Görebilmek
Görebilmek
Adamın biri, ilk defa gittiği
küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir
arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa…
“Buraların yabancısıyım
demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu
söylediler.”
Çocuk, arabanın
penceresini iyice açtıktan sonra; “Ben de buraya ilk defa geliyorum!” demiş. Ama
sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde...
Adam, çocuğun da yabancı
olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.
“Ihlamur çiçeklerinin
kokusunu duymuyor musunuz?” Diye gülümsemiş çocuk... “Kuş cıvıltıları da oradan
geliyor zaten.”
“İyi ama...” Demiş adam, “Bunların parktan değil de tek bir
ağaçtan gelmediği ne malum?”
“Tek bir ağaçtan bu kadar
yoğun koku gelmez...” diye atılmış çocuk. “Üstelik manolyalar da katılıyor
onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin
kokusunu duyacaksınız!”
Adam, gözlerini hafifçe
kısarak denileni yaptıktan sonra teşekkür etmek için döndüğünde fark etmiş
çocuğun âmâ olduğunu...
Çocuk ise, konuşurken bir
anda sözlerini yarıda kesişinden anlamış adamın kendisini fark ettiğini.
Işığa hasret gözlerini
ondan saklamaya çalışırken; “Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim!” demiş…
“Görmeyi o kadar çok özledim
ki... Sizinkiler sağlam öyle değil mi?”
Adam, çocuğun tarif ettiği
yerde bulunan fırına yönelirken;
“Artık emin değilim, emin
olduğum tek şey, senin benden iyi gördüğün... ” demiş… (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder