Kayıtlar

Bayramda Neler Yapılır Ve Ne Şekilde Hareket Edilir?

Bayramda Neler Yapılır Ve Ne Şekilde Hareket Edilir? Bayram günü aile, çoluk çocuk ve yakın akrabaya güzel ve güler yüzle muamele eylemelidir. Dargın olanları barıştırmalıdır. Her yıl, ramazan ayında günahlar af edildiği, Müslümanların sevindikleri, sürurlarının avdet ettiği, tekrar geldiği için Îyd denildi. Ni'met-i islâm kitabında deniyor ki: “Bayram günleri şunları yapmak sünnettir: Erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvak ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtır Bayramı namazından önce tatlı, hurma yemek. Tek adette yemek. Sabah namazını mahalle mescidinde kılıp, bayram namazı için, büyük camiye gitmek. O gün yüzük takmak, camiye erken ve yürüyerek gitmek. Bayram tekbirlerini, Fıtır Bayramında sessiz, Kurban Bayramında cehren söylemek. Dönüşte, başka yoldan gelmek... Çünkü ibadet yapılan yerler ve ibadet için gidip gelinen yollar, kıyamet günü şehadet edeceklerdir. Müminleri güler yüzle ve selâmün aleykü

Müslümanlar Terörist Öyle mi?

Müslümanlar Terörist Öyle mi? •        Birinci Dünya savaşını kim başlattı Müslümanlar mı? •        İkinci Dünya savaşını kim başlattı Müslümanlar mı? •        Hiroşima ve Nagazaki’ye Nükleer Bombaları kim attı? Müslümanlar mı? •        Avustralya’daki 20 milyon Aborjin’i kim katletti? Müslümanlar mı? •        Kuzey ve Güney Amerika’da 150 milyon Kızılderili’yi kim katletti?  Müslümanlar mı? •        180 Milyonluk Afrika Nüfusunun % 77’lik kadarını köleleştirip katleden kim? Müslümanlar mı? •        Vietnam’da 5 milyon kişiyi katleden kim? Müslümanlar mı? •        Bosna’da on binlerce Müslüman’ı BM güçlerinin gözü önünde katleden kim? Müslümanlar mı? •        Afganistan’da 70 bin kişiyi öldüren Müslümanlar mı? •        Irak’ta 1,5 Milyon kişiyi öldüren Müslümanlar mı? •        Filistin’de on binleri katleden kim? Müslümanlar mı? •        Müslümanlar terörist öyle mi?

Oyun için yaratılmadık

Oyun için yaratılmadık Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül-i Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; "Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna." dedi ve çocuğun başını okşadı. Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve; "Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık." dedi. Behlül bu söze şaştı ve çocuğa; "Ey oğlum! Peki niçin yaratıldık." diye sordu. Çocuk; "Allahü teâlâyı bilmek ve O'na ibâdet etmek için." dedi. Behlül hazretleri; "Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu. Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115. âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Meâlen; "Sizi ancak boşuna yarattığımı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?" Hazret-i Behlül tekrar; "Ey çocuk. Sen hakîmâ

Acil Durum Numaraları

Acil Durum Numaraları Ne zaman başın sıkışırsa aşağıdaki ayeti kerimelere başvur kurtulursun İnşallah… Üzüldüysen (Bakara 25) Günah işlediysen (Zümer 53) Biraz huzur arıyorsan (Maide 16) Bir dosta ihtiyaç duyduğunda (Bakara 257) Seni sakinleştirecek bir sevgi arıyorsan (Rum 21) Depresyondaysan (Rad 28) Sen bir kaybedensen (Yusuf 87) Hayatın zorlukları seni yorduysa(İnşirah 5) İnsanlar fazla üstüne geliyorsa (Furkan 63) Korkularından kurtulmak için (Bakara 62) Affedildiğini duymak için (Ali İmran 135)

Anneler Üzerine

Anneler Üzerine Çocukken yatağımdan her kalkışımda, yerdeki yastık ve minderleri görüp, annemin dağınıklığından dolayı söylenip dururdum. Büyüdüm, evlendim ve nur topu gibi bir erkek çocuk sahibi oldum. Oğlum da bana benzemiş olmalı ki, geceleri kıpır kıpır dönüp, ikide birde yataktan düşüyor. Ve şimdi ben, rahmetli anacığıma Fatihalar okuyarak, yavrumun düşebileceği yerlere minderler seriyorum...   Cüneyt Suavi 

Leylâ Leylâ!

