Kayıtlar

türlü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…

  Namaz Kılmak İstiyorum; Ama Bir Türlü Başlayamıyorum…   Namaz kılmak bir insanın yeryüzünde ulaşabileceği en büyük mutluluk...   Namazda Allah'ın huzuruna çıkıp O'na durumunu arz etmek, O'nunla olduğunu bilmek inanılmaz güzel bir duygu...   Rabbimiz bizi çok seviyor, bizi muhatap kabul ediyor ve her beş vakitte; buyur kulum diyor...   Ezan sesini duyup Allah'ın huzuruna davet ettiğinin bilincini taşıyan her insan; can ile baş ile O'na yöneliyor. Şah damarından daha yakın olan Rabbi ile buluşuyor.   Yarın ahrette ilk sorgumuz namaz... Allah soracak; kulum ben seni davet ettim neden gelmedin dediğinde ne cevap vereceğiz... Davete icabet etmek şart.   Namaz dinin direği diyoruz peki neden?   Neden biliyor musunuz? Namazla Allah'a yönelen insan asla ve asla kötülüğe yer vermiyor yaşamında... Ancak her şeyde olduğu gibi, namazda da samimiyetle yönelmek çok önemli...   Samimiyetsiz kılınan namazdan tabii ki hayır gör...

Allah’ü Teâlâ’yı Zikir Üç Türlü Olur

Allah’ü Teâlâ’yı Zikir Üç Türlü Olur 1- Dil ile Zikir, Yüce Allah’ı en güzel isimleri ile anmak, hamt etmek, tespih ve tenzih etmek, Kuran- ı Kerimi okumak ve dua etmektir. 2- Kalp ile Zikir, Allah’ı gönülden anmaktır ki, başlıca üç çeşittir. a- Allah’ın varlığını gösteren delilleri anlamak ve kavramak, şüpheleri terk ederek Allah’ın isim ve sıfatlarını düşünmektir. Kalp ile zikrin en yüksek mertebesi bir an bile Allah’tan gafil olmamak, onu görüyormuş gibi bir hayat yaşamaktır. Cibril hadisinde belirtildiği gibi “Biz onu görmesek te o bizi görür.” düşüncesi içerisinde olmaktır. Allah kendisini görür gibi ibadet eden ve yaşayan muhsinleri sever! (Ali İmran, 134) b- Allah’ın koyduğu hükümleri, kulluk görevlerini, Allah’ın bildirdiği sorumlulukları, banlarla ilgili hükümleri, emir ve yasakları, Allah’ın vadini, tehdidini ve bunların delillerini düşünmektir c- Maddi ve manevi varlıkları, buralardaki yaratılış sırlarını seyredip düşünmek, zerrenin kutsal âleme bir ayna olduğunu g...

Şifa Duası

Şifa Duası كَانَ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم يَعُودُ بَعْضَ أَهْلِهِ يَمْسَحُ بِيَدِهِ اليُمْنى وَيَقولُ: «اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، أَذْهِبْ الْبَأسَ، واشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي لَا شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَماً» مُتَّفِقٌ عَلَيْه. Okunuşu: Kane ennebiyyi sallahallah’ü aleyhi ve sellem yeûdü ba’de ehlihi yemsehû  biyedihil yümna ve yekûl: Allahümme Rabbennasi, ezhibil be’se, veşfi, enteşşafî lâ şifae illâ şifâûke, şifaen lâ yüğadiru sekâmnen. Anlamı: Ey bütün insanların her türlü ihtiyacını karşılayıp onları terbiye eden Rab! Ey dertlilerin devası, bütün ıstırap ve sıkıntıları dindiren Allah’ım! Şifayı bizzat sen ver, zira hakikatte şifayı veren sadece sensin. Öyle bir şifa ihsan etki, hastalıktan eser bırakmasın. Buhari