Kayıtlar

Eylül 6, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İffetli Mazlum Bir Kızın Ahı Ve Sonucu (Yaşanmış İbretlik Bir Hikâye)

İffetli Mazlum Bir Kızın Ahı Ve Sonucu (Yaşanmış İbretlik Bir Hikâye)        Hikâyeyi eski edebiyat hocası olan Kamil Hoca öğrencilerine anlatmış.        Kendisi 70’li yıllarda öğretmenliğe başladığında, o yıl müzik öğretmeninin kocasının başından geçen olayı anlatıyor.        Erzincan Valiliği’nde görev yapıyordum. Oranın valiliğinde, memur ve atama işleri ile ilgileniyordum.        O vakit Erzincan’da genç bir Ayşe hemşire vardı. 20-22 yaşlarındaydı. Annesi ise felçli idi. Ekseri ilçe ve köylere gider, iğne yapar, ilaç verir, kadınların doğumlarına ebelik yapardı. Oldukça iffetli ve izzetli biriydi. Annesine sadakatle bakar, civar halka hizmet etmekten geri durmazdı. Bekârdı.        Bir gün yine köylerden birine giderken, nüfuzlu bir ağa görmüş ve ağa kendisiyle evlenmesi için Ayşe Hemşire’ye haber göndermişti.        Ayşe Hemşire hemen teklifi ret etti.        Ardından ağadan ikinci bir haber gelmişti. Haber tehdit ve şantaj doluydu.        Ağa:       

Tesettürü Hafife Alan Kadın

Resim
Tesettürü Hafife Alan Kadın                         Yıl, 1939… O dönemlerde Müslüman kadınların hepsi kapalı. Yolda saçı-başı açık bir hanım göründü mü, herkes bilirdi ki ya gayr-i Müslim ya da yüksek memur karısıdır.             İmamlığa yeni başlad ığım o dönemde, ikindi vakti bir hanımın naaşını getirdiler. Gerekli vecibeleri yerine getirdikten sonra defin için kabre gittik ve akrabalarının ağıtları eşliğinde kabire defnettikten sonra mezarın başında yalnızca ben ve birkaç metre arkamda da kocası kaldı.             Birden müthiş bir depremle sarsılmaya başladık!             "- Eğer şehir merkezinde de olduysa bu deprem, bir tane bile ev kalmamıştır, yıkılmıştır hepsi."             Diye düşündüm ki; sadece mezarın etrafının sarsıldığını fark ettim o an…             Derken, birdenbire feci bir feryat işittim. Kabirdeki kadın öyle bir imdat istiyor ki, sanırsınız etlerini lime lime ediyorlar!             Tablo karşısında haşyetle sarsılıp olanları idrak et

Yerin Yuttuğu Sahabi Hubeyb bin Adiyy Radiyallahü Anh

Yerin Yuttuğu Sahabi Hubeyb bin Adiyy Radiyallahü Anh        Tevhid inancının inatçı düşmanları, gözlerini kamaştıran İslam nurunu gölgele­meye güçlere yetmeyince, çeşitli hilelere başvurmaktan geri durmadılar. Bilhassa Bedir gibi Uhud’da da elebaşlarını kaybedince iyice azdılar ve intikam hıncıyla tutuştular.        Lihyanoğullarıyla anlaşan Adal ve Kare kabilesinden bir grup, Müslüman olduklarını söyleyerek Peygamberimize müracaatta bulundular: “Yâ Resûlallah, İslamiyet kabilemiz arasında yayılmaya başladı. Sahabilerinden birkaçını bizimle gönder de bize Kur’ân öğretsinler, İslamiyet’i anlatsınlar.”        Bu masum ve makul isteği cevapsız bırakmayan Peygamberimiz, Hz. Mersed bin Ebî Mersed Radiyallahü Anh başkanlığında, Suffe Ashâbı’ndan 10 zatı bu işle vazife­lendirdi.        İrşat heyeti, Mekke’den gelenlerle yola çıktı. Uhud Savaşı’ndan dört ay sonraydı. Hicret’in 4. senesi Sefer ayı başlarıydı… Kafile Recî Suyu’nun başına gelince, âdi bir hıyanetle yüz yüze gel

Çocuk Yaşadığını Yansıtır

Çocuk Yaşadığını Yansıtır Küçük oğlumuz Eren, kreşe gittiği dönemlerde, bir gün yüzü tırmalanmış halde eve geldi. Kimin yaptığını sorduğumda kreşteki bir çocuğun adını söyledi. Ertesi gün kreş müdürü ile görüştüm. Kreş müdürü: Eren’in yüzünü tırmalayan çocuğun diğer öğrencilerin de yüzünü tırmaladığını, öğrencilerden sürekli şikâyet aldığını belirtti. Çocuğa neden Eren’in yüzünü tırmaladığını sordum. Çocuk, Eren’in kendisini sinirlendirdiğini, bu yüzden de yüzünü tırmaladığını söyledi. Sinirlenince başkalarının yüzünü tırmalamanın yanlış olduğunu söyledim. Çocuk yanlış olmadığını, annesi ile babasının kavga ettikleri zaman, annesinin de babasının yüzünü tırmaladığını belirtti. Bir sınıf öğretmeni arkadaşım, bir öğrenciyi biraz sert bir dille uyardığı zaman öğrencinin ayağa kalkıp sınıfı terk ettiğini, sınıfı terk ederken sınıfın kapısını hızlıca çarpıp çıktığını, çocuğun arkasından koridora çıkıp yaptığının yanlış olduğunu söylediğini, çocuğun da: Annemle babam kavga ettikl

Gerçek Mü’min'in Özellikleri

Gerçek Mü’min'in Özellikleri قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ. الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ. وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ. وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ. وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ. إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ. فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ. وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ. وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ. أُوْلَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ. الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ”Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekatı verirler. Onlar ki, iffetlerini korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir. Kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. Onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet