Kayıtlar

Mayıs 12, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben Neyim, Hem Neyim Var?

  Bu bahçede benim için, ne gül, ne lâle var, Bu pazarda ne alış veriş, ne de para var, Ne kudret ve tasarruf ve ne mal, ne de mülk var, Ne dert, ne zevk ve ne de merhem ve ne yara var, Bu dünyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var?   Vücut, lutf-i ilâhî, hayat, rahmet-i kerim! Ağız, atiyye-i Rahman, kelâm fadl-ı kadîm! Beden, binâ-yı hudâ, rûh, nefha-i tekrîm, Kuvvet, ihsân-ı kudret, duygular, vaz’ı hakîm, Bu dünyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var?   Bu dünyada gerçekten, benim hiçbir şeyim yok, Ne varsa hep onundur, mülkünde şeriki yok. Cihana gelip gitme, benim de elimde yok, Bu benimdir demeğe, güvenecek senet yok, Bu dünyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var?   Varlığım bir görünüş, ruhum bir emanettir, “Ben!” demek bile, ona, pek çirkin bir şirkettir, Kula düşen vazife, sâhibe itaattir, Bana “Kulum!” Demesi, lütuftur, inayettir, Bu dünyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var?   Benim fakir ve muht...

Niçin Lâ ilâhe illallah demiyorsun?

  Niçin Lâ ilâhe illallah demiyorsun?   Bir gün, Ebû Bekr-i Şiblî; "- Allah Allah!" deyip duruyordu. O sırada bir genç; "- Niçin Lâ ilâhe illallah demiyorsun?" diye sordu. Bunun üzerine Şiblî hazretleri derin bir ah çekerek: "- ‘Lâ ilâhe’ der de ‘illallah’ diyemeden vefat ederim diye korkuyorum." dedi. Bu sözler gence çok dokundu ve orada bir ah çekerek vefat etti. Bunun üzerine gencin yakınları ve vârisleri Ebû Bekr-i Şiblî'yi Halîfeye şikâyet ettiler. Halîfe; "- Yâ Şiblî! Bunların dediklerine ne dersin?" deyince, Şiblî hazretleri; "- Yâ Emîr-el-müminîn! O gencin ruhu, mukaddes olan Allahü Teâlâ’nın cemâline kavuşmayı beklerken, aşk ateşinin bir kıvılcımıyla yanmış, her şeyden alâkasını kesmiş, tâkâtı son dereceye varmış, bu sözün neticesindeki güzellikte sıçrayan bir şimşek, onun canını çarpmış ve sonunda onun rûhu bir kuş gibi kafesinden uçup gitmiştir. Şiblî'nin bunda ne günahı var?" dedi. Bunun ü...

Kaybettik…

Dünya malına çok sevdalandık, taktı bizi peşine, Kadın erkek çalışıyoruz, düştük servet derdine… İki yaka bir araya gelmiyor, acep eksik olan ne? Servete Servet kattık ta, bereketimizi kaybettik…   Güzel güzel evler bomboş, herkes iş sahasında, İkinci evi arabayı, nasıl alırım sevdasında, Anne işte olduğu için, çocuklar kreş yuvasında, Evi arabayı kazandık ta, yavrularımızı kaybettik…   Para kazandık lâkin bir sofrada toplanamadık, Ailemizle oturup ta, hoşça sohbet yapamadık, Ne kadar çok kazansak ta, huzuru bulamadık, İşlerimiz genişledi ama ailelerimizi kaybettik…   Anne baba, eş dost akraba, hepsi geride kaldı, Onların yerini şimdi, maalesef para hırsı aldı, Aç kalabilirim korkusu, tüm benliğimizi sardı, Açlığa çare bulduk ta, ana baba duasını kaybettik…   Tarihe şöyle bir bak, bu malın sahibi olmamış, Peygamberimiz, bir vadi dolusu altını almamış, Bu dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış, Bu mal uğruna yeter, kendin...