Kayıtlar

Temmuz 5, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ateşi Kalpten, Nuru Akıldan Bir Sevgi

Ateşi Kalpten, Nuru Akıldan Bir Sevgi   Bir küçük çocuk, annesi nakış işlerken dizlerinin dibinde oturup onu seyretmeyi çok severdi. Bir keresinde aşağıdan annesine doğru bakıp sordu: “Anneciğim, ne yapıyorsun?” Annesi, tatlı ve şefkatli bir sesle cevap verdi: “Nakış işliyorum yavrum. Bu kasnaktaki kumaşın üstüne güzel desenler işlemeye çalışıyorum.” Küçük çocuk: “Ama yaptığın şey, hiç güzel görünmüyor, karmakarışık…” Gerçekten de çocuğun baktığı yerden, annesinin elinde tuttuğu kasnağın altındaki ipler, birbirine giriyor, kasnağın üstünde görülen sanatlı işlemelerden ise hiçbir eser görünmüyordu. Çocuğun bu sözüne annesi gülümseyerek: “Hadi sen git, biraz oyna,” dedi. “Nakışımı bitirdiğimde seni dizime oturturum, o zaman o nakışa benim yakınımdan bakar ve ne olduğunu anlarsın.” Çocuk oynarken, annesinin parlak renkli ipliklerin yanında, o kapkara iplikleri neden kullandığını merak etmekten kendisini bir türlü alamadı. Biraz sonra annesinin sesi duyuldu: “Gel kızım

Hifa Hatun

Hifa Hatun Medine’nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler. Hifa Hatun’un methi hızla yayılır ve çoook uzaklara gider. Bırakın hekimleri, tüccarları, vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece ALLAH’ın rızasını diler. Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer… Kimi cevahirler döker… Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin huzuruna çıkıp “Ey ALLAH’ın Resûlü” der, “bana cennete götürecek bir şeyler öğretsene.” Doğrusu o, Peygamber Efendimiz’in (sallALLAHu a

İslam’da Kendimi Buldum

İslam’da Kendimi Buldum İslam’ın nuruyla aydınlanan pırıl pırıl bir yürek, gözlerinden sürekli akan şükür gözyaşları. İslam’a girdikten sonra başlayan zorlu imtihanlar. Ama öyle iman dolu ki gönlü, hiçbir zorluk yıldıramamış, hatta kat be kat arttırmış imanını!.. Adım adım yaklaştırmış Rabbine bütün iman bedelleri. Eşinin vefatı, kızının kanser karşısında günden güne eriyişi, ye’se düşürmemiş. Tek endişesi, “kızımı Allah’a bir mümin ve iyi bir Müslüman olarak vermek istiyorum” da gizli. Günümüzde fani diplomalar için gayret gösterip de ebedî diploma için endişe duymayan ebeveynlere mümtaz bir numune Hayriye Hanım. Gözyaşı ve duygu atmosferiyle yoğunlaşan bir röportaj yaptık ve İslam’ın güzelliklerini onun yüreğinden seyrederken, kendi imanımızı bir kez daha yokladık. Buyurun sizler de yoklayın, iman atmosferinizi. Bu röportajın tercümesinde emeği geçen kıymetli Arnavut kardeşlerimiz Nur, Hümeyra ve Rabia hanımlara; ayrıca Hayriye hanımla çok yakından ilgilenen, kendisine maddî

Ey Hidâyeti Lütfeden! (Ya Hâdî, Entel Hâdî!!)

Ey Hidâyeti Lütfeden! (Ya Hâdî, Entel Hâdî!!)  Mukaddes suyla oğlu günahlarından ayıklanırken (!); yemin etmiş annesi, onu dindar bir Hristiyan olarak yetiştireceğine dâir! Uzun düşüncelerden sonra ismini Anselmo koymuşlar papazla birlikte. Ve o gün karar vermişler, “bu çocuk, İstanbul’da mükemmel bir misyoner olarak yetiştirilecek!” diye. Kilise, Anselmo’yu himâyesine almış, annesi de oğlunun müreffeh bir hayat sürmesi adına vakfetmiş oğlunu kiliseye… Ve çalışmalar başlamış; hem annesi, hem de kilise Anselmo’ya her yönüyle tam bir Hristiyan kültürü vermek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış. Öncelikle kiliseyle yakinen bağlantıda kalabilmek için, kilisenin hemen yakınındaki bir eve yerleşmiş Anselmo’nun âilesi… Her Pazar, annesi elinden tutup kiliseye götürmüş, papazdan duâ alıp, ekmek ve şarapla kutsanmış(!). Bir yaramazlık yapsa, papaza gidip günah çıkarmadan, annesi onunla tek kelime konuşmamış. Ve kilise, Anselmo’nun hayatının vazgeçilmezlerinden biri olmuş. Öğretimini d