Kayıtlar

nereden etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tarhana Çorbası İsmi Nereden Geliyor?

Tarhana Çorbası İsmi Nereden Geliyor? Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'na giderken ordunun kamp kurup istirahat ettiği bir bölgede tebdil-i kıyafet ederek derviş kılığına girer. Kimseye haber vermeden geç saatte ordugâhtan ayrılır. Köylülerin yaşam şartlarını merak etmektedir. Bir köye girer ve gözüne kestirdiği bir evin kapısını çalar. Hane sahibi kapıyı açınca karşısında pejmürde bir derviş ile karşılaşır. Gerçi kendi halleri de pürmelaldir ama tanrı misafirine buyur etmemek olur mu? Hane halkı yaslağaç etrafında akşam yemeği yemektedirler. Sofrada sadece kara ekmek ve bir çorba kâsesi vardır. Tanrı misafiri hemen sofraya oturtulur. Ancak hane halkı Yavuz'un davranış ve azametinden şüphelenir. Ordugâh da yakındadır. Padişah olduğunu anlarlar sofralarının fakirliğinden utanıp "Af buyurun padişahım somun ve DARHANE çorbamızdan başka yiyeceğimiz yoktur" derler. Çorbanın lezzeti padişahın çok hoşuna gitmiştir. Hane halkına iltifatta ve ihsanda bulunur. İ

Allah'ın Teâlâ’nın Rahmeti Nereden Gelir Bilinmez:..

Allah'ın Teâlâ’nın Rahmeti Nereden Gelir Bilinmez... Ma'rûf-ı Kerhî hazretleri, ramazan ayından başka bir ayda, nafile oruç tutarken Badat çarşısından geçiyordu. İkindi vakti bir su dağıtıcısı; "Benim suyumdan içene Allah’ü Teâlâ rahmet etsin" diye bağırıyordu. Hazret-i Ma'rûf, sucunun elindeki bardağı alıp içti. Talebeleri dedi ki: "Efendim siz oruçlu değil miydiniz?" "Evet, oruçlu idim. Fakat bu su dağıtıcısının duası üzerine nafile orucu bozdum." buyurdu. Ma'rûf-ı Kerhî vefat edince, kendisini rüyada gördüler; "Allah’ü Teâlâ, sana nasıl muamele eyledi?" dediler, "O su dağıtıcısının duası ile daha fazla ihsana kavuştum." dedi.

Nereden Nereye

Nereden Nereye Cenâb-ı Hak buyuruyor “İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Lokman, 5) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular “Kim Allah için olursa, Allah da onun için olur” (Aclûnî, II, 358) Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, Cibril (as) kendisine “İhsan nedir” diye sorduğunda onu “Sanki O’nu görüyormuşçasına Allâh’a kulluk etmendir” diye tefsir etmiştir. Şu halde bu vasfa sâhip olan kişi, O’nu görene kadar O’na yönelir. Allâh’a yönelen kişinin, O’nun ipine sarılması zaruridir. Değilse Allah Teâlâ bütün cihetlerden münezzehtir; O’na hiçbir cihetten yönelmek mümkün değildir. İşte bu sebepledir ki, Musa (as) “Yâ Rabbi! Ben seni nerede bulabilirim” diye sorunca Allah Teâlâ “Ey Mûsâ! Beni kasdettiğin bana yöneldiğin zaman bana ulaşmışsın demektir.” buyurdu. Be cevap işâret etmektedir ki orada herhangi bir yön-mekân yoktur ki O’na yönelinebilsin. Ey sûfî, bu feryat ve figana sebep nedir Nere

İnsanlar Bu Dünyaya Nereden Gelmişlerdir?

İnsanlar Bu Dünyaya Nereden Gelmişlerdir?   İnsanlar bu dünyaya, ruhlar âleminden gelmişlerdir. Allah, insanların bedenlerinden evvel ruhlarını yaratmıştır. Daha sonra her bir ruha ayrı bir beden elbisesi giydirerek onları şu dünyaya göndermiştir.   İnsanlar Bu Dünyaya Niçin Gelmişlerdir?   Allah'a îman ve O'na ibâdet için gelmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta şöyle buyurulur: "Cinleri ve insanları, ancak beni tanıyıp îman etsin ve ibâdette bulunsunlar diye yarattım." (ez-Zâriyât, 56).   İnsanlar Bu Dünyaya Ne Halde Gelirler?   Bütün insanlar, bu dünyaya İslâm fıtratı üzere, yani, Müslüman doğarak gelirler. Sonradan büyüyünce her biri ya kendi akıl ve iradesini iyiye kullanarak İslâm fıtratı üzere yaşamaya devam eder, Müslümanca bir hayat sürerler... Veya menfî çevrelerin te'sirinde kalarak, bu temiz fıtratlarını değiştirir, İslâm'ın dışında bir hayat sürmeye başlarlar. Bu hususa Peygamberimiz, bir hadîs-i şeriflerinde şu şekil

İyi insan olabilmek için Neler yapılmalı

İyi insan olabilmek için Neler yapılmalı ·         Doğru iman ve itikat sahibi olmalı, ·         Her alanda kendini geliştirip, yenilemeli, ·         Çocuklarının ve ülkesinin geleceği için bilimsel gelişmeleri sosyal ve tarihi olayları yakından takip etmeli. ·         Kur’an-ı Kerim’i ve maddi ve manevi yararlı kitapları günlük okumalı. Sapık kimselerin, dinde reformcu, yerli ve yabancı misyonerlerin kitaplarını, yararsız kitapları okumamalı; ·         Faydasız ilimlerle ve yararsız işlerle uğraşmamalı; ·         Gereksiz TV dizileri, internet, yararsız sohbetler, müzik dinlemeleri, maç, konser, … Malayani şeylerle zamanını boşa geçirmemeli, ·         Farzları, haramları, sünnetleri, mekruhları, müstehabları, sağlam kaynaklardan öğrenmeli ve yerine getirmeli, ·         Farz borçları varsa acele kaza etmeli, ·         Kendine lâzım olacak fıkıh bilgilerini öğrenmeli ve uygulamalı, ·         İbadetlerini aksatmadan yapmalı, ·         Eğitime bilime, çalışmaya, a

İyi İnsanın Bazı Özellikleri 1

ÖNSÖZ Bismillâhirrahmanirrahîm. Kâinatı varlığının bilinmesi için yaratan ; terbiye eden ve rızıklandıran; İnsanı bütün mahlûkat içinde en güzel kıvamda “ahsen-i takvîm” olarak yaratan ve donatan, ona rûhun­dan üfleyerek “Alây-ı İlliyyine” yükselme kabiliyeti veren; varlığından haberdar eden; Hakk’a, hakikate davet şerefiyle şereflendiren; sonsuz aşkını gönüllere düşüren; tebliğ hizmetinde bizleri gönüllü kılan; hesap gününün tek hâkimi; Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ’ya sonsuz hamd-ü senalar olsun!           İnsanlığın efendisi ve önderi; Allah’ü Teâlâ’nın son elçisi ve habibi, vahiy emanetini bizlere taşıyan ve yaşayarak en güzel öğreten, insanlığa ebedî mutluluğun nurlu yolunu açan; yüce ahlâkın ve eşsiz faziletlerin rehberi; Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem’e; Onun temiz ehl-i beytine, sevgili sahabelerine sonsuz selâm olsun! Ve onların yolundan giden bütün bahtiyar Müslümanlara da selâm olsun! Bizlere her türlü nimeti gönderen ve en büyük nimet olarak da Müslüman yapma