Kayıtlar

kara etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kara Fatma Rahmetullahi Aleyha’nın Acıklı Sonu

Kara Fatma Rahmetullahi Aleyha’nın Acıklı Sonu   Kara Fatma Rahmetullahi Aleyha’yı Rus kilisesine muhtaç edenler utansın! Kurtuluş Savaşı’ndaki Kara Fatmaların en meşhuru, Erzurumlu olanıdır. Kocası Binbaşı Derviş Bey’le birlikte kâh Kars cephesinde, kâh Balkanlarda savaşmış. Edirne’de Bulgarlara karşı mücadele vermiş, sonradan, İzmit, Düzce, Adapazarı, İznik civarında Yunanlılara baskınlar düzenlerken, köylerden, kasabalardan gönüllü toplarken karşımıza çıkar. Velhasıl Erzurumlu Fatma Seher Hanım yahut nâmı diğer Kara Fatma (Fatma Savaşkan Rahmetullahi Aleyha), Kurtuluş Savaşı’nın sembol ismi olarak günümüzde ders kitaplarına kadar girmeyi başarmıştır. Mütarekeden sonra eşini kaybetmiş. İstiklal Madalyası sâhibidir. Ve Üsteğmen rütbesine kadar yükselmiştir. Emekli edilirken, maaş bağlanmıştır. Ancak Kara Fatma Rahmetullahi Aleyha; “Para için savaşmadığını, bu maaşı alamayacağını söyleyerek.” Kızılay’a bağışlamıştır. Yedigün Dergisi’nde bulduğum söyleşi, Kara Fatma’nın 1923

Kara Yüzüm Süre Gelsem

Kara Yüzüm Süre Gelsem   Kara yüzüm süregelsem, Sana canım verebilsem, Kara yüzüm süregelsem, Sana canım verebilsem…   Nur cemalin görebilsem, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed... Nur cemalin görebilsem, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed...   Senin Ravza’n güzel kokar, Hasretin bağrımı yakar, Senin tenin güzel kokar, Hasretin bağrımı yakar…   Gözyaşlarım çağlar akar, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed... Gözyaşlarım çağlar akar, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed...   Peygambersin ahir zaman, Mahşer günü eyle aman, Peygambersin ahir zaman, Mahşer günü eyle aman…   Seni bilen bulur iman, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed... Seni bilen bulur iman, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed...   Senin Ravza’n güzel kokar, Hasretin bağrımı yakar, Senin tenin güzel kokar, Hasretin bağrımı yakar…   Gözyaşlarım çağlar akar, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed... Gözyaşlarım çağlar akar, Ya Muhammed, Ey Can Ahmed...   Eşiğine yüzüm sürsem, Arzuhalim diyebilsem, Eşiğine yüzüm

Aşk

Resim
Aşk SEVGİ, insan tabiatının zevk aldığı bir şeye meyletmesidir. Bunun kuvvetli şekline AŞK denir. Âşık sevdiğine karşı aşırı derecede şefkatli olur ve malını mülkünü onun yolunda harcar. Hz. Yusuf’a olan aşkı ile dillere destan Züleyha buna açık bir misaldir. Gerçekten Züleyha, aşkı yüzünden malını - mülkünü, hatta güzelliğini bile kaybetti. Kendisi, yetmiş deve yükü inci ve cevhere sahipti. O paha biçilmez gerdanlıkları Hz. Yusuf’a olan aşkı yolunda sarf etti. Her kim: “Ben bu gün Yusuf’u gördüm” dese, ona değerli gerdanlıklardan bir tanesini verirdi. Böylece vere vere hiçbir şeyi kalmadı. Her şeyi “Yusuf” diye çağırırdı. O’na olan ifrat derecesindeki aşkı yüzünden “Yusuf” kelimesinden başka her şeyi unutmuştu. Başını göğe kaldırdığı zaman yıldızlarda, “Yusuf” ismini yazılı görürdü. Gene anlatıldığına göre Züleyha imana gelip Hz. Yusuf ile evlendikten sonra artık O’ndan uzak durmaya ve ibadet için tenhalara çekilmeye başladı. Artık bu aşkı, o aşkın gerçek s

