Kayıtlar

talebe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmtihan

İmtihan   Geçmişin herkesin saygısını kazanmış derin hocalarından biri, yıllarca ders verdiği bir öğrencesini bir gün karşısına aldı ve şöyle dedi:             “- Sen artık yılların tahsil ve terbiyesi sonucu belirli bir düzeye geldin. Gerekli bilgileri nazari olarak kavradın. Ama bu öğrendiklerinden sonuç çıkaracak yorum yapacak, gerektiğinde bunlardan yararlanacak hâle geldin mi? Bunu öğrenmek için sana bir soru soracağım. Doğru cevap verdiğin takdirde sana icazet (diploma) vereceğim.” Öğrenci: “- Peki, hocam, sorunuzu sorun, bilirsem beni serbest bırakın, ben de zaten bunu istiyorum!”, dedi. Hoca sorusunu şöyle yöneltti: “- Diyelim ben seni serbest bıraktım, ilk önce bir sıla-i rahim (yakın akraba ziyareti) yaparsın. Memleketine giderken elbette köylerden yaylalardan geçeceksin. Yolun üstünde davar sürülerine, çoban köpeklerine rastlayacaksın. Varsayalım ki böyle bir yerde beş altı tane köpek birden sana saldırdı. Nasıl kurtulursun?” Öğrenci cevap verdi. “- Elimdek

İlim Talebesinin Fazileti

                                                             İlim Talebesinin Fazileti   Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri buyurdular: ”Kim, Allâhü Teâlâ hazretlerinin cehennem ateşinden azat ettiği kişilere bakmayı severse; ilim öğrenenlere (şer’i ilimlerin talebelerinin yüzüne) baksın! Nefsim kudret elinde olan Allâhü Teâlâ hazretlerine yemin ederim ki. İlim öğrenen herhangi bir talebe, âlimin kapısına gidip geldiğinde, muhakkak ki, Allâhü Teâlâ hazretleri o kişiye her adımına bir senelik sevabını yazar… Allâhü Teâlâ hazretleri, o kişiye her adımına karşılık, cennette bir şehir yaratır. İlim talebesi, yeryüzünde yürür; yeryüzü (dünya) onun için tevbe ve istiğfarda bulunur. İlim talebesi, akşamlar ve sabahlar, günahları kendisi için bağışlanır. Ve bütün melekler, ‘onların (ilim talebelerinin) cehennem azabından azat olunduklarına’ şahadet ederler…” Kaynak: Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:285   İlim öğrenen herhangi bir talebe, âlimin kapısına gidip ge

Bir Hocanın Talebesine Nasihatleri

Bir Hocanın Talebesine Nasihatleri 1656-1734 yılları arasında yaşamış ve ömrünü medreselerde ve ilim meclislerinde geçirmiş olan Hoca Fakirullah Rahmetullahi Aleyh'in talebesi olan Erzurumlu İbrahim Hakkı Rahmetullahi Aleyh Hazretlerine yapmış oldukları Nasihatler: 01- Ey Molla (talebem) İbrahim Hakkı, Allah’u Teâlâ'ya bütün arzularını sana vermesi için yalvardım. Allah-u Teâlâ'nın, bütün maksatlarına kavuşturacağını ümit ederim. 02- Allah’ü Teâlâ'ya varan yolun esasları: •   Tevekkül etmek, •   Teslim olmak, •   Sabretmek, •   Rıza göstermek. 03- Sabrın başlangıcı çok acı, sonu bal gibi tatlıdır. 04- Allah’ü Teâlâ'dan râzı olandan Allah’ü Teâlâ râzı olur. Kazâya rıza, evliyanın (Allah dostunun) şânındandır. 05- Sevgiliden gelen sıkıntı bahşiştir. Bahşişi kabul etmemek hatadır. 06- Allah’ü Teâlâ bir kulun mârifet sahibi olmasını isterse, kendi nûrunu o kulunun kalbine koyar ve kul o nur ile Rabbini tanır. 07- İbadetlerin en üstünü: •

