Kayıtlar

Eylül 1, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fitneden Korunma Duası

Fitneden Korunma Duası اَللَّهُمَّ اَحْفَظْنَي مِنْ الفِتَنِ وَالأحْوَال Okunuşu: Allahümme ehfaznâ minel fiteni vel ehvâl! Anlamı: Allah’ım fitne, korku ve sıkıntılardan bizi koru! Âmin!

Herkes Kendine Yakışanı İkram Eder

Herkes Kendine Yakışanı İkram Eder Fatih Sultan Mehmet bir yemek düzenler. Fransa Kralı'da sandığın içinde dalga geçmek için insan ve hayvan pisliği yollar. Osmanlı bu duruma çok bozulur. Ve Fatih'in çevresindekilerin ne yapmak istediğini sorarlar. Fatih de bir sandığın İçine güller ve Lokum koymalarını İster. Ve Osmanlı elçisiyle gönderirler. Fransa Kralı'na şunu iletirler: -Osmanlı Devleti öyle bir devlettir ki, bizim yediklerimizin, kokladıklarımızın tadına başkalarının da bakmasını isteriz der. Fransa Kralı çok mahcup olur ve Fatih'e hediyeler gönderir.

Hediye

Hediye  Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kâğıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kâğıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı...  Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip "Bu senin babacığım" dediğinde üzüldü. Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına... Bir gece önce yaptığından utandı... Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu... Kızına gene bağırdı.  "Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?" Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı… "O kutu boş değil ki baba" dedi... "İçini öpücüklerimle doldurmuştum!” Adam öyle fena oldu ki... Koştu... Kızına sarıldı... Beraberce ağladılar. Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi

Gurura Karşı İlaç

Gurura Karşı İlaç Halife Hz. Ömer bir gün kırbasını (su tulumu, su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı oğlu Abdullah'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu: - Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı, taşıtacak kimse mi bulamadın? - Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum. (Alıntı)

Görebilmek

Resim
Görebilmek Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa… “Buraların yabancısıyım demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.” Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra; “Ben de buraya ilk defa geliyorum!” demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde... Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. “Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz?” Diye gülümsemiş çocuk... “Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.” “İyi ama...”  Demiş adam, “Bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malum?” “Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez...” diye atılmış çocuk. “Üstelik manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız!” Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra