İnşa Edecek Daha Çok Köprüler Var
İnşa Edecek Daha Çok Köprüler Var
Bir zamanlar yan yana
çiftliklerde yaşayan iki kardeş anlaşmazlığa düşerler.
Kırk yıl yan yana yaşayan,
makineleri paylaşan ve iş bölümü yapan kardeşler için bu ciddi bir durumdur.
İşler gittikçe sarpa sardı ve
sonunda karşılıklı kötü sözler sarf edilmeye başlandı ve nihayetinde haftalarca
sessizlik takip etti.
Bir sabah John´un kapısı
çalındı. Kapıyı açınca John karşısında alet kutusu ile bir marangoz buldu.
Marangoz:
“- Bir kaç günlük iş
arıyorum!" dedi.
“- Belki buralarda birkaç
küçük işiniz vardır. Size yardım edebilir miyim?".
“- Evet!" der büyük
kardeş.
“- Senin için bir işim var.
Çiftlikteki çayın arkasına bak. Orada komşum var ama aslında o küçük kardeşim.
Geçen hafta aramızda bir çayır vardı. Ama o buldozerle nehrin yönünü
değiştirdi. Barajın kapaklarını da açtı. Çayırı sular bastı… Çayırlar artık su
doldu. Şimdi aramızda bir nehir var. Bana daha fazla kötülük yapabilir ama ben
ona daha kötüsünü yapacağım. Şurada gördüğün kereste yığını var ya! Senden
bunlarla 2,5 metrelik bir çit inşa etmeni istiyorum. Böylece onun (kardeşimin)
yerini görmek istemiyorum bu sayede onu görmeme gerek kalmayacak!”.
Marangoz:
“- Sanırım durumu anladım.
Bana gerekli aletleri verin, sizi memnun edecek bir is çıkartacağımı
sanıyorum." Der.
Büyük kardeşin araç gereç
için kasabaya gitmesi gerekir ve malzemeyi getirdikten sonra günün geri kalan
kısmında çiftlikten uzaklaşır. Marangoz bütün gün ölçümler ve diğer işlerle
uğraşır ve isini bitirir. John gelince gözleri açılır ve şaşkınlıktan ağzı acık
kalır.
Ortada çit falan yoktur.
Marangozun yaptığı bir köprüdür. Nehrin bir tarafından diğer tarafına bir
köprü... Ve nefis bir işçilikle yapılmış bir köprü...
O da ne… John, komşu küçük
kardeşinin kollarını açarak köprüden geldiğini görür.
“- Sen ne iyi bir dostsun ki
tüm yaptıklarıma rağmen bu köprüyü inşa ettin!".
İki kardeş köprünün ortasında
buluşur ve birbirlerinin elini tutarlar…
Arkalarına baktıklarında marangozun alet çantasını alıp gitmeye
hazırlandığını görürler.
“- Hayır, bekle! Birkaç gün
daha kal. Senin için pek çok projem var!" der büyük kardeş.
“- Kalmak isterdim!" der,
marangoz...
“- Ama inşa edecek daha çok
köprüler var!".
Kıssadan Hisse: Birisiyle
dargın olduğumuz zaman sürekli kinimizi bileriz. Şundan nasıl intikam
alsam diye… Hâlbuki kinimizi yenmeye çalışsak daha iyi değil mi? Bir de ilk olumlu
adımı hep karşımızdakinden bekleriz. İlkönce biz barışsak sevabı biz alsak dahi
iyi değil mi?
İki cihan güneşi sevgili
peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
“Birbirine dargın iki kimseden, hangisi önce selam verirse, günahları af olur. Verilen selamı öteki almazsa, bu selamı melekler alır. Selam almayan kimseye de şeytan, sevinerek iltifatta bulunur!”. (İbni Ebi Şeybe)
“Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!” (İbni Ebiddünya)
“Ne güzel dinimiz var!” ama; biz onu
yaşamıyoruz… Yazık bize vah bize…
Yorumlar
Yorum Gönder