Bir Köpeğin Beyazidi Bistami Hazretlerine Verdiği Ders

Bir Köpeğin Beyazidi Bistami Hazretlerine Verdiği Ders Bayezid-i Bestami Kuddise Sirruh Bir gün, talebeleri ile birlikte, gayet dar bir sokaktan geçiyorlardı. karşıdan bir köpeğin gelmekte olduğunu gördü ve geri çekilip köpeğe yol verdi. Talebelerinden birinin hatırına şöyle geldi: "İnsanoğlu hayvanlardan şereflidir. Hem bizim şeyhimiz, ariflerin sultanıdır. Hem de etrafındakiler onun, her biri çok kıymetli sadık talebeleridir. Bütün bunlara rağmen, şeyhimiz bu köpeğe yol vermesinin hikmeti acaba nedir?" Bunun üzerine Bayezid-i Bestami Kuddise Sirruh Buyurdu ki; "Şu köpek, hak lisanı ile bana dedi ki; ‘Rabbimiz Sana ariflerin sultanı olmak hilatini ve bana da köpeklik postunu giydirdiler. Bunun tersi de olabilirdi. Yani sen köpek ben insan olabilirdim!’ , dedi. Bunun üzerine ben de o köpeğe yol verdim."

İlim Talebesine Muhteşem Nasihatler

İlim Talebesine Muhteşem Nasihatler ·      Doğruluk ve samimiyet rehberin olsun. Bu ikisinin rehberliğinden ayrılmazsan eninde sonunda onlar seni selamet sahiline çıkaracaklardır. ·      Yaşadıkça hüznün de hazzın da bütün renklerini göreceksin. Sevinç ve neşenin de keder ve elemin de kalıcı olmadığını unutma. ·      Başına bir sıkıntı geldiğinde şiârın, “Bu da geçer Yâ Hû!” olsun. Çünkü hiçbir şey devamlı olmaz; “Vakt-i şâdî de gelir, mevsim-i mihnet de geçer” ·      “Ben yoruldum, bırakıyorum” diyorsan, ”Ben himmetsizim, ben aşksızım!” diyorsun. Aşkın bir adı bereketse bir adı da yorulmamaktır. ·      Sevgiye karşılık vermek, sevmek değildir; yansıtmaktır. Sevgi, beklememektir, verip almamaktır, sevgi her daim katıksızdır. ·      Sevmek, yüksünmemektir, hoş görmektir, bağışlamaktır. Sevmek, bırakıp gitmemektir. ·      Bir insan sevdiğini söylüyor ama sevdiğini hissettiğinde vücudundaki her zerre harekete gelmiyorsa bu, ne yavan bir sevgidir. ·     

İmam-ı Azam’ın Talebelere Ve Hocalara Öğütleri

İmam-ı Azam’ın Talebelere Ve Hocalara Öğütleri 01-   Konuşurken yüksek sesle konuşma. Hiç bir isinde acele etme, teenni ile hareket et. Acele şeytandır. [Hadis-i şerifte, (Teenni eden isabet eder, acele eden hata eder.) buyuruldu. Teenni, acele etmemektir.] 02-   Susmayı âdet edin. [Hadis-i şerifte, (Susmak, hikmettir; fakat susan azdır.) buyuruldu.] 03-   Her ayda birkaç gün oruç tut. [Hadis-i şerifte, (Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.) buyuruldu.] 04-   Nefsini hesaba çek, ilmi muhafaza et. Böylece amelinden iki cihanda faydalan. [Hadis-i şerifte, (Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir.) buyuruldu.] 05-   Dünya nimetine ve sağlığına güvenme. [Hadis-i şerifte, (İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce bos vaktin, fakirlikten önce zenginliğin, ölümden önce hayatin kıymetini bil.) buyuruldu.] 06-   Bu nimetlerin hepsinden sorguya çekileceksin. [Hadis-i şerifte, (Kıyame