Kayıtlar

Sakın etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ey Davud, Beş Çeşit İnsandan Sakın

  Ey Davud, Beş Çeşit İnsandan Sakın   1- Yalancıdan sakın. [Onunla olduğun sürece aldanış içinde bulunursun.] 2- Ahmaktan sakın. [Onunla sohbet ettiğin zaman sana faydadan çok zararı dokunur.] 3- Cimriden sakın. [Senin en kıymetli vaktini alıp götürür.] 4- Kötü kalpli kimseden sakın. [Onun kalbini keşfedip kötü olduğunu anladığında sana zarar verir, ihtiyacın olduğunda da sana sahip çıkmaz.] 5- Fasıktan sakın. [Onunla oturup kalktığında bir lokmaya tamah edip seni o lokmaya satar.]   Kaynak: Nübüvvet Ve Velâyet Deryâsından Nasihatler

Sakın Üzülme!

  Sakın Üzülme!   •      Acın için; “Kur'an-ı Kerim” var. •      İsteklerin için; “Dua” var. •      Umudun için; “Sabır” var. •      Hüznün için; “Namaz” var. •      Günahın için; “İstiğfâr” var. •      Geceler için; “Sabahlar” var. •      Zorluklar için; “Kolaylıklar” var. •      Bütün dertlerin için; “Rabbin” var.   (Alıntı)

Harâbât Ehlini Hor Görme Sakın

Harâbât Ehlini Hor Görme Sakın   Meczubun biri camiye girer, belli ki namaz kılacak. Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır... Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider... Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar... Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan...             Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar... Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile... İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar... İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki: “- Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?” Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama m

Kibirden ve Ucubtan Sakının

                                                        Kibirden ve Ucubtan Sakının   Evliyâyı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Kuddise Sirrûh hazretlerinden, bir gün nasihat istediler. Onlara: “- Kibirden ve ucubtan sakının, başkasını beğenmemek, kibirdir ki, kibir, şeytan sıfatıdır. Çünkü şeytan, Adem Aleyhisselam’ı beğenmemiş, kendini beğenmiş ve şeytan olmuştur!” Ve ilâve etti: “- İki şey çok tehlikelidir. Biri, kendini beğenmek, öbürü başkasını beğenmemek. Birincisi, kibir, ikincisi ise ucubtur ve ikisi de birbirinden beterdir!”. Ve altını çizdi: “- İnsanların uğrayacağı en büyük felâket, bu iki kötü sıfatla sıfatlanmış olmaktır ki, bu ikisi kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır!”. Ya Rabbi, bizleri kibir ve ucuptan koru! Âllahümme âmîn!

Sakın Ha Kimseye Zulmetme!

  Sakın Ha Kimseye Zulmetme!   Halife Harun Reşid’in oğlu Me’mun çocukken hocası sebepsiz yere ona vurmuştu.   Me’mun: “- Neden bana vurdun?” diye sordu. Hocası: “- Sus!” dedi. Me’mun tekrar sordu. “- Bana neden vurdun?” Hocası yine: “- Sus!” dedi. 20 yıl sonra Me’mun Halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve: “- Bana niye sebepsiz yere vurmuştun?” diye sordu. Hocası tebessüm ederek: “- Onu hala unutmadın mı?” dedi. Halife Me’mun: “- Vallahi asla unutmadım!” dedi. Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi: “- Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım.” (Sakın ha kimseye zulmetme, çünkü zulüm yıllar geçse de kalpte sönmeyen ateştir…)

Sakın Gafil Olma!

Resim
  Sakın Gafil Olma! Dünya genelinde günde 120.000 ile 150.000 kişi ölüyor… Muhtemelen yarın da yaklaşık 120.000 ile 150.000 bin insan ölecek.             Bunlardan biri de sen olabilirsin! Yarın olmazsa başka bir gün öleceksin! “Bu günün işini yarına erteleme!” “Küssen barış!”, “Kırdıysan gönlünü al!”, “Hak yediysen helâlleş!”, “Namaz kılmıyorsan, namaza başla!”, “Dua ve zikirlerini çoğalt!”, “Sakın gafil olma!”... Yâ Rabbi! Bizlere; iman ile Kur’an ile, Kelime-i Şehadet getirerek, şehit olarak çene kapamayı nasip eyle! Âmîn!

Sakın Unutmayın!

  Sakın Unutmayın!   ·      Allah’ü Teâlâ’nın apaçık olan varlığını sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’nın her şeyi bildiğini sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’nın sonsuz gücünü sakın unutmayın! ·      Her şeyin Allah’ü Teâlâ’nın kontrolünde olduğunu sakın unutmayın! ·      Her konuşmanızın ve her yaptığınızın hesabını ahirette Allah’ü Teâlâ’ya vereceğinizi sakın unutmayın! ·      Sahip olduğunuz her şeyi Allah’ü Teâlâ’nın nimet olarak verdiğini sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’ya şükretmeyi sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’ya dua etmeyi sakın unutmayın! ·      Hatalarınızdan dolayı bir an evvel tevbe edip bağışlanma dilemeyi sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’ya karşı daima samimi ve dürüst olmayı sakın unutmayın! ·      Allah’ü Teâlâ’nın güzel ahlaklı olmayı emrettiğini sakın unutmayın! ·      Dünyanın geçici bir imtihan yeri olduğunu sakın unutmayın! ·      Dünyada çok kısa yaşayacağınızı sakın unutmayın! ·      Her an ölebileceğiniz

