz! Mevcut mahalle mektepleri yetmiyorsa bina ve hoca bularak mektepsiz çocuk bırakmayınız! Mektep ça

Allah Sevgisi ve Allah korkusu

Allah Sevgisi ve Allah korkusu Allah sevgisi ve Allah korkusu Allah korkusu, bir müminin en temel vasıflarından biridir. Çünkü insanın, Allah’a olan yakınlığının ve imanının artması, her an ihlaslı davranması, güzel ahlak gösterebilmesi ve bunda istikrarlı olması sadece Allah korkusuyla mümkün olur. Kuran’da öğretilen gerçek sabırla, cahiliyedeki sabır anlayışı çok farklıdır. Gerçek sabır, zorluklarda olduğu kadar güzel olan her şeyde de kararlılık göstermeyi, bir an olsun bunlardan taviz vermeyerek yaşamayı gerektirir. Allah korkusunu dünyevi korkulardan ayırmak Bazı insanlar Allah korkusunun anlamını bilmedikleri için, bunu diğer bazı dünyevi korkularla karıştırırlar. Oysa arada çok büyük bir fark vardır. Kuran’ın Arapça orjinal metninde Allah korkusu için “haşyet” kelimesi kullanılır. Bu kelime, çok derin bir saygıyı ifade eder. Öte yandan Kuran’da dünyevi korkular için kullanılan kelime havftır. Bu kelime, bir insanın yırtıcı bir hayvandan korkması gibi basit bir

İnsanlarla İyi Geçinmek

İnsanlarla İyi Geçinmek Ebu İsa Tirmizi’nin Radiyallahü Anh Sahihinde, Ebu Abdurrahman bin Muaz-i Cebel ve Ebu Zer’in Radiyallahü Anh Resulüllah’tan Sallallahü Aleyhi Vesellem bildirdikleri hadis-i şerifte: “Nerede olursan, Allah-ü Teala’dan Celle Celâlüh kork, takva üzere ol, takva üzere olmayı kendine şiar, adet edin. Çünkü takva bütün makamları kendinde toplamıştır. Her kötülüğün ardından bir iyilik yap ki, o günahı yok etsin.” (yani her günahtan sonra tevbe et ki, günahın mağfiret olunsun) buyuruldu. Resulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “İnsanlara karşı iyi huylu ol” buyurdu. Güzel ahlak, iyi huy, Peygamberlerin (AS) hasletlerindendir. Allah-ü Teala Celle Celâlüh, güzel ahlakı övüyor ve habibine : “Sen elbette hulk-ı azim (en güzel ahlak) üzeresin” buyuruyor. Hadaikul-Hakaik’da diyor ki: “İyi ahlak iki çeşittir. Biri Allah-ü Teala’ya Celle Celâlüh karşı iyi huylu olmak, diğeri onun kullarına karşı güzel ahlaklı olmaktır. Allah-ü Teala’ya  Celle Celâlüh karşı iyi huyl