Kayıtlar

öğretmen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En sevilen Öğretmen Hz. Muhammed’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Gönülleri Fetheden Eğitim Metotları

  Ali Erkan Kavaklı    İyi ve başarılı bir eğitimci nasıl olmalı? Erdemli ve başarılı eğitimcinin nitelikleri ne olmalı? Bir milyondan fazla öğretmenimiz, çocuk ve gençlerimizi erdemli yetiştiremiyoruz. Neden?   Meslek hayatımda bu soruyu hep sordum ve cevabını aradım. Uzun araştırmalar sonunda en çok sevilen, en başarılı ve en etkili eğitimciyi keşfettim.   Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem çok kısa süre muallimlik yapmış olmasına rağmen başarılı olmuş, yaşadığı Arap yarımadasındaki insanları kötüden iyiye değiştirmiş. Onun verdiği eğitim sonucu kötü ahlaklı insanlar güzel ahlaklı hâle gelmiş.   Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem eğitim alanında, bütün dünyanın tanıdığı en başarılı ve en sevilen muallim. Ben öğretmen olarak gönderildim, buyurur.   O hem küçüklerin hem de büyüklerin öğretmeni idi. İnsanlara hem bu dünyada başarılı ve mutlu olma hem de ahiret saadetini kazanma yollarını anlattı.   Kitapla işe...

Başörtüsü Mücadelesinin Öncülerinden Öğretmen Zekiye Yağmurcu Hanımefendi Hakka Yürüdü

Resim
  Başörtüsü Mücadelesinin Öncülerinden Öğretmen Zekiye Yağmurcu Hanımefendi Hakka Yürüdü   Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde, derslere başörtülü girdiği gerekçesiyle öğretmenlikten ihraç edilen ve 14 yıl sonra görevine dönen Zekiye Yağmurcu (48) vefat etti. Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde, derslere başörtülü girdiği gerekçesiyle öğretmenlikten ihraç edilen ve 14 yıl sonra görevine dönen Zekiye Yağmurcu (48) vefat etti. 28 Şubat sürecinde İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde okuyan Zekiye Yağmurcu, başörtüsü direnişine omuz verdi ve mücadelenin en ön saflarında yer aldı. Başörtüsü zulmüne karşı mücadelesi öğretmenlik yıllarında da devam eden Yağmurcu, derslere başörtülü olarak girdiği gerekçesiyle öğretmenlikten ihraç edildi. İhraç edildiği öğretmenlik görevine 14 yıl aradan sonra dönen Yağmurcu, uzun süredir kanser tedavisi görüyordu. Tarihimizd...

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası Öğretmenin adı Bayan Thompson’du ve 5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı. Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, Bayan Thompson, Teddy’i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi. Çalıştığı okulda Bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy’nin bilgilerini en sona bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni: “Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu… Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu… ” diye yazmıştı. İkinci sınıf öğretmeni: “Mükemmel bir öğrenci, arkad...

Öğretmen Öğdrencilerine Sormuş

Öğretmen Öğdrencilerine Sormuş “- Allah hepimizin Cennet’e gitmesini istedği halde; bazılarını neden Cehennem’e gönderiyor?” Zeki bir öğrenci parmak kaldırarak: “- Hocam siz hepimizin 100 almamızı istediğiniz halde neden sınav yapıyorsunuz? Elbette çalışkan ve tembelleri ayırmak için… Rabbimiz de iyi ve kötüleri seçmek için sınav yapıyor…

Tahir...

Tahir... Onu hiçbir sınıf arkadaşı sevmiyordu. Çünkü derslerine asla çalışmayan, tembel ve bön bir çocuktu. Özellikle öğretmeni: " — Beni delirtiyorsun!" diye, hep kızıyordu Tahir'e. Bir gün Tahir'in annesi okula geldi. Öğretmeni ile görüştü. Öğretmen dürüstçe: "— Çocuğunuz ders çalışmayan, aptalca şeyler yapan bir çocuk, notları da düşük, hayatımda bunun kadar tembel bir öğrenci görmedim!" dedi. Annesi çok şaşırdı, Tahir'i okuldan aldı ve Kayseri'ye taşındılar. Aradan 25 yıl geçti. öğretmen de Kayseri'ye tayin olmuştu. Bir gün öğretmen ağır bir kalp krizi geçirdi. Bütün doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylediler. Bu zor bir ameliyattı ve Kayseri'de ameliyatı yapabilecek tek bir cerrah vardı. Öğretmen ameliyat oldu. Gözünü açtığında karşısında yakışıklı cerrah ona gülümsüyordu. Öğretmen tam teşekkür edecekti ki suratı morarmaya başladı. Bir şey söylemek için elini kaldırdı ama söyleyemeden küt diye öldü. Cerra...

