Kayıtlar

Haziran 4, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah’ü Teâlâ’dan Başkasından Lütuf Bekleme!

Allah’ü Teâlâ’dan Başkasından Lütuf Bekleme! Harun Reşid, bir gün yanına nedimini de alarak tebdîl-i kıyafet şehrin dışına çıktı. Göçebe Arapların çadırlarını kurdukları yerleri geziyorlardı. Harun Reşid, nedimiyle beraber, bu çadırlar arasında dolaşırken, eski ve yırtık bir çadırın önünde durdu ve içeriye: “Tanrı misafiri kabul eder misiniz?” diye seslendi. Çadırdan çıkan ihtiyar bir kadın, kendilerini güler yüzle ve büyük bir sevinçle karşıladı, onları içeriye aldı. Onları tanımamıştı. Altlarına hurma yaprağından örülmüş bir hasır serdi, varı yoğu bir tek keçisiydi. Onu sağdı ve misafirlerine süt ikram etti, özür dileyerek: “–Kusurumuza bakmayın, bu keçiden başka hiçbir şeyimiz yoktur. Sütünden size ikram ettim. Lâkin oğlum, şehre gitti, neredeyse gelir. Siz, şimdi biraz oturup dinlenin, inşallah eli boş dönmez, bir şeyler getirir de, Allah ne vermişse birlikte yeriz.” dedi. Harun Reşid, kadının bu misafirperverliği kadar açık yürekliliğine de hayran kaldı: “–Allah râzı o...

Farzdan Önce Farz Nedir?

Her Farzdan Önce Farz Nedir? Her farzdan önce farz, Farzdan evvel farz   “İLİM” dir. Yani amelin tatbikinden önce yapılması gereken amelin bilinmesi, öğrenilmesi, öğretilmesidir. İlimsiz ne dünya olur, ne ahiret! Evvela ilim lazım. Farz olan ilmi öğrenmek de farzdır. Zira kişi bilmediği şeyi yerine getiremez. İlim öğrenmek her Müslüman üzerine farzdır. Farzdır ne demek kardeşim! Farzdır yani zorunludur, yani zaruridir demek. Namaz farz, oruç farz, zekât farz, hac farz… Yani namazını beş vakit kılacaksın. Ramazan geldi mi orucunu eksiksiz tutacaksın, malın nisab miktarında olduğunda zekâtını verecek, şartları oluştuğunda hacca gideceksin demek. Farz kulun üstüne Allah’ın yazdığıdır ki, bunda bir pazarlık söz konusu olamaz. “Bu gün üç vaktini kılayım!” veya “Ramazan’ın yarısını tutayım!” diyemiyorsak, yine farz olan ilim söz konusu olduğunda da; “öğrenmeyim ya da birazcık öğreneyim!” gibi bir şey diyemeyiz. Amel etmemiz farzsa amellerin nasıl yapılacağını amelden önc...

Unutulan Bir Dua

Unutulan Bir Dua Yatsı ezanına birkaç dakika vardı. Camiye gitmek üzere son hazırlıklarımı yapıyordum. O sırada kapının zili çaldı. Kapıyı açtım. Karşımda uzun zamandır görmediğim bir dostum. Beni ziyarete gelmiş. Selamlaşıp, kucaklaştık. Buyur ettim. Çay eşliğinde uzun bir sohbet için salona geçtik. Muhabbet gerçekten koyu idi. Nasıl geçtiğini anlayamadığımız üç koca saatin ardından misafirim “Geç oldu, bana müsaade!” diyerek noktayı koydu ve kalktı. Sokağın başına kadar eşlik etme teklifime, “Memnun olurum!” cevabını verdi. Birlikte çıktık. Sokağın başına vardığımızda, Arkadaşım benden ayrılırken: “Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin. İnşallah!” Diye dua etti. Düşündüm, düşündükçe ürperdim. Bu bir dua idi. İlk kez duyduğum yaman bir dua. Gayri ihtiyari birkaç kez tekrarladım. Sıcacık duygularla doldum. Bir şey tarafından kuşatılmıştım. Bütün benliğimi dolduran güzel bir şey... Ertesi gün ilk işim arkadaşımı telefonla aramak oldu. “Nedir, nereden duydun?” diy...