Kayıtlar

Avrupalılar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Avrupalılar yıkanmayı Müslümanlardan Öğrendiler

Avrupalılar yıkanmayı Müslümanlardan Öğrendiler Fransızların Dünya milletlerine karşı kendisiyle övündükleri “Versay” sarayında bir hamam yoktur. Orta çağda, Paris’te, oturan bir Fransız, sabahleyin kalktığı zaman, evinde bir abdesthane olmadığı için, oturağa yaptığı pislik ile içme suyu, şişesini beraberinde Sen nehrine götürür; o nehirden evvelâ içmek için su alır. Sonra pisliğini nehre dökerdi. Bu satırlar “içme Suyu” “(L’Eau Potable)” adlı bir Fransız eserinden, aynen alınmıştır. Kanunî Sultan Süleyman, zebanında İstanbul’a gelen bir Alman rahibi, tahminen 967 [m.1560] tarihinde yazdığı bir eserde; “- Buradaki temizliğe hayran, oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Bütün dükkânlar tertemizdir. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bile bulunmaz. Ayrıca İsmine (hamam) dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler, bütün bedenlerini yıkarlar Hâlbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler!” demekte

Son Nefeste Tevbe Geçerli mi?

Son Nefeste Tevbe Geçerli mi? İnsan hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’anı Kerim de, “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar.(Nisa Süresi, 48; 116)” buyurarak hangi günah olursa olsun affedebileceğini bildirmektedir. Kitaplarımız da canı gönülden yapılan tövbenin Allah tarafından kabul edileceği ifade edilir. Nitekim Allah’ü Teâlâ, “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim Suresi, 8) buyurarak yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayette geçen nasuh tövbe ise şöyledir: 1-Allah’a karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’ü Teâlâ’ya sığınmak ve pişman olmak. 2-Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak. 3-Bir daha böyl

Vergiler ve Halimiz

Vergiler ve Halimiz Vezirler bir gün telaş içinde devrin Kralına çıkmışlar: - Efendim, hazinede kuruş para yok, yeni vergilere ihtiyacımız var, demişler. Kral: - Eee iyi de, her şeye zaten vergi var. Şimdi daha ne vergisi koyalım? Baş vezir atılmış: - Köprülere adam koyalım, gelip geçenden 1 lira alalım Kralım... Hemen ferman çıkmış. Aradan bir süre geçmiş Kral merak etmiş acaba halktan bir tepki var mı? Diye… - Hiçbir şey yok,  demişler. Kral: - İyi, madem öyle, köprülerin çıkışına da bir adam koyalım 1 er lira daha alalım!" demiş. Aradan bir süre daha geçmiş, - Var mı halktan bir tepki, şikâyet? - Yok efendim! Kral iyice kızmış: - Ulan, köprülerin ortasına birer adam daha koyun gelip geçeni dövsün! Bir kaç gün daha geçmiş gene bir tepki yok. Kral çok kızmış. - Köyün birine gidelim de Halkı bir dinleyelim, demiş. Neyse vatandaşı hemen toplamışlar meydana... Kral sormuş: "Var mı bir şikâyetiniz, derdiniz?" çıt yok... "Var mı lan deyyuslar

Vücudun Su Tutmasını Engellemek

Vücudun Su Tutmasını Engellemek Vücutta su tutulması, dolaşım sistemi dâhilinde vücudumuzda dolaşan sıvıların damar dışına çıkarak doku veya cilt aralarındaki boşluklarda birikmesine yani ödem oluşmasına deniyor. Vücudun su tutmasını ve ödem oluşumunu engellemek için bazı yöntemler bulunuyor. 1. Sodyum tüketmekten kaçının Vücudunda ödem oluşan kişilere verilen ilk tavsiye en büyük sodyum kaynağı olan tuz kullanımını azaltmak oluyor. Sodyum vücuttaki suyun sabit kalmasına neden oluyor. Ne kadar çok sodyum tüketilirse vücuttaki su tutulma miktarı da o kadar artıyor. Sodyum sadece tuz ile sınırlı değil. Tüm işlenmiş etler, konserve gıdalar, soya sosu gibi birçok gıda da sodyum içeriyor. 2. Magnezyum tüketiminizi arttırın Magnezyum tüketimini arttırmak su tutulmasını azaltmaya yardımcı oluyor. Yapılan bir araştırmaya göre özellikle adet öncesi dönemdeki kadınların günde 200 gram magnezyum içeren bir gıda tüketmesi ödemin azalmasına yardımcı oluyor. Ceviz, yemişler, tam tah

Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı

Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı Yazar: Yaşar AKKAŞ Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulduğundan beri Avrupa, Asya ve Afrika’da genişlemeye devam ediyordu. Avrupalılar Osmanlı’dan öyle korkuyorlardı ki çocuklarını bile “Türkler Geliyor!” diye korkutuyorlardı. Nihayet 1699’da başlayan 2. Viyana Kuşatması sonunda yenilen Osmanlı Devleti devamlı toprak kaybetmeye başladı. Hollandalı Yahudi Erasmus “Osmanlı- Türk İmparatorluğu'nun büyüklüğü bizi korkutmamalıdır. Roma ve Büyük İskender'in İmparatorlukları da çok büyüktü ve yenilmez oldukları sanılırdı. Hâlbuki bu gün yoklar. Yıkılıp gittiler.” diyerek Türk korkusunu yenmeye çalışıyordu. Ortadoğu’nun enerji kaynaklarının büyük bölümünün hâkimiyeti de Osmanlı Devleti’nde olduğundan Siyonizm’in ve sömürgeci Haçlı güçlerinin işine gelmiyordu. Her iki küresel güç birleşerek Osmanlı’yı önce yıkmaya, sonra yok etmeye, topraklarını sömürge yapmaya karar verdiler. Bilim adamlarından oluşa