Yoldaki Kutlu Gün

Yoldaki Kutlu Gün Gün gelecek… Güneşin doğup battığı mekânlarda, Ve küfrün çığlık attığı mekânlarda, Bizim türkülerimiz okunacak… Gün gelecek… Tomurcuklar taşacak kılıfından, Ve kılıçlar sıyrılacak kınından, Edepsizler edebini takınacak… Gün gelecek… Ne zalimler kalacak ne zulüm, Ve o gün yoldadır gülüm, Hak ayağa yekinecek… Gün gelecek… İnsanlar yiyecek ayılar bakınacak, Eğriler doğrulardan sakınacak, Gönül kilimleri adalet üzre dokunacak, Namusluların yakındığı kadar da Namussuzlar yakınacak… Abdurrahim KARAKOÇ

Türkiye ile İslam Dünyasının Kara Bağlantısını Kesmek

Türkiye ile İslam Dünyasının Kara Bağlantısını Kesmek DAEŞ'in tasfiyesi 'üst akıl'dan! DAEŞ bahanesiyle uluslararası destekle başlatılan operasyonun amaçlarından biri Türkiye ile İslam dünyasının kara bağlantısını kesmek. Son bir ayda Irak ve Suriye'de devlet ve bölgesel güçlerin uluslararası destekle gerçekleştirdiği DAEŞ operasyonları, zamanlaması ve hızıyla dikkat çekti. Irak ordusu, Felluce'den sonra Musul'a, Esed ise Rakka'dan sonra Tabqa'ya yönelecek. “Maksat; Türkiye'nin İslam dünyası ile bağlantısını kesmek, İsrail'i büyütmek” yorumları öne çıkıyor. Haziran 2013'te Irak ordusunun DAEŞ terör örgütü karşısında Musul'u tek kurşun sıkmadan teslim edişi, Felluce'den çekilmesi, DAEŞ'in Suriye rejiminin gözleri önünde Rakka'da yuvalanışı ve Münbiç'i ele geçirmesindeki muamma akıllardaki yerini korurken, son bir ayda terör örgütüne yönelik alelacele başlatılan operasyonlar dikkat çekti. Baş döndürücü hızla gel

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar Milletimizi millet yapan değerler her gün yıkıma uğruyor. Sorumluluk sahipleri kara kara düşünüyor. Tuzu kuru azınlık bir kesim ise kapitalizmin, acımasızca yaptıkları sömürünün getirisinden sarhoş ne yaptıklarını bilmiyor. Ancak üzücü felâketler kapıyı çalınca “Of, of…” çekmeye başlıyor. Felâketin nereden geldiğini düşünmek bile istemiyor. Sadece dünyevi sebepleri sorguluyor. Nerede hata yaptım deyip özeleştiri yapmıyor. Toplumu çatırdatan bu acıların en büyük sebebi; “Çocukların ebeveynlerin sevgilerinden mahrum olarak manevi ve milli eğitimden yoksun olarak yetişmesi” diyebiliriz. Tanzimat’la başlayan “Batılılaşma” hareketleri, Müslümanların manevi değerlerine gereği gibi sahip çıkmayışları bizi bu hale getirdi. Batasıca batı kendi düştüğü dünyevileşme çukuruna bizi de çekiyor. Bazen düşüp bazen kalkıyoruz. Bazen yarı yerimiz pisliğe batıyor yarı yerimizi kurtarıyoruz. Şu haberlere bakar mısınız? Kesikbaş cinayetleri, bir annenin bebeği

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak…

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak… Değerli dostlar önyargı öyle bir şeydir ki akları kara karaları ak gösterir. Bir kişi hakkında önyargı oluştu mu artık onu kırmak çok zordur. Hatta imkânsızdır. En büyük hatamız araştırmadan, soruşturmadan damgayı basarız. Bundan hayır çıkmaz… Ya da bunun gibisi yoktur… Gerekli araştırma yapılmadan her ikisi de yanlıştır. Önce iyi olan sonra kötü veya önce kötü olan; sonra iyi olabilir. Ünlü bilim adamı Einstein der ki: “Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz! Bir önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zor…” Ön yargılı olduğumuz kişi hakkında verdiğimiz kararlarda her zaman yanılabiliriz. Çünkü o kişi hakkında bazı duyumlar edinmişizdir. Acaba o kişinin o zaman içinde bulunduğu şartlar nasıldı? Değişmiş olamaz mı? Bal gibi olabilir. Yaptığı şeylere canı gönülden pişmanlık duymuş olabilir. Ama biz bunları düşünemeyiz. Çünkü önyargı bütün benliğimizi kaplamıştır. Sanki biz hata yapmıyor muyuz? Bazen iyilik bazen de kötülük yapa