Kayıtlar

Eylül 4, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Salevât-ı Şerîfe

Salevât-ı Şerîfe Talebelerinin sayısının on binleri bulduğu rivâyet edilen Muhammed Cezûlî , bir gün bir kuyu başına abdest almak için uğradı. Kuyunun yanında su çekmek için kova ve ip yoktu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir kız, onun bu hâlini yüksekçe bir yerden gördü ve ona şöyle dedi: -Sen kimsin ve niye şaşırdın? Muhammed Cezûlî, onun kova getireceği ümîdi ile kendisini tanıttı ve hâlini bildirdi. Kız bunun üzerine ona; -İnsanlar seni hayır ve kerametle överler. Sen ise kuyudan su çıkarmaktan âciz kaldın ve şaşırdın, dedi ve gelip kuyuya seslendi. Allah’ü Teâlâ’nın izni ile su, kuyudan taşıp dışarıya akmaya başladı. Muhammed Cezûlî abdest aldıktan sonra kıza; -Sen bu kerâmete hangi amelin sebebi ile nâil oldun?" dedi. Kız da; -Resûl-i Ekreme salevât-ı şerîfeyi çok getirmekle ve salevât okumaya devâm ederek kavuştum, diye cevap verdi. Muhammed Cezûlî, bu duruma hayret ederek; "Acabâ hangi salevât-ı şerîfeyi okumaya devâm etsem?" diye düşünmeye başl

İsimsiz Kahramanlar

İsimsiz Kahramanlar Bu vatan için canını feda eden, İsimsiz kahramanlar Nice ana kuzuları nice canlar... Kefensiz yatan oğullar... Bu vatan size minnettar... Bu gün bayrağımız dalgalanıyorsa Özgürce yaşıyorsak... Hepinizin hakkı var... Hakkınızı helal edin… Dönmemek üzere giden evlatlar... Çanakkale’yi kanlarıyla suladılar Binlerce on binlerce... Gittiler ardına bile bakmadan... Namus için, vatan için, bayrak için... Kimi sevdiğini bıraktı, kimi evlat, kimi ana Bu güzel vatan uğruna... Yeni nesil sözüm size. Bu vatan emanettir hepinize Sakın unutmayın toprak altındaki meçhulleri O isimsiz askerleri... alıntı

İnsanlara Karşı Başlıca Görevlerimiz

İnsanlara Karşı Başlıca Görevlerimiz 01) Hiç kimseye zarar vermemek: İnsanların canına, malına, konutuna, hürriyetine, namus ve şerefine tecavüz etmek dinimizce yasaktır. Bunlar insanların dokunulmaz haklarıdır. Müslüman, başkalarının hakkına saygı göstermek, insanlara zarar verici her türlü fiil ve davranıştan sakınmakla görevlidir. Gerçek Müslüman olabilmenin bir şartı da budur. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden zarar görmediği kimsedir.” (Hadis- i Şerif: Riyazüssalihin) 02) Başkalarına yardım etmek: İnsanlara tatlı sözlü ve güler yüzlü davranmak, fakirlere yardım etmek, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak, kimsesizleri korumak, düşeni kaldırmak, yolunu şaşıranlara yol göstermek dinimizin emri, iyi ahlaklı olmanın gereğidir. 03) Büyüklere saygı, küçüklere merhamet göstermek: Anne ve babamıza, büyük kardeşlerimize, öğretmenlerimize ve yaşça bizden büyük olanlara saygı göstermek, bizden küçüklere kimsesizle

İnciler Gibi

İnciler Gibi Seylan adasında turistler, yüzlerce dalgıcın, denizin dibine dalarak, sepetlerine istiridye toplayıp gemiye çıkmalarını, sonra bu istiridyelerin kabuklarını bıçakla açıp içlerindeki incileri ayıklamalarını seyrediyorlarmış. Bu inci avcılarına başkanlık eden ihtiyar Hintli’den, incilerin nasıl oluştuğuna dair bilgi istemişler. İhtiyar Hintli şöyle açıklamış: "İnci, istiridyenin kabukları arasına denizin dibinden rasgele giren herhangi bir kum parçası veya buna benzer şeyden başka bir şey değildir. İstiridye, kabukları arasına giren bu yabancı cismi bünyesine istemediği için bunun üzerini kendi kabuğuna benzer bir madde ile örtmeye başlar ve uzun bir süre sonra, bu madde de inci olur.” İhtiyarın buraya kadar anlattıklarını dinleyen turistlerin: "Hayret doğrusu! "sözlerini duyduğunda ise, Hintli’nin tepkisi şu olmuş: "Neden hayret! Canlılar âlemi, insanlık âlemine benzer. Bir kum tanesi, denizin dibindeki bir istiridyenin bağrında zamanla