Ben Bir Gülüm Öğretmenim

Ben Bir Gülüm Öğretmenim Ben bir gülüm, sen bahçıvan; Çok açarsam eser senin, Mis kokarsam hüner senin Ama bir de soldurursan Günah senin, günah senin öğretmenim… Ben elmasım, sarraf sensin Pırlantaysam, emek senin Parlıyorsam yaldız senin Ama bir de parçalarsan Kırık senin, kırık senin öğretmenim… Ben boş defter, kalem sensin; Doğru yazsan yarın senin, Güzel yazsan ikbal senin Ama bir de karalarsan Vicdan senin, vicdan senin öğretmenim… Ben öğrenci, sen öğretmen; Başarırsam hüner senin, Kazanırsam zafer senin Ama bir de kaybedersem Yok diyecek başka sözüm; Yorum senin, yorum senin öğretmenim Hasan Bayhan

Okula Başlarken...

Okula Başlarken... Aaa, hayııır.. Yine mi okul açılıyor! Birçok çocuk okulun ilk gününde karşılaşabilecekleri yeni şeyler yüzünden kendini gergin, hatta korkmuş hisseder: Yeni öğretmenler, yeni arkadaşlar, belki de yeni bir okul. Neyse ki, bu yeni kaygılar sadece kısa bir zaman sürer. Okul açılışında sizi nelerin beklediğini bilirseniz bu sıkıntıları en aza indirebilirsiniz.   İlk Gün Pek çok öğretmen öğretim yılına, o sene boyunca yapacağınız birbirinden güzel şeyleri anlatarak başlar. Bazı öğretmenler öğrencilerine sınıfın önünde kendilerini anlatmaları için fırsat verir. Ve elbette, birçok öğretmen sınıfta takip etmeniz gereken kuralların üstünden bir kere daha geçer. Bu kısmı iyi dinleyin ki bir şey sormadan önce parmak mı kaldıracaksınız veya sınıfta sakız çiğnemek serbest miymiş öğrenesiniz. Daha üst sınıflardaki çocuklar okulun ilk gününde büyük ihtimalle sınıflarındaki daha fazla insanı tanıyor olacaklar. Ancak yanınızda oturan arkadaşınızla daha önceden ka...

İlm-i Siyaset

İlm-i Siyaset Şam’da bir medresede ilim tahsil eden bir Molla Ahmet varmış. Bir gün memleketinden bir tanıdığı ziyaretine gelerek annesinin selamını iletmiş. Annesi oğluna, babasının Hakkın rahmetine kavuştuğunu, kendisinin yalnız başına kaldığını, artık oğlu yeteri kadar tahsil gördüyse yanına gelmesini ve şu ahir ömründe oğlunun birkaç gün de olsa hayrını görmek istediğini bildirmiş. Bu haberi alan Molla Ahmet bir tarafta babasının ölümünden duyduğu üzüntü, diğer yanda annesinin yalnız başına yaşayakalmasından duyduğu kaygı, koştura koştura medresenin baş müderrisinin kapısını çalmış. Baş müderris Ahmet’e telaşının sebebini sormuş. Aldığı kötü haberi hocasıyla paylaşan Molla Ahmet hocasına, artık ilim tahsilini tamamlamış olduğunu, hocası ona bir icazetname yazarsa gidip memleketinde annesinin hizmetini görmek istediğini söylemiş. Başını biraz kaygılı kaygılı sallayarak Ahmet’i dinleyen hocası ona, ilim tahsilini tamamladığını ama henüz “ İlm-i siyaset” tahsilini yapmadığın...