İstiklal Marşı'nın Kabul Edilişi ve Akif'in Para Ödülüne Tepkisi
İstiklal Marşı'nın Kabul Edilişi ve Akif'in Para
Ödülüne Tepkisi
1921 yılı, milli mücadelenin devam ettiği o
zamanlarda mücadeleye katkı sağlayacak ve toplumun bir arada kalmasına yardımcı
olacak bir marş yazılması için düzenlenen yarışmada herkesin bildiği gibi tek
bir kazanan vardı:
Mehmet Akif Ersoy.
Akif bu yarışmaya katılmak istemese de dönemin
Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarları ile yarışmaya katılmayı kabul
etti. 724 şiir arasından, Akif'in bu eseri 12 Mart 1921 günü Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde bazı mebusların karşı çıkmasına rağmen, çoğunluğun alkışları
arasında İstiklal Marşı'nın güftesi olarak kabul edildi. Kabul edilmesinden
sonra ilk defa şiirin yarışmaya katılmasını sağlayan Milli Eğitim Bakanı
Hamdullah Suphi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okunmuştur.
1924 yılında ise bu şiirin bestelenmesi için
bir yarışma düzenlenmiş ve Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi kabul edilerek 1930
yılına kadar bu beste ile okunmasına rağmen o yıldan sonra Osman Zeki Üngör'ün
günümüz bestesine dönüş yapılmıştır.
Mehmet Akif Ersoy şiiri İstiklal Marşı
yarışmasında 1. seçildiğinde kendisine verilen ödülü kabul etmemiştir. Daha
doğru ifade ile ordunun kendisine verdiği ödülü nezaketen kabul etmiştir. Fakat
Akif bu şiiri milli mücadeleye yardımcı olması uğruna kullandığı için, karşılığında
herhangi bir ödül alması mücadele ruhuna, kendi karakterine aykırı bir durum
oluşturacaktı.
Bu sebepten aldığı ödülü “Darülmesai” adında
yoksulluk ile mücadele eden bir hayır kurumuna bağışlamıştır. Akif böyle bir
hareketi yapması onun iyiliği yanında bu paraya ihtiyacı olmadığı anlamına da
gelmemektedir. Zira ödül o döneme göre çok yüklü bir meblağ olup, Akif'in de
paraya ihtiyacı olan bir insan olduğunu hatırlamak gerekir. Hatta Akif bu
şiirini SAFAHAT adındaki eserine koymamış, bu şiirin sahibini kendisi değil
milli mücadele veren herkesin olduğunu söylemiştir.
Böyle zor koşullar ve sıkıntılar altında
kazanılan, böyle imkânsız ve büyük bir zafer şüphesiz bu şekilde düşünen ve
hareket eden insanların var olmasındandır. İnsanların kendisinden önce vatanını
düşünmesi nasıl kurtuluşa erdiğimize dair bir kanıt niteliğindedir.
Kıssadan Hisse: İstiklâl Marşı için
yapılan Şiir yarışmasında kazanan şiir için para ödülü konulmuştu. Ancak Mehmet
Akif Ersoy: Sırtına giyecek paltosu olmamasına rağmen; “Bu şiiri para değil,
vatanım için yazdım!” diyerek yarışmayı kazandığı halde para ödülünü kabul
etmemiş “Darülmesai” adında yoksulluk ile mücadele eden bir hayır
kurumuna bağışlamıştır.
Şimdiki insanların pek çoğu ise devleti tek
başına yeseler ne cepleri doluyor, ne gözleri doyuyor... Üstelik maddi durumları
da çok iyi…
Şanlı tarihimizde daha böyle sayısız örnekler
var…
“Allah’ü Teâlâ gözü tok, kahraman ecdadımıza
gani gani rahmet eylesin!”
Yorumlar
Yorum Gönder