Leylâ Leylâ! "Leylâ Leylâ!" diyen dilin, Mevlâ demedikçe, Vuslata eremezsin. İnsanı kıble edinen; ey sen! Hakk’a tapmadıkça, Menzile erişemezsin! (Alıntı)

Kadir Gecesinde Yapılacak Dua

Kadir Gecesinde Yapılacak Dua Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’an-i Kerim okuyarak, tövbe, istiğfar ederek ve dua yaparak değerlendirmeliyiz. Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar. Fakir ve kimsesizler doyurulur, bol bol sadaka verilir. Hâsılı her vesileyle vakit nurlandırılır. Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkında rivayet edilen hadisler en güzel teşvik mahiyetini taşımaktadır. "Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." Süfyan-ı Sevri: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’an okuyup sonra dua etmek daha güzeldir” demiştir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI, 313). Hz. Aişe Radiyallahü Anh söyle anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim? Diye sordum. Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem:

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.  Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.  O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” (Kadr, 1-5) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Kadir gecesini, fazîlet ve kudsiyyetine inanarak, sevâbını yalnız Allâh’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin kul hakkı hâriç geçmiş günâhları bağışlanır.” (Buhârî, Müslim) Kadir Gecesi, Rabbin, ümmet-i Muhammed’e sonsuz merhametinden saçtığı müstesnâ bir lutuf gecesidir. Bu gece, nice mânevî hazîneler bahşedilmektedir. Bu gecenin ihtişam ve azametine binâen hakkında müstakil bir sûre nâzil olmuştur. Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirilmesiyle nûrlanmış, Cebrâîl ve diğer meleklerin iştirâki ile mânevîleştirilmiştir. Mü’minlere görülmez nûrânîler tarafından selâm verilen bu gece; feyz

Ateist Yıldırım ile Çantacı Necmi Abinin Muhteşem Diyaloğu...

Ateist Yıldırım ile Çantacı Necmi Abinin Muhteşem Diyaloğu... Beyaz eşya pazarlamacısı kamyondan iner. Beyaz eşya satan dükkâna girer. Dükkânda dini bir konuda sohbet yapılmaktadır. Satıcı sohbet esnasında kafasını uzatarak: -Merhaba, ben ateistim, sizinle dini konularda tartışabiliriz, dedi. Dükkânda bulunanlardan biri olan Necmi Abi -Hoş geldin Ateist kardeş, -Hoş bulduk -Buyur gel oturalım, sohbet edelim. Ateist oturur. -İsminiz nedir ateist kardeş? -Yıldırım -Merhaba Yıldırım memnun oldum benim adım da Necmi. -Sağ ol! -Sen akıllı, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi. - Nerden bildin? Diye sordu Yıldırım.  (Necmi abi baştan yağlama yapıyor ki kapı sonra gıcırdamasın) -Pazarlama müdürüsünüz, aptal adamı müdür yapmazlar. Oradan anladım, dedi. -Teşekkür ederim. -O yüzden sen ateist olamazsın. Ateist olmak için akılsız aptal olmak lazım. Çünkü şu kâinata baktığımızda her şey Allah’ın varlığını bize gösteriyor, dedi. Yıldırım sessiz beklemede.

Pirinç Tanesi

Pirinç Tanesi Ben beş yaşında idim. Babaannem rahmetli, pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyor. Çocukluk iste, ‘aman babaanne dedim. Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi?' Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu. 'Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun,' dedi. 'Hiç pirinç üretilirken gördün mü?'  İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanın göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?' Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. Alain'in proposlarini okuyorum. Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu. On dokuz yıl evveldi. Stockholm'e git

Kazlar Neden V Uçuşu Yapıyor?

Kazlar Neden V Uçuşu Yapıyor? Göç eden kazları hiç izlediniz mi? "V" şeklinde bir formasyonla uçtuklarını fark etmişsinizdir. Bilim adamları araştırmış, "Bu kazlar neden V şeklinde bir grup halinde uçarlar" diye... Sonuçta, kazların hiç de "kaz kafalı" olmadıkları ortaya çıkmış. Hatta bizlerin ders alacağı noktalar var... Uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı oluşturuyor. V şeklindeki formasyonla uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlarındaki hava akımını kullanarak, uçuş menzillerini yüzde 71 oranında uzatıyorlar. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu, grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar. Bize çıkan ders: Belli bir hedefi olan ve buraya ulaşmak için bir araya gelen insanlar, oraya daha kolay ve çabuk erişirler. Çünkü birbirlerinin çekimini kullanırlar. Bir kaz, V grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor çünkü kaldıraçla hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonuc

Çocuğunuza Kur'an-ı Kerim Okumayı Telkin Ettiniz mi?

