Kayıtlar

Kavuşur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalpler Ancak Allah’ı Anmakla Huzura Kavuşur…

Kalpler Ancak Allah’ı Anmakla Huzura Kavuşur…   “Anımsamaz mı insan ki, Bir zaman anılmaya değer bir şey değildi.” (İnsan Suresi 1) Ne çabuk unuttuk, ne çok unuttuk… Dünya kalınası değildi, Yeryüzünde karar kılamazdık ki. Geldik ve nihayet dönecek değil miydik? Şimdi hatırladığımız bu… Ve hiç unutmayacağımız… Ne çok unuttuk, ne çabuk unuttuk Bizden önce gelenleri ve bizden önce gidenleri Güzel atlara binip giden güzel insanları Sırf ölümünü güzel eylemek için yaşayanları Ölümünü ‘düğün gecesi’ gören güzel bakışlıları Ne çok uyuduk göklerden habersiz. Ne çok unuttuk semaya yüz dönmeyi Ayağımızı yere sabit belledik Elimizdekileri sahiplendik Değil elimizdekilerin, Elimizin bile elimizde olmadığını hatırlamak zamanı şimdi. Çok hatırlamak ve çabuk hatırlamak zamanı. Unuttuk; Dünya bir gölgelikti oysa Yolcu olduğumuzu unuttuk, Yolumuzun buradan geçtiğini sadece Sadece uğradığımızı şu dünyaya Yükümüzü yeğni tutmayı bilemedik. ...

Salavat Okuyan, Allah’ü Teâlâ'ya Hoşnut Olarak Kavuşur

Salavat Okuyan, Allah’ü Teâlâ'ya Hoşnut Olarak Kavuşur Salavat okuyan kimseye öncelikle Resûl-i Ekrem’in şefaati vardır. Salavat getiren için dünyada yardım, cennette de bizzat Peygamber (sav) Efendimize yakınlık vardır. Kişi salavat getirmekle Allah’ın rahmetine mazhar olur. Çünkü bir rivayete göre Peygamber (sav) Efendimize salat-ü selam eden kimseye Allah’ın on rahmet ettiği, diğer bir rivayete göre de yetmiş rahmet ettiği bildirilmiştir. Salavat okuyan, Allah’a hoşnut olarak kavuşur. Salavat vasıtası ile dualar kabul olur. Hadiste de buyurulduğu üzere dua gökte asılı kalır, ancak salavat ile yükselir. Salavatın vacip olduğu yerlerde salavat getirmek ibadetlerin kabulüne, müstehap olduğu yerlerde okumak da sevap ve feyzin artmasına sebeptir. Salavatta, Peygamber (sav) Efendimize olan muhabbetin ispatı vardır. Çünkü seven sevdiğinin adını daima anar. Salat ve selam okuyan kimse nifaktan kurtulur. Peygamber (sav) efendimize salavat okuyanın iki gözünün ara...

İstemesini Bilen Her Şeye Kavuşur

İstemesini Bilen Her Şeye Kavuşur             Adamın biri bir gün Sultanla görüşmek için güç-bela bir randevu alır. Sultan adamı kabul ederek, ona isteğini sorar. Adam epey methi senadan sonra bir av köpeği istediğini söyler. Sultan çok sinirlenir, ama köpeğin verilmesini emreder. Adam köpeği aldıktan sonra: ''Ey Sultanım ben bu köpekle ava çıkacağım. Takdir edersiniz ki köpeğin peşinden yaya olarak koşamam!'' der. Bunun üzerine Sultan bir de at verilmesini emreder. Bu defa adam: ''Bu atı verdiniz, ama ben at bakımından hiç anlamam!'' der. Sultan, adamın istekte bulunma tarzından hoşlanır. Bunun için bir de at bakıcısı ya da köle verilmesini söyler. Adam istifini bozmadan: ''Ey Sultanım ben önemli değilim de bu at bakıcısına kim yemek yapacak?'' diye sorar. Adamın bu tavrı Sultanın iyice hoşuna gider. Sultan bir de cariye verilmesini söyler. Bu defa adam: ''Ey Sultanım, bu kadar insanı başıma biriktirdi...