Kayıtlar

Aralık 21, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kale

Kale Teknik direktör ilk yarı sonrası soyunma odasında oyuncusuna sordu. -“Neden kendi kalene gol attın? Oyuncu cevap verdi: -“Lanet olası kalelerin, ikisi de bir birine o kadar çok benziyor ki!

On yaş ihtiyarlamak istemiyorum!

On yaş ihtiyarlamak istemiyorum! Adamın biri şapka almak için şapkacı dükkanına girmiş. Bir tanesini denemiş. Oradakiler; -“Bunu al bu seni on yaş genç gösterdi!” demişler. Adam almak istememiş. -“Hediye edelim!” demişler. Adam yine almamış. -“Neden almıyorsun?” Diye sorunca -“Şapkayı her çıkarışımda on yaş ihtiyarlamak istemiyorum!” Demiş.

Kimsenin Görmediği Yer

Kimsenin Görmediği Yer   Eski zamanda bir hoca, talebelerinden birini, çalışkanlığından, zekâ ve anlayışından dolayı diğerlerinden daha çok seviyor ve takdir ediyordu. Hocanın bu sevgi ve takdiri, diğer öğrenciler tarafından biliniyor ve için için kıskanılıyordu. “- Hocamız neden yalnız bu arkadaşa ilgi ve yakınlık gösteriyor, aramızdaki tek zeki ve çalışkan o mu?” şeklinde laflar ediyorlardı. Hoca da onların bu tür düşüncelerinin farkındaydı. Hoca efendi bir gün derse gelirken yanında öğrencilerinin sayısınca şeker getirdi. Her öğrenciye bunlardan bir tane vererek: “- Haydi, yavrularım, bu şekerleri hiç kimsenin görmediği bir yerde yiyin; ama dikkat edin, hiç kimse görmesin ha!” dedi. Bunun üzerine talebeler sağa sola dağıldılar. Bir müddet sonra da şekerleri yiyip dönmeye başladılar. Kimileri övünüyordu: “- Ben falan yerde yedim, hiç kimse görmedi!" gibi… Hoca da böyle övünenlere bir  “Aferin!"  çekiyordu. Biraz sonra bütün öğrenciler şekerleri yemiş olarak döndüler. En so

Oğuz Kağan Destanı

Resim
Oğuz Kağan Destanı Nuh aleyhisselâmın oğlu Yâfes’in büyük oğlu Türk, doğuda yerleşmişti. Bunun ülkesine Türkistan denildi. Türklerin ilk atası olan Türk’ün oğullarından büyüğü Kara-Han, Karı-Sayram şehrini başşehir edinmişti. Yaylakları, İpanç şehri yakınlarındaki Or-Tag ile Kür-Tag, kışlakları da Porsuk şehri yanındaki Kara-Kum idi. Kara-Hanın kardeşleri; Or-Han, Kür-Han ve Küz-Han adlarını taşıyorlardı. Kara-Han, hârika olarak doğan oğluna bir yaşında iken ad koyacağı sırada, bu çocuk; “Ben sarayda doğduğumdan, adım Oğuz olsun.” deyince, herkes şaşırmıştı. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan Oğuz, putperest annesinin sütünü sâdece bir defâ emdi. Babası, Oğuz’u, kardeşinin kızı ile evlendirmek isteyince o, Hak dîne girmeyi reddeden amcasının kızları ile evlenmedi. Oğuz, gençliğinde; yılkıları (at sürüsü) ve insanları yiyen, çok korkulan, azgın bir canavarı öldürerek büyük şöhret kazandı. Oğuz’un, teklif edilen kızlar ile evlenmeyiş sebebini öğrenen babası Kara-Han i

İmam Busirî Ve Kaside-İ Bürde

İmam Busirî Ve Kaside-İ Bürde Büyük bir şair ve edib olan Muhammed İbn Said el-Busirî Hazretleri (ö: 1295m./İskenderiye)  Bir gün evine giderken, yaşlı bir zat önüne çıkarak sorar:  - Ey Busirî! Bu gece Rasulullah’ı rüyanda gördün mü?  - Hayır, görmedim.  İhtiyar, başka bir şey demeden uzaklaşır. Busirî’nin gönlünde ise, o andan itibaren müthiş bir şekilde Peygamber aşkı ve muhabbeti yerleşir.  İşte o gece rüyasında Rasul-i Ekrem Aleyhisselâm’i görür.  Uyanınca, içinin neşe ve huzurla dolup taştığını fark eder.  Bunun üzerine Rasulullah’ı metheden birçok kaside yazar.  Bir zaman sonra, şairin vücudunun yarısı felç olur. Artık yürümekten acizdir. Nihayet, Peygamber’e olan sevgisini dile getirdiği 161 beyitlik muhteşem kasidesini yazarak, bunun hürmetine Yüce Allah’tan şifa diler. Kaside-i Bürde adıyla meşhur bu şiiri bitirdiği gece, Peygamber Aleyhisselâm’ı rüyasında görür ve kasidesini huzurunda okur.   Allah Rasulü bundan memnun kalarak, mübarek elleriyle Busir

