Kayıtlar

Peygamberler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Peygamberlerin Dünya Hayatına Bakışları

  Peygamberlerin Dünya Hayatına Bakışları   Ey Aziz Kardeşim!   “- Bizden önce bu dünyadan peygamberler de geçti… ‘Acaba onlar nasıl yaşadı, nasıl hareket ettiler?’ diye soracak olursan; cevaben deriz ki: Peygamberler gerçi dünyaya mâlik oldular ama kabul etmediler, saklayıp gönül vermediler. Nimetlerinden faydalanmadılar. Allahu Teâlâ her ne verdiyse, onlar da hak yoluna verdiler ve kendileri arpa ekmeği yediler ve aba giyindiler.” Peygamberlerin hikâyelerini işitmedin mi? Halil İbrahim Peygamber Aleyhisselâm, bir kere: “- Allah senden razı olsun!” diyene bir deve verdi.” “- Kâbe’yi yaptı, konuklarına çeşit çeşit yemekler yedirir, kendisi arpa ekmeği yerdi…” Süleyman Peygamber Aleyhisselâm kaftan kafa hükmederdi. Bütün cihanın padişahı idi. İnsanlar, cinniler, vahşi hayvanlar ve kuşlar onun eli altında olmasına rağmen kendisi, zembil örer geçimini onunla kazanır, Aba giyerdi… Gerçi bu peygamberlere dünya verildi ama, dirliklerinde böyle idiler… Süleyman Nebi Aley

Peygamberlerin Meslekleri

Peygamberlerin Meslekleri Peygamberler Niçin Gönderildi?             Peygamberlerin insanlığa gönderiliş amacı; Allah’ü Teâlâ’dan aldıkları emirleri insanlar iletmek, örnek davranışlarıyla doğru yolu göstermek insanları hem dünyada hem ahirette saadete erdirmektir.             Peygamberlerin en büyük görevi onlar elçidir. Allah’ü Teâlâ’dan aldıkları emirleri insanlara tebliğ etmektir. Kısacası emri bil ma’ruf, nehyi anil münker yapmak yani cihad etmektir.              Her insan aynı zamanda Allah’ü Teâlâ’nın halifesi ve peygamber vekilidir. Zaten bu zamandan sonra peygamber gelmeyeceğine göre bu görevi kim yapacak? Bundan dolayı her insan emri bil ma’ruf nehyi anil münker yapmak zorundadır. İyiliği emretmenin kötülüğü yasaklamanın sevabı öyle yüksek ki anlatılamaz… Peygamberler, Allah’ın Celle Celâlüh hikmeti, adaleti, rahmeti ve şefkati gereği olarak dünyaya gönderildiler. İnsanlığın kurtarıcısı ve yol kılavuzları oldular. Yetmedi insanlık için kitaplar ve melekler gönderi

Peygamberlerin meslekleri nelerdi?

Peygamberlerin meslekleri nelerdi? Kur'an-ı Kerim'de isimleri zikredilen Peygamber Efendilerimizin her birerleri bir veya birkaç dünya işiyle meşgul olmuşlar ve dünya geçimlerini bu yoldan tedarik etme yoluna başvurmuşlardır. Böylece hem insanlara güzel ve faydalı meslekleri öğretmişler, hem de insanlara boyun bükmekten kurtulmuşlardır. Bundan dolayı da tevhid akidesini kimseden korkmadan savunmuşlardır. Peki Kur'an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerin mesleklerinin ne olduğunu biliyor musunuz? HZ. ÂDEM Aleyhisselâm: İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi.   HZ. ŞİD Aleyhisselâm: Hallac, kazzaz, nessac = dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi. HZ. İDRİS Aleyhisselâm: İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzicilerin- konfeksiyoncuların- örücülerin piri sayılır. HZ. NUH Aleyhisselâm: Marangozcuların- gemicilerin- denizcilerin ve barbarosların piri idi. HZ. HUD Aleyhisselâm: Tüccar idi. Bütün