Şu Altı Şeyi Sakın Unutma

  Şu Altı Şeyi Sakın Unutma   Hz Ali Radiyallahü Anh’ın tavsiyeleri: 1- Sırrını iki kimseden başkası bilmesin: Sen ve Rabbin! 2- Dünyada iki kişinin rızasını almakta hırslı ol; Annen ve baban! 3- Sıkıntı ve musibetlere karşı iki şey ile Rabbine sığın: Sabır ve Namaz. 4- iki şeyden hiç korkma: Rızık ve ecel (Çünkü rızkın da ecelin de Rabbine emanet) 5- İki şeyi hiç hatırlama: Başkasına yaptığın iyilik ve başkaksınddan gördüğün kötülük, 6- İki şeyi ise hiç unutma; Rabbini ve ahireti.

El Açıp İsteyeni Sakın Azarlama

  El Açıp İsteyeni Sakın Azarlama   Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor: Dilenmek haramdır, zaruret olmadan dilenmek olmaz. Dilenmek, sersefil, fakra düşmüş veya rüsvay edici borca batmış veya elem verici kana bulaşmış insanlar dışında, kimseye caiz değildir. Dilenci, at üzerinde gelse bile hakkı vardır. Eğer düşkün ve yoksullar yalan söylemeselerdi onları reddeden felah bulmazdı. Dilenmek üç şeyden dolayı haramdır. Fakirliği açığa vurmak, Allah'tan şikâyet etmek anlamına gelir. Birisinden birşey isteyen hizmetçi efendisinden şikâyetçi etmiş gibi olur. Ancak zaruretten dolayı ve yakınılmadan istemek haram değildir. Kendini aşağı göstermiş olur. Oysa Allah'ın huzurundan başka yerde kendini aşağı göstermiş olması yakışık olmaz. Bundan kurtulmanın çaresi elden geldiğince, dostlarından, akrabalarından ve açık gönüllü kimselerden istemektir. Zira onlar hakaret gözü ile bakmazlar. Yine bu durumda da zaruret olmadan istememek gerekir. Dilekte bulunduğu

Sakın Üzülme

  Sakın Üzülme   Hayırsız evlat, eş-dost seni üzerse; “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme! En sevdiklerin bile gönlün kırarsa; “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Tüm işlerin ters gider, her gün ağlarsan; Her şeyden umut kesip, kalbin dağlarsan; Tuttuğun dallar kopar, kara bağlarsan; “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Her insan seni ezer, avanak derse; İyilik yaptıkların, alay ederse; Güvendiğin dağlara, karlar yağarsa; “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Gücün yetse dahi sen, kimseyi üzme! Asla sui zan etme, kalbini bozma! Kin, intikam besleme, kimseye kızma! “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Aman ha kimselere, derdini dökme! Garibanım diyerek, boynunu bükme! Rabbinden başkasına, gözyaşı dökme! “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Haksızlık yapanlara; etme beddua; Sen onlara eyle, güzel bir dua; Mahkeme-i Kübra’da, görülür dava; “Rabbim bana yeter!” de; sakın üzülme!   Bu dünya ahret için, kur

Sakın İncitme Bir Cânı

  Sakın İncitme Bir Cânı   Mahlûku halk eden Allah, Kitap göndermiştir vallah, Daim de "amentü billâh" Her amelin olsun lillah.   Sakın incitme bir cani, Yıkarsın arş-ı Rahman’ı.   Bilirsin ki Allah vardır, İslam'a imanı yardır, Bu dünya fani bir dârdır, Ahiret dâr-ı karardır.   Sakın incitme bir canı, Yıkarsın arş-ı Rahman’ı.   Tasdik eyledin Kur'an'ı, Tevhid eyledin Rahman’ı, Nar-ı cehîme imanı, Vardır kıyamet divanı.   Sakın incitme bir canı, Yıkarsın arş-ı Rahman’ı.   Bilirsin, haram helalı, Bilirsin sevab vebalı, Aman olma lâ-übâlı, Terk eyle boş kîl-u kâlı.   Sakın incitme bir canı, Yıkarsın arş-ı Rahman’ı.   Bu dünya seni terk eder, Devletin hep elden gider, Ölüm bir gün kabre güder, Biri sürer biri yeder.   Sakın incitme bir canı, Yıkarsın arş-ı Rahman’ı.   Ağ tüylerin nişan olur, Ölümün kehkeşan olur, Vücudun perişan olur, Gözlerin hûn-feşân olur.   Sakın incitme

İncitme

  İncitme   Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin.   Yollar uzun, yollar ince Yol kısalır aşk gelince Yat kurban ol İsmail'ce Bıçak senden incinmesin.   Burdayım de ararlarsa Doğru söyle sorarlarsa Tabutuna sararlarsa Bayrak senden incinmesin.   İl göçsün göçtüğün vakit Yol yansın geçtiğin vakit Suyundan içtiğin vakit Kaynak senden incinmesin.   Toz konmasın sakın sana Hakkı geçer halkın sana Gücenmesin yakın sana Uzak senden incinmesin   Abdurrahim KARAKOÇ