Kayıtlar

yaşayan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aşk Bitince; Olmuyor, Olmuyor…

Aşk Bitince; Olmuyor, Olmuyor… Fırat’ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine âşık olmuşlar. Delikanlı her gece Fırat’ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisine öpücük kondurup Fırat’ın azgın sularına girip öbür yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş. Yine bir gece delikanlı Fırat’ı geçip sevgilisinin yanına gitmiş. Şafak sökerken delikanlı veda öpücüğünü vermek üzere kadının yanına sokulmuş, kadına dikkatle bakarak; - “Senin bir gözün kör müydü!” demiş.  Kadın o zaman delikanlıya bakarak; - “Sen, sen ol, sakın ola bugün Fırat’a girme!” demiş. Delikanlı kadından ayrılmış. Fırat’a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş. Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden, aşkın gücü sayesinde Fırat’ı geçermiş. O aşk bitince de... Fırat’ı geçememiş boğulmuş. Dikkat edelim:   Aşkla sevdiğimiz işleri başarırız...

Talihsiz Boksör

Talihsiz Boksör Yokluk içinde yaşayan, açlıktan neredeyse ölüm derecesine gelmiş, talihsiz, zavallı bir boksör vardı. Yumruklarıyla para kazanamadığından gamını doyurmak için sırtıyla çamur taşımaya başlamıştı. Bu durum, çok ağırına gidiyordu. Kimi zaman coşar, düşkünleri öldüren felekle savaşır; kimi zamansa ümitsizliğe düşer, hayata küserdi. Halkın tatlı tatlı geçindiğini gördükçe, boğazına acı sular tıkanır, zehirlenir; çoğu kez perişan haline ağlayıp şöyle inlerdi; “Şu dünyada benden daha beteri var mı acaba? Kimileri bal şerbeti içiyor, kimileri tavuk, kuzu eti yiyor. Oysa ben ekmeğime sürecek yağ bile bulamıyorum. Şu talihe bak; kedi, kürk giysin; ben, çıplak kalayım; olacak iş mi! Çamur işiyle uğraşırken, ayağım büyük bir hazineye batsa, ne olurdu! Feleğin cilvesiyle hazineme kavuşsam, ben de gün görsem, hayattan zevk alsam, üstümdeki sıkıntıları bitirip eğlenceye dalsam, fena mı olurdu!” Neyse duydum ki, boksör bir gün yine toprak kazıyormuş. Kazarken toprakta ne görse...

Mavi Kurdela

Mavi Kurdela New York’ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıftaki öğrencilerini, “Diğer insanlardan farklı özelliklerini” vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar’dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti. Sonra her birine üzerinde altın harflerle “Siz çok önemlisiniz!” yazılı birer Mavi Kurdela verdi. Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha Kurdela verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi. Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevli...

Doğdular Yaşadılar ve Öldüler

Resim
Doğdular Yaşadılar ve Öldüler Bir zamanlar doğuda çok akıllı ve bilgili  bir hükümdar varmış. Bu hükümdar, yeryüzünde yaşayan insanlara ilişkin her şeyi bilmek istiyormuş. Vezirlerini yanına çağırmış ve: – Bana dünyadaki tüm ulusların  tarih ini yazın, geçmişte ve şimdi nasıl yaşadıklarını, hangi savaşlara katıldıklarını ve çeşitli ülkelerde gelişmiş iş ve sanat kollarını anlatın!” diye buyurmuş. Ve onlara beş yıl süre tanımış. Vezirler önünde saygıyla eğilmişler.  Sonra krallıktaki akıllı adamların en akıllılarını bir araya toplamışlar ve hükümdarlarının dileğini iletmişler. Beş yıl sonra vezirler sarayda tekrar toplanmışlar. – Büyük hükümdarım, dileğiniz yerine getirildi! Dışarıya bakarsanız isteğinizin karşılandığını görürsünüz… Demişler. Hükümdar hayretle gözlerini açmış. Sarayın önünde sonu ufukta kaybolan bir deve kervanı duruyormuş. Her devenin sırtında iki dev heybe ve her heybenin içinde de, marokenle güzelce kaplanmış on büyük cilt varmış. ...

İnşa Edecek Daha Çok Köprüler Var

  İnşa Edecek Daha Çok Köprüler Var   Bir zamanlar yan yana çiftliklerde yaşayan iki kardeş anlaşmazlığa düşerler. Kırk yıl yan yana yaşayan, makineleri paylaşan ve iş bölümü yapan kardeşler için bu ciddi bir durumdur. İşler gittikçe sarpa sardı ve sonunda karşılıklı kötü sözler sarf edilmeye başlandı ve nihayetinde haftalarca sessizlik takip etti. Bir sabah John´un kapısı çalındı. Kapıyı açınca John karşısında alet kutusu ile bir marangoz buldu. Marangoz: “- Bir kaç günlük iş arıyorum!" dedi. “- Belki buralarda birkaç küçük işiniz vardır. Size yardım edebilir miyim?". “- Evet!" der büyük kardeş. “- Senin için bir işim var. Çiftlikteki çayın arkasına bak. Orada komşum var ama aslında o küçük kardeşim. Geçen hafta aramızda bir çayır vardı. Ama o buldozerle nehrin yönünü değiştirdi. Barajın kapaklarını da açtı. Çayırı sular bastı… Çayırlar artık su doldu. Şimdi aramızda bir nehir var. Bana daha fazla kötülük yapabilir ama ben ona daha kötüsünü...

Filistinli Kızın Başını Ayağıyla Ezdi!

Resim
Filistinli Kızın Başını Ayağıyla Ezdi! Haberinin Videosu: http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1780772-filistinli-kizin-basini-ayagiyla-ezdi 13 yaşındaki Filistinli kız çocuğunun bir Yahudi yerleşimci tarafından başının ezildiği görüntüler ortaya çıktı.   İsrail'in remle kentinde yaşayan bir Yahudi yerleşimcinin 13 yaşındaki Filistinli bir kız çocuğunun kafasını ayağıyla ezdiği görüntüler ortaya çıktı. İsrail askerini bıçaklama girişiminde bulunduğu iddia edilen Filistinli kız çocuğunun başına ayakkabısı ile bastı. Yediot Aharonot'un haberine göre bir mağazadaki İsrailli güvenlik görevlisini bıçaklamaya teşebbüsünde bulunduğu iddia edilen iki Filistinli kız çocuğunun İsrail polisi tarafından tutuklandığını belirtildi. İddiaya göre iki Filistinli kız okul çantasında bıçak taşıyordu. Güvenlik görevlisinin çantaları kontrol etmesi üzerine ortaya çıkan bıçak ile saldırmaya kalkıştığı iddia edilen kızlardan biri yere yatırıldı ve oradakiler tarafından kafası ez...