Kayıtlar

Arası etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ömür, Ezanla Namaz Arası Kadardır!

Ömür, Ezanla Namaz Arası Kadardır!   Torunu, dedesine merakla soruyor: “- Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?” Dede tatlı bir gülücükle: “- Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum.” Deyince torun: “- Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?” der. Dede: “- Evet yavrum. Ömür, ‘namazsız ezan’ la, ‘ezansız namaz’ arası kadardır.” diye cevap verir. Torun yeniden sorar: “- ‘Namazsız ezan’ ve ‘ezansız namaz’ sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek, açıklar mısın?” Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa: “- Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı? “- Kılınmadı.” “- O ezan 'namazsız ezan' dı. İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur. O da 'Ezansız namaz' dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına…” “- Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama! İkazın...

Hayat Güzeldir

Resim
  Hayat Güzeldir    Bir uçak yolculuğu esnasında beyaz bir kadın ile zenci bir adam yan yana oturmaktaydılar. Beyaz kadın bu durumdan rahatsız olmuştu; hostesten kendisine başka bir yer bulmasını istedi. Zenci birinin yanında oturamazdı. Hostes, uçağın tamamen dolu olduğunu; ancak VIP bölümünde yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular olayı şaşkınlık ve tiksinti dolu bakışlarla izliyorlardı; kadın, yaptığı saygısızlık yetmezmiş gibi bir de VIP bölümünde yolculuğuna devam edecekti. Teninin renginden dolayı kendine hakaret edilen adam ise suskundu, cevap vermemeyi tercih etmişti. Kadın ise zenci adamdan uzakta VIP bölümünde seyahat edeceğini düşünerek hostesin dönmesini bekliyordu. Hostes birkaç dakika sonra geri geldi: “- Geciktiğim için çok özür dilerim; neyse ki VIP bölümünde boş yer bulabildim. Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. ‘Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak m...

Çocuklar Arasında Adalet

  Çocuklar Arasında Adalet   Nu‘mân b. Beşîr Radıyallahu Anh anlatıyor:   Babam bana bir bağışta bulundu. Sonra şahit tutmak için beni alarak Resûlullah’ın Sallallahu Aleyhi Vesellem huzuruna götürdü ve   “- Yâ Resûlallah! Şahit ol ki ben Nu‘mân’a malımdan şunu ve şunu bağışladım!” dedi.   Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: “- Oğullarının hepsine Nu‘mân’a bağışladığın kadar bağışta bulundun mu?” diye sordu.   Babam:   “- Hayır” cevabını verdi.   Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:   “- Öyle ise buna benden başkasını şahit yap!” buyurdu ve:   “- Oğullarının sana iyilik yapma hususunda eşit olmalarını diler misin?” diye sordu.   Babam:   “- Evet!” dedi.   Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem):   “- O halde bu şekilde olmaz! Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında âdil olun!” buyurdu.  

Müminler Arasında Sevgi

Müminler Arasında Sevgi Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırınız." (Müslim, İman 93.) Hadisten Öğrendiklerimiz 1. İman Cennetin anahtarıdır. Cennete mü'min olanlardan başkası giremeyecektir. Her pey¬gamberin ümmeti içinde mü'min olup, cennete girecekler vardır. Ancak İslâm'dan sonra diğer dinlerin hükmü ortadan kalkmıştır. 2. Sevgi iman’ın temelidir. Mü'minlerin birbirlerini sevmeleri dînî bir mecburiyettir. Karşılıklı sevgi gerçekleşmeden kâmil mü'min olunamaz. 3. Sevgi, kuru bir sözden ibaret değildir. O, kişiye yerine getirilmesi gereken bir takım sorumluluklar yükler. 4. Müminler arasında sevginin yayılması için çalışmak gerekir. 5. Sevginin yayılmasının birçok yolu vardır....

Karı Koca Arasındaki Soğukluğu Gidermek, Sevgiyi Artırmak İçin Dua

Karı Koca Arasındaki Soğukluğu Gidermek, Sevgiyi Artırmak İçin Dua Tâhâ Suresi-39. Ayet-i Kerimesi   أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي ﴿٣٩﴾ Okunuşu: Enıkzifîhi fît tâbûti fakzifîhi fîl yemmi felyulkıhil yemmu bis sâhıli ye’huzhu aduvvun lî ve aduvvun lehu, ve elkaytu aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea alâ aynî. Anlamı: “Onu (bebek Mûsâ’yı) sandığın içine koy ve denize (Nil’e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.” Nasıl okunacağı: 41 defa bir suya okunur ve içilir.

Yoksa Fidan Dikenlerin Arasında Yerimiz Yok mu?

Yoksa Fidan Dikenlerin Arasında Yerimiz Yok mu? Hayat bizimle başlamamıştır. Elbette bizimle de son bulmayacaktır. Nasıl bizden önce yaşayanlar olmuşsa bizden sonra da yaşayanlar olacaktır. Burada mühim olan, bizden öncekilerin bizlere devrettikleri hizmetleridir.  Biz devraldığımız hizmetleri olanca azim ve fedakarlığımızla sürdürüyor, bizden sonrakilere bunu daha kamil manada devretme azminde bulunuyor muyuz? İşte bütün mesele buradadır. Bizden öncekilerin hizmeti gibi hizmetler üretmek, onlar gibi hayırla yad edilecek hatıralar bırakarak gitmek... Tıpkı halife Harun Reşid'in konuştuğu ihtiyar zatın hizmet anlayışında olduğu gibi. İsterseniz bu tarihî olayı bir daha arz edeyim takdirlerinize de, bir daha hatırlayalım hizmet anlayışının nasıl olması lazım geldiğini. Efendim, Harun Reşid bir gün atına binip şöyle bir gezinti yaparak dinlenmek istediğinden Bağdat'ın dışına çıkar, yol kenarında yaşlı bir zatın hurma fidanı dikmekte olduğunu görür. Yaşlı bir adamın hâ...