Çocuğunuza Kur'an-ı Kerim Okumayı Telkin Ettiniz mi?  Çeşitli yerlerde söylemişimdir. Bizde Dini eleştirmek mecburiymiş gibi, birçok alanlarda hep bu yolu takip ederiz. Kardeşim eğer televizyonda “Küçük Ev” dizisinde adam, ailesiyle birlikte kamp kurup, yemek yiyeceği sırada bu nimetleri verdiği için el açıp Allah’a şükrediyorsa, İrtica mı yapıyor? Bu İrtica değildir? Size birkaç misal vereyim;  En son, Carter beni Amerika’ya davet etti. Bir açılışa gittik. 3 Bin kişiye bir akşam yemeği verildi. Ertesi sabah, kahvaltıya 150 kişi seçilmişti. Ben de o 150 kişinin içindeydim. Sekizer, on'ar kişilik masalarda oturuldu. Dünyanın birçok yerlerinden gelmiş önemli insanlarla tanışıldı. Bir yandan sohbet ediliyor bir yandan da bekleniyor. Kimse kahvaltıya başlamıyor. Biraz sonra papaz geldi, herkes ayağa kalktı, ceketini ilikledi. Papaz şükran duasını yaptı ondan sonra yemeğe başlandı. Yine Amerika’dayım. Teksas’ta kalp ameliyatı olacağım. Ameliyat olmama karar verilmiş. Bi

Cehalet Adamı Ne Duruma Düşürüyor

Cehalet Adamı Ne Duruma Düşürüyor -"Sen kimsin?" diye sordu doktor. İhtiyar, iftitah tekbiri için kaldırdığı ellerini indirerek cevap verdi; -"Bu hasta benim oğlum olur" Başını salladı doktor. Olduğu yerde 360 derecelik dönüşten sonra; -"Neden namazını kılıp gelmedin? Burası cami mi, hasta odası mı?" İhtiyar yarı utangaç, yarı cesur; -"Ezan yeni okundu, abdestim de vardı...”diyebildi ancak. Doktor yanındaki hemşirelere döndü ve odanın bir kenarına kaşkolünü sererek namaz kılmakta olan ihtiyari göstererek; -"Görüyorsunuz değil mi? Cahillik ne kadar komik durumlara düşürüyor insanı... Ne demişler; oku adam ol...” İhtiyar doktorun bu sözlerini duyumsamazlıktan gelerek namazına devam etti. Tam o esnada her tarafı serum bağlantılı genç hasta, hırıltılı bir inlemeye başladı. Doktor ve hemşireler derhal hastanın başına toplanarak durumu kontrole koyuldular. Herhalde genç hasta son demlerini yaşıyordu. İniltiler arasında

Kan Aranıyor

Kan Aranıyor  Her zamanki gibi işi gereği İzmir'e gitmesi gerekiyordu. Uçağın kalkmasına daha saatler vardı. Ama yine de yola çıkmıştı. Söyle düşünüyordu: -Her zaman tam vaktinde gidiyorum. Bir kez olsun erken gidip, İzmir’i gezeyim. Birkaç saatliğine de olsa göreceğim güzel yerler olmalı mutlaka. Bunları düşünürken; o anda bindiği taksinin radyosunda bir anons yapıldı: -"Çok acele kan aranıyor" Özel bir hastanede yatmakta olan bir çocuk için kan aranıyordu. Üstelik kendi kan grubundan. Bu anonstan 10-15 dakika sonra, adı geçen hastanenin önünden geçtiler. Adam; "Acaba kan versem mi?" diye düşündü. Sonra bu fikrinden vazgeçti. Nasıl olsa bu anonsu birçok kişi duymuştu. Mutlaka bir veren olurdu. Üstelik İzmir’i gezecekti. Saatinden erken gitmesi gerekiyordu. Havaalanına gelmişti. Taksiden inip, içeride beklemeye başladı. Saatler ilerliyor, hâlâ uçağı gelmiyordu. Sonra monitörde bineceği uçağın geç geleceği yazıldı. Çok sinirlenmişti. İzmi

Canın Yanınca Elimi Sık

Canın Yanınca Elimi Sık  Çocukken düştüğünüzü ve canınızın yandığını anımsıyor musunuz? Annenizin acınızı hafifletmek için yaptıklarını anımsıyor musunuz? Annem Grace Rose beni hemen kucaklar, yatağına götürüp oturtur ve "acıyan" yerimi öperdi. Sonra da yatakta yanıma oturur, elimi ellerinin arasına alır ve "canın yanınca elimi sık, o zaman sana seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyeceğim" derdi. Elini sıkardım ve her elini sıktığımda hiç durmadan "Mary, seni seviyorum" derdi. Bazen de canim yanmış gibi numara yapar ve bu ayine dönüşen olayı bir daha yaşamak isterdim. Büyüdükçe, bu ayin de şekil değiştirdi ve annem her zaman yasadığım acıları hafifletip, beni neşelendirmenin yolunu buldu... Lisedeyken zor günlerimde eve döner dönmez bana en sevdiği bademli çikolatandan verirdi. Yirmilerime geldiğimde ise Wisconsin'in güzel bahar aylarının tadını çıkartmak için beni Estabrook Park'ta pikniklere davet ederdi. Babamla beni her ziyarete gelip