İmam-I Âzam Ve Kadılık

İmam-I Âzam Ve Kadılık Zamanında İmam-ı Azam ile herhangi bir konuda tartışmaya girip de galip çıkan görülmemiştir. Hem derya gibi ilmi, hem de herkese nasip olmayan zeka ve mantığı sayesinde hepsinden kendisi galip çıkıyordu. Abbasi Halifesi Me'mun İmam-ı Azam'ı Kufe'ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi. - Ben kadılık yapamam, dedi. Halife de herkes de kabul ederdi ki ondan iyi kadılık yapacak bulunamazdı. Bu nedenle Halife sert çıktı: - Yalan söylüyorsun, sen kadılık yaparsın! İmam-ı Azam akan suları durduracak şu cevabı verdi: - Eğer ben yalan söylüyorsam, yalan söylediğim için kadılık yapamam, çünkü yalancıdan kadı olmaz. Eğer "yapamam" dediğim zaman doğru söylüyorsam, sözümün gereği olarak kadılık yapamam. O halde her iki halde de kadılık yapamam...

Sarı Gelin Türküsünün Hikâyesi

Resim
Sarı Gelin Türküsünün Hikâyesi Eski dönemlerden birinde, Çoruh nehrinin kıyılarında yaşayan Kıpçak beyinin sarı saçlı kızı vardır. Erzurumlu bir genç Kıpçak beyinin kızına âşık olur. Hem Erzurumlu gencin ailesi hem de Kıpçak beyi karşı çıkar bu sevdaya. Kavuşmalarına engel olurlar. Erzurumlu genç ise sevdasının peşinden gitmeye karalıdır. Sevdiği Kıpçak kızına şiir yazar ve daha sonra kızı kaçırır. Kaçan iki sevdalı gencin peşine Kıpçak beyinin adamları düşer. Kovalamaca sonucunda Erzurumlu genç, beyin adamları tarafından öldürülür. Bu sevda da tarihin hüzünlü ve acılı sayfaları arasındaki yerini alır… Sarı Gelin türküsünün hikâyesi hakkında çeşitli rivayetler vardır. Kızın Türk değil Gürcü olduğu, Ermeni türküsü olduğu gibi veya farklı versiyonları vardır. Şeyh Abdülkadir Geylani’nin müritlerinden Sanani’nin başından geçen bir sevda hikâyesi olarak da anlatılır. Birçok türkünün, birden çok hikâyesi vardır. Bu bir hikâyenin doğru, diğerlerinin yanlış olduğu anlamına gelme

Mezhep Temelli Fitne Ateşi

Mezhep Temelli Fitne Ateşi “İran mezhep temelli fitne ateşini yakıyor”, bu sözler Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr’e ait. Bir Suudi’nin İran’ı, her hangi bir İranlı yetkilinin de Suudi Arabistan’ı suçlaması çok sık görülen bir durum. Suudi Bakanın bu sözleri söylemesinin büyük nedeni de Suudi Arabistan-İran gerginliği. Ancak tüm bunlara rağmen işin bir de geniş pencereden bakıldığında ortaya çıkan boyutu var. Arap Değil Pers Baharı İran bugün kendi toprak sınırlarıyla yetinmeyen, daha fazlasını isteyen bir politika izliyor. 1979’daki devrimden bu yana Ortadoğu coğrafyasında yayılma planları vardı, 2011’deki Arap Baharı Tahran’ın yayılma planlarına çanak tuttu, Arap Baharı Araplar için kara kış, İran için ise Pers baharı oldu. Irak'ı Şii Ülkesi Haline Getirdiler ABD’nin 2001 Afganistan, 2003 Irak işgalini fırsata çevirmesini bildiler. Özellikle yıllardır ayak basamadıkları Irak’ı bir Şii ülkesi haline getirdiler. 2011’de Arap Baha