Peygamberlerin Dünya Hayatına Bakışları
Peygamberlerin Dünya Hayatına Bakışları
Ey Aziz Kardeşim!
“- Bizden
önce bu dünyadan peygamberler de geçti… ‘Acaba onlar
nasıl yaşadı, nasıl hareket ettiler?’ diye soracak olursan; cevaben
deriz ki:
Peygamberler gerçi dünyaya mâlik oldular ama kabul
etmediler, saklayıp gönül vermediler. Nimetlerinden faydalanmadılar. Allahu
Teâlâ her ne verdiyse, onlar da hak yoluna verdiler ve kendileri arpa ekmeği
yediler ve aba giyindiler.”
Peygamberlerin hikâyelerini işitmedin mi?
Halil İbrahim Peygamber Aleyhisselâm, bir kere:
“- Allah senden razı olsun!” diyene bir deve verdi.”
“- Kâbe’yi yaptı, konuklarına çeşit çeşit yemekler
yedirir, kendisi arpa ekmeği yerdi…”
Süleyman Peygamber Aleyhisselâm kaftan kafa
hükmederdi. Bütün cihanın padişahı idi. İnsanlar, cinniler, vahşi hayvanlar ve
kuşlar onun eli altında olmasına rağmen kendisi, zembil örer geçimini onunla
kazanır, Aba giyerdi…
Gerçi bu peygamberlere dünya verildi ama,
dirliklerinde böyle idiler…
Süleyman Nebi Aleyhisselâm, bir gün saltanat ve
azametle havada tahtına oturup rüzgâr onu taşırken. Bir fakir kişi de bir ağaç
altında ibadet ederdi.
Süleyman Aleyhisselâm, bunun bulunduğu yerden
geçerken o âbid zat kendisine baktı ve azametini görünce:
“- Yâ Süleyman Aleyhisselâm!” dedi.
“- Hak Teâlâ sana ne büyük bir azamet vermiş ki,
tahtını havada kuşlar gibi yürütüyorsun!” der.
Süleyman Aleyhisselâm, bu kişinin yanına iner ve
aralarında şöyle bir konuşma geçer:
“- Ey Allah'ın kulu. Sana bir şey söyleyeyim mi?”
“- Buyur yâ Süleyman Aleyhisselâm!”
“- Sen ne zaman kalbinden sıdk ile aşk ile bir kere ‘SÜBHANALLAH’ desen ve bu
Allah’ü Teâlâ indinde kabul olsa, benim bütün saltanatımdan daha âlâdır. Benim
sultanlığımın zevali vardır, fânidir. Hâlbuki, senin o tesbihinin ecri bâkidir,
asla fâni olmaz ve âhirette hazır bulursun…”
Kaynak: Müzekki'n Nüfus
Yorumlar
Yorum Gönder