Ûlülazîm Peygamberler

Ûlülazîm Peygamberler Sual: “Kelimullah” ile “kelimetullah” aynı mıdır? Hazret-i İsa’ya niçin ruhullah denmiştir? Âdem safiyullah deniyor? Bunlar ne anlama geliyor? Cevap: Önce Ülülazm Peygamberlere verilen unvanları bildirelim: Muhammed aleyhisselama “Habibullah” denir. İbrahim aleyhisselama “Halilullah” denir. Musa aleyhisselama “Kelimullah” denir. İsa aleyhisselama “Ruhullah” denir. “Kelimetullah” da denir. Âdem aleyhisselama “Safiyullah” denir. Nuh aleyhisselama “Neciyullah” denir. Bu altı Peygamber, diğer Peygamberlerden daha üstündür. Bunlara “Ülülazm” denir. Hepsinin üstünü Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamdır. “Habibullah” , Allahü teâlânın sevgilisi demektir. Çünkü en çok Onu seviyordu. Kâinatı Onun için yarattı. “Kelimullah” , Allahü teâlânın kendisi ile konuştuğu kimse demektir. Kelim, kendisine söz söylenen, kendisiyle konuşulan demektir. “Kelimetullah” , Allahü teâlânın kelimesi demektir. Kelime, burada ruh anlamındad

Ülülazm Peygamberler

Ülülazm Peygamberler Sual: “Kelimullah” ile “kelimetullah” aynı mıdır? Hazret-i İsa’ya niçin ruhullah denmiştir? Âdem safiyullah deniyor? Bunlar ne anlama geliyor? Cevap: Önce Ülülazm Peygamberlere verilen unvanları bildirelim: Muhammed aleyhisselama “Habibullah” denir. İbrahim aleyhisselama “Halilullah” denir. Musa aleyhisselama “Kelimullah” denir. İsa aleyhisselama “Ruhullah” denir. “Kelimetullah” da denir. Âdem aleyhisselama “Safiyullah” denir. Nuh aleyhisselama “Neciyullah” denir. Bu altı Peygamber, diğer Peygamberlerden daha üstündür. Bunlara “Ülülazm” denir. Hepsinin üstünü Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamdır. “Habibullah” , Allahü teâlânın sevgilisi demektir. Çünkü en çok Onu seviyordu. Kâinatı Onun için yarattı. “Kelimullah” , Allahü teâlânın kendisi ile konuştuğu kimse demektir. Kelim, kendisine söz söylenen, kendisiyle konuşulan demektir. “Kelimetullah” , Allahü teâlânın kelimesi demektir. Kelime, burada ruh anlamındadır

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur

Peygamberleri Teknoloji Lideri İlân Eden Kitap: Risale-i Nur Hazret-İ Âdeme Aleyhisselâm İsimlerin Öğretilmesi    Yirminci Söz ve Yirmi Beşinci Söz Kur’ân-ı Kerim’ın bir değil, kırk vecihle mu’cize olduğunu ispat eder.  Yirminci Söz’de iki makam vardır: Birinci Makam’da Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi ile Hazret-i Musa’ya Aleyhisselâm verilen birçok mu’cizenin işaret ettiği ilmî gerçeklere dikkat çekilir. Hazret-i Âdem’e Aleyhisselâm isimlerin öğretilmesi mu’cizesi Allah’ın insanlığın başlangıcında gerçekleştirdiği ilmî bir tasarrufudur. Bu mu’cizeyle Hazret-i Âdem’e ve Âdem Aleyhisselâm soyuna ilim ve irfan öğrenme, fen ve teknik elde etme, san’at yapma ve maarif alanında pek çok yüksek dereceler kazanma yolunun açıldığı ifade edilmiştir.   Hazret-i Musa’nın Aleyhisselâm mu’cizeleri ise adeta yerküreyi konuşturan özelliklere sahiptir. Denizin yarılmasından, asa ile vurulan taşlardan on iki gözlü su fışkırmasına… Katı taşların Allah’ın emri ka

Gölgesi ağaca dedi ki

Gölgesi Ağaca Dedi ki: “- Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyâya geldik. Beraber büyüdük. Dâima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?” Bunun üzerine ağaç şöyle dedi: “- Hayır, hayır! Ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece-gündüz kıyamda olup Allahü Teâlâ’yı zikretmem sebebiyledir. Sen ise, dâima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”