Kayıtlar

Değilim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bilesin ki, Ben Nuşirevan’dan Daha Az Adil Değilim...

Bilesin ki, Ben Nuşirevan’dan Daha Az Adil Değilim...           Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ın halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber  Sallallahü Aleyhi Vesellem ’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas Radiyallahü Anh Şam’daki bir camiyi genişletmek ister.           Bu nedenle de caminin civarındaki arsaları kamulaştırır. Herkes arsasının bedelini alır ve isteyerek arsasını camiye devreder. Ancak Şam’da yaşayan bir Yahudi, camiye bitişik olan arsasını satmak istemez. Vali arsasının değerini fazlasıyla verse de Yahudi vatandaş arsasının kamulaştırılmasına rıza göstermez. Bunun üzerine vali arsaya el koyar ve bedelini adama gönderir.           Arsasını kaybeden Yahudi, komşusu olan bir Müslüman’a derdini anlatır. Sızlanır. Bana zulmedildi, der. Müslüman vatandaş da kendisine, Medine’ye git. Orada halife Hz. Ömer Radiyallahü Anh vardır. Derdini anlat. Ömer Radiyallahü Anh, son derece adildir, elbette seni dinler, der. Şamlı Yahudi Medine’nin yolunu tutar. Yoru

Hasta Ben Değilim

Hasta Ben Değilim Bir kadının çok sevdiği bir kızı varmış. Kızı hasta olmuş, ölüm döşeğinde iken annesi devamlı: — Allah’ım ne olur onun yerine benim canımı al, Diye dua edermiş. Yine bir akşam kızının başında bu dua ile âh-ü vah ederek otururken evin arka kısmından acayip bir ses gelmiş. Meğer evin ineği süt güğümüne su içmek için kafasını sokmuş çıkaramayınca can havli ile acayip sesler çıkarmaya başlamış, ölüm döşeğindeki kızının başında bekleyen annesi bu sesleri duyunca Azrail geliyor zannetmiş, ölüm korkusuna düşerek: — Aman ya Azrail! Hasta işte yataktaki kızımdır. Bana dokunma, diye yalvarmaya başlamış. (Alıntı)

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim!

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim! Hazret-i Ömer halife iken, Sa'd bin Ebî Vakkâs hazretleri de Mısır'da komutandı. Mısır'da ordusunu sevk ederken bir karargâh lâzım olur. Karargâh olacak en uygun yerde bir Yahûdînin evi vardır. Satması istenir, fakat inat edip satmaz Yahûdî. "Bize burası lâzım" denir ve Yahûdîye evinin değeri verilip evinden zorla çıkartılır. Yahûdî hanımına der ki: -Ne yapacağız? -Bunlara bir şey yapamazsın ki. Bunların Medîne'de bir Halîfeleri var. İstersen yürü git, "Böyle böyle yaptılar bana" diyerek bunları şikâyet et. Birşey çıkacağını zannetmem, ama bir ümit, git bakalım. Adam, küçük bir ümit de olsa, çıkıp gelir Medîne'ye. Sorar karşısına çıkanlara: -Halîfenin sarayı nerede? diye sorar. Adamın bu sorusu üzerine güler Medîneliler. Cevap verirler: -Ne sarayı? Evi şurası. Yahûdî gösterilen eve gider ki, basit, kerpiç bir ev. Kapıya vurarak seslenir: -Emîr-ül mü'minin nerede? Çocukları derler k