Kayıtlar

Ocak 26, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kerâmet-i Evliyaya Bir Misal

Kerâmet-i Evliyaya Bir Misal Evliya-ı Kiramdan Ebûîl - Esved-i Rai Hazretleri, bir zamanlar çölde ehline Ve müritlerine: — Ben gidiyorum. Allah'a emanet olunuz, deyip ayrıldı. Kız kardeşi kırbasını süt ile doldurmuştu. O da içinde ne olduğunu bilmeden matarayı alıp gitti. Bir müddet gittikten sonra taharet edip abdest alması icap etti. Taharet etmek istediğinde mataradan süt aktı. Olduğu yerden geri dönüp kız kardeşine: — Bana süt değil su lâzımdır. Mataraya su doldur!, dedi. Kız kardeşi de matarasını su ile doldurdu. O yine: — Allahaısmarladık, deyip gitti. Yolda abdest icab ettiği zaman matarasındaki sudan taharet eder abdest alır, acıktığı zaman da aynı mataradan süt akar, onu içerek doyardı. Böylece uzun zaman insanlardan uzak halde hem ibadetini ediyor hem de hiçbir açlık sıkıntısı çekmiyordu. (Alıntı)

Allah İçin Vurmuştum

Allah İçin Vurmuştum Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri Çaldıran Zaferini kazandıktan sonra ölüler arasında dolaşıyordu, ölülerin içinde düşman askerlerinden birisinin kellesinin hiç zedelenmeden kesildiğini görüp merak etti. Ve yanında bulunan vezirlerine emrederek: — Bu kelleyi tek vuruşla kim kesti ise onu bulun bana getirin, dedi. Paşalar hemen asker içine dağıldılar ve bu yiğit askeri aramaya başladılar. Sora sora nihayet o asker bulundu ve Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin huzuruna getirildi. Yavuz, o askere: — Evlâdım bu başı böyle sen mi kestin? Diye sordu. Meselenin ne olduğunu pek anlayamayan asker biraz durakladıktan sonra: — Ben kestim, Sultanım, dedi. Yavuz askerden memnun olmuştu... Belinden kılıcını çekerek askere verdi ve orada bulunan ölüme mahkûm esirlerden birisini göstererek: — Şunun başını da öyle bir vurmaya kesebilir misin? Diye sordu. Asker soğukkanlılıkla kesebileceğini söyledi. Hazreti Yavuz Selim Han, haydi görelim

Zahiri Kerametin Tehlikesi

Zahiri Kerametin Tehlikesi Evliyaullah'tan bir zat, çölde susamıştı ve etrafta hiçbir su bulmanın da imkânı yoktu. Cenab-ı Allah ona gökten içi soğuk su ile dolu alton bir kadeh indirdi. Susuzluktan bunalmış vaziyette olan derviş, Allah tarafından gönderilen suyu içmedi: — Senin izzetin hakkı için bu suyu içmeyeceğim... Bir arabî, eliyle bir sille vursa ve onun karşılığında da bir içim su verse, onu içerim, ama senin gönderdiğin suyu içmem! Çünkü bana gurur korkusundan, keramet yolundan su lâzım değildir. Sen benim içinde de su izhar etmeye ve beni susuzluktan kurtarmaya kadirsin. Zahiri keramet tuzaktan emin olmadığı için bu suyu içmeye cesaret edemem, diyerek suyu içmekten içtinap etti. (Alıntı)