Kayıtlar

Edilişi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilişi

Resim
Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilişi   Hz. Osman Radiyallahü Anh Kur’an-ı Kerim okuyordu. Bir ara susuzluğun ve yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı... Diz üstü oturmuş Kur’an-ı Kerim okurken, birden başı öne eğildi uykuya dalmıştı birden bire. Uykudayken, rüyasında önünde koridorlar açılıyordu. O’nu tutup götürüyorlardı… “Buradan!” “Buradan!” diyorlardı... Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu. Yaklaşınca birden ne görsün. Allah Teâlâ Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh öteki yanında Hz. Ömer Radiyallahü Anh vardı. Allah Teâlâ'nın Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem ile karşı karşıya kalmıştı, Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem bakıyor gülümsüyordu: “- Osman geldin mi?” “- Geldim ya Rasûlallah!” “- Seni susuz mu bıraktılar?” “- Beni susuz bıraktılar, Ya Rasûlallah” “- Seni hapis mi ettiler?” “- Beni hapis ettiler!” “- Seni mescide indi...

İstiklal Marşı'nın Kabul Edilişi ve Akif'in Para Ödülüne Tepkisi

İstiklal Marşı'nın Kabul Edilişi ve Akif'in Para Ödülüne Tepkisi 1921 yılı, milli mücadelenin devam ettiği o zamanlarda mücadeleye katkı sağlayacak ve toplumun bir arada kalmasına yardımcı olacak bir marş yazılması için düzenlenen yarışmada herkesin bildiği gibi tek bir kazanan vardı: Mehmet Akif Ersoy. Akif bu yarışmaya katılmak istemese de dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarları ile yarışmaya katılmayı kabul etti. 724 şiir arasından, Akif'in bu eseri 12 Mart 1921 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bazı mebusların karşı çıkmasına rağmen, çoğunluğun alkışları arasında İstiklal Marşı'nın güftesi olarak kabul edildi. Kabul edilmesinden sonra ilk defa şiirin yarışmaya katılmasını sağlayan Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okunmuştur. 1924 yılında ise bu şiirin bestelenmesi için bir yarışma düzenlenmiş ve Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi kabul edilerek 1930 yılına kadar bu beste ile okunm...
Alparslan’ın Şehid Edilişi 1072 yılında Mâverâünnehr’e sefere çıkan Alparslan’ın huzuruna hain bir kale komutanını getirdiler. Alparslan dört kazık çakılarak komutanın el ve ayaklarının bunlara bağlanmasını emretti, bunun üzerine komutan: “Ey korkak! Benim gibi bir adam böyle öldürülür mü?” diye cevap verdi. Bu sözlere çok sinirlenen Alparslan eline ok ve yay alarak muhafızlara komutanın serbest bırakılmasını emrini verdi. Ancak o güne kadar hedefini hiç şaşırmayan Alparslan’ın attığı ok komutana isabet etmedi. Komutan hemen Alparslan’ın üzerine saldırdı. Tahtında oturan Alparslan komutanın kendisine doğru geldiğini görünce ayağa kalkıp tahtından inmek istedi, ancak bu sırada ayağı sürçerek yere düştü. Bunun üzerine üzerine çullanan komutan, yanında bulunan bıçağını Alparslan’a saplayarak onu yaraladı. Alparslan bu olaydan sonra şöyle dedi: “Her nereye yönelsem ve hangi düşman üzerine yürümek istesem daima Allah’tan yardım dilerim. Dün bir tepeye çıktım, ordunun azametinden v...