Kayıtlar

gördüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Mescid-i-Aksa   Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde; Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu… Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu…   Gözlerim yollarda bekler dururum; Nerde kardeşlerim diyordu bir ses. İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin; Unuttu mu bunu acaba herkes…   Burak dolanırdı yörelerimde; Mi’raca yol veren hız üssü idim. Bellidir kutsallığım şehir ismimden; Her yana nur saçan bir kürsü idim…   Hani o günler ki binlerce mü’min; Tek yürek halinde bana koşardı. Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine; Cevaba erişen dualar vardı…   Şimdi kimsecikler varmaz yanıma; Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım. Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı; Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım…   Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde; Götür müslümana selam diyordu. Dayanamıyorum bu ayrılığa; Kucaklasın beni İslâm diyordu…   (Mehmet Akif İnan Rahmetullahi Aleyh)

Bir Acâib Şehre Vardım Mahlûkunu Deli gördüm...

Bir Acâib Şehre Vardım Mahlûkunu Deli gördüm...   Bir acâib şehre vardım, mahlûkunu deli gördüm; Sevdikleri dünyâ imiş kulûbların ölü gördüm...   Ma'nâ yüzünde ezelî, Fâtiha'dan aldım haber; Bu tevhîdi fehm edeni, hakka'l-yakîn velî gördüm...   Dinler misin diyem sana, bir gizlice sözüm vardır; Bu tevhîde "lâ" diyeni İblîs gibi hûlu gördüm...   Seyrullâhın makamından, evliyânın sırrı budur; Düş elinde gezer iken, Tanr'arslanı Alî gördüm...   'Akl-ı külden cüz' mürekkeb, senin kalbin Vâhib Ümmî; Kudret kalemini çalan, sâfî nûrdan eli gördüm...   Abdülvehhâb Ümmî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî

Çaresiz Gördüm!

Çaresiz Gördüm!   Mezarlık denilen şehire vardım, Bütün haneleri kirasız gördüm! Haliniz nasıldır diyerek sordum Dilleri lal olmuş nârasız gördüm!   Burada geçmiyor şanı şöhreti, Kara topraklarda çürümüş eti, Dünyada kalmış tüm malı serveti, Zengini burada parasız gördüm!   Cinsiyet farkı yok bay ya da bayan, Etlerini yemiş yılanla çıyan, Sağ iken gaddarca canlara kıyan, Cani katilleri zararsız gördüm!   Ömür dedikleri defteri dolmuş, Eceli gelince gül gibi solmuş, