Kayıtlar

ayağı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu

Resim
Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu Anne karnındaki bir çocuğun ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı vardır. Bütün aza ve cihazatı tam tekmil verilmiştir. Hâlbuki bunların hiçbirine orada lüzum yoktur. Orada çocuk, gıdasını, göbeğinden annesine bağlı bir hortumla almaktadır. Şimdi bu çocuk: - Ya Rabbi! Dese, şu hortum bana yetmektedir. Pekiyi şu ağza, şu göze, şu kulağa, şu ele, şu ayağa ne lüzum vardı. Hiçbir işe yaramamaktadırlar? Herhalde Allah’tan Celle Celâlûhü alacağı cevap şöyle olsa gerek: - Acele etme kulum, aklının almadığı şeye de burnunu sokma. Sen kısa bir müddet sonra öyle bir âleme gideceksin ki burada 'her şeyim' dediğin hortum, orada hiçbir şeye yaramayacak, kesilip atılacak. Lüzumsuz sandığın ağız, göz, kulak gibi şeylerde en lüzumlu cihaz durumuna geçecek. O çocuk bu gerçeklere inanmasa ve bir inkârcı olarak dünyaya gelse hakikaten hortumun işe yaramadığını, ebenin onu kesip kaldırıp attığını; lüzumsuz sandığı ağız,

İyi İnsan Kimdir?

İyi İnsan Kimdir?   İyi insan kimdir? Bu soruyu herkese sorsak değişik cevaplar alırız. Biz kısaca cevap verelim: “ İyi insan, görevini en iyi yapan kişidir.” Dünyamız devletlerden, devletler milletlerden, milletler ailelerden, aileler ise fertlerden oluşur. O halde herkes görevini iyi yaparsa; fertlerde, ailelerde, milletlerde ve devletlerde dolaysıyla dünyamızda hiçbir problem kalmaz.  O zaman diyoruz ki: Çöpçü, öğretmen, doktor, polis, asker, hâkim, vali, bakan, başbakan, kısacası her fert; görevini iyi yaparsa o toplum dünyanın en kalkınmış ve huzurlu toplumu olur. Yok, herkes suçu başkasına atarsa; kargaşa ve anarşi doğar. Ayrıca, görevini iyi yapmanın yanında, sorumluluk sahibi, suçu başkasına atmayan kişidir. Atasözüyle anlatırsak; “Elini taşın altına sokan” kişidir. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” derse en kötü insandır. Hepimiz masa başı sohbetlerinde vatanı kurtarırız . “Ben yetkili olsaydım; şöyle yapardım, böyle çatardım!” diyerek mangalda kül bırakmayı

Yeni Yılı Kutlayan

Yeni Yılı Kutlayan Ey ahmak neyi kutluyorsun? Geçen “Yeni Yıl” kutlayanların bazıları, Bu yıla kavuşmadı… Bu yılı kutlayanların çoğu da, Gelecek yıla kavuşmayacak… Her ay, her gün, her saat… Yeni değil mi zaten?; Bir değirmen gibi sürekli öğütüyor… Öyle bir değirmen ki… Son canlı öğütülünceye kadar, Çok güzel, hem de otomatik çalışır… Sonunda “Zaman değirmeni” bile ölür… O halde neyi kutluyorsun? Her an; yeni değil midir? Geçenler eski miydi? Hani nerde yeniler? Sadece birer hayaldiler, Hayalin nesini kutluyorsun? Cennet’ten müjdecin mi geldi? Son nefeste imanlı mı gittin? Kabir sualini mi verdin? Mizanda sevabın ağır mı geldi? Sıratı mı geçtin? Cennet’e mi yerleştin? O halde neyi kutluyorsun? Bilsen ki “Fani hayatı boş geçirip, Ebedi hayatı kaybettin!” Gülmek değil, ağlardın… Sevinmek değil, delirirdin… Yüce Kur’an da buyrulan: “Çocuklar ak saçlı ihtiyar” olmadan, Uyanır eğlenmezdin, Ömrünü boşa geçirmezdi