El Açıp İsteyeni Sakın Azarlama
El Açıp İsteyeni Sakın Azarlama
Resulullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor:
Dilenmek
haramdır, zaruret olmadan dilenmek olmaz.
Dilenmek,
sersefil, fakra düşmüş veya rüsvay edici borca batmış veya elem verici kana
bulaşmış insanlar dışında, kimseye caiz değildir.
Dilenci,
at üzerinde gelse bile hakkı vardır.
Eğer
düşkün ve yoksullar yalan söylemeselerdi onları reddeden felah bulmazdı.
Dilenmek
üç şeyden dolayı haramdır.
Fakirliği
açığa vurmak, Allah'tan şikâyet etmek anlamına gelir. Birisinden birşey isteyen
hizmetçi efendisinden şikâyetçi etmiş gibi olur. Ancak zaruretten dolayı ve
yakınılmadan istemek haram değildir.
Kendini
aşağı göstermiş olur. Oysa Allah'ın huzurundan başka yerde kendini aşağı
göstermiş olması yakışık olmaz. Bundan kurtulmanın çaresi elden geldiğince,
dostlarından, akrabalarından ve açık gönüllü kimselerden istemektir. Zira onlar
hakaret gözü ile bakmazlar. Yine bu durumda da zaruret olmadan istememek
gerekir.
Dilekte
bulunduğu kimseye usanç verir o da gösteriş için vermiş olur. Zira
ayıplanmaktan korkar. Bundan kurtulmanın yolu da açıkça değil ima yolu ile
istemektir.
Dileneni
Azarlamamak
"El
açıp isteyeni de sakın azarlama." (Duha:10)
İsteyene
gelince, sakın onu koğma. İsteyeni yahut soranı azarlama, yani azarlayarak
koğma da lutfet: İhtiyacını gider, yahut yumuşak dille reddet.
"Mallarında
dilenci ve mahrum için bir hak vardır."(Zâriyat, 51/19) âyetinde de buna
işaret vardır.
Bununla
beraber demişlerdir ki,
Dilenciyi
azarlamanın yasaklanmış olması, istemede ısrar etmediği durumdadır.
Eğer
istemede ısrar eder de yumuşak bir şekilde reddetmek fayda vermezse o vakit
azarlamada bir sakınca yoktur
Zira
"İnsanlardan yüzsüzlük edip de ısrarla istemezler."(Bakara, 2/273)
övgüsü, ısrarın yerildiğini ifade eder. Yerilen bir şey de azarlanmaya değer.
Mal
dilencisine istediğini vermeye gücü yeten kimse yumuşak bir şekilde reddedip de
bir şey vermediği zaman tehdit edilmemiştir. Oysa ilim soran kimseye ilmi olan
kimsenin cevap vermemesi öyle değildir.
Bir
hadis-i şerifte:
"Kendisine
bir ilim sorulup da onu gizleyen kimse, ateşten bir gem ile gemlenir."
buyrulmuştur.
Yüzsüz,
asıldı mı bırakmayan, ısrarlı mal dilencilerini konu dışıdır. Çünkü öğrenmek
maksadı olmayarak soranın buraya dahil olmaması gerekir. Fakat ihtiyaç ve
maksat, gizli işlerdendir. Görünüşte her hangi bir soru ve istek, bir ihtiyaç
mânâsı ifade ettiğinden, bir şey soran veya isteyene ilk anda kötü zan
beslemeye hak yoktur. Sualinde ısrarına göre doğru veya yalan söylediği
neticesine varılabilir. O halde ister dilenmek ister öğrenmek olsun işin başında
hemen azarlanmamalı, istediği verilmezse bile koğulmamalı, incitilmemelidir.
Yüzsüzlük ve ısrar etmesi halinde de anlaşılan durumuna göre, layık olan ne ise
o şekilde karşılanmalıdır. Zorda kalan ve muhtaç olana, güç yettiği kadar
mümkün olan yardım farz derecesine kadar varabilir.
Eğer
sual yerilen bir sual ise, derecesine göre kötülükten nehyi gerektirir. O zaman
azarlamak yaraşır. Çünkü mümine eziyet vermek de haramdır. Eğer sual övülen bir
sual ise, azarlamak ve incitmek mutlak şekilde haram ve yasak olur. Gücü
yetenin buna uygun cevap vermesi, nimeti anmış olmak üzere vacip veya mendub
olur.
İlim
dilenmek genellikle övülmüştür. Bunda, eziyet ve saygısızlık derecesine
varmamak şartıyla, ısrarla yalvarmak da güzel görülmüştür. Mal dilenmek ise
genellikle yerilmiştir. Ancak başka bir kazanç yolu bulamayan muhtaç için bir
izindir. Böylelerine yardımı düşünmek ise gücü yetenler için bir borçtur. Şu
halde ihtiyacı olmadan dilenen yerilmiş dilenciler azara layık olduklarından
dolayı ikinci görüşte olduğu gibi bu yasaklamaya dahil olmamak gerekirse de,
bizzat istemenin kendisi bir ihtiyaç delili olduğu için, herhangi bir dilenciyi
aksi sabit olmadıkça azarlamak, yetimi ezmek gibi yasaklanmıştır.
Kaynak:
1)
Elmalı Tefsiri Duha:10
2)
Kimyayı Saadet
3)
Kütüb-i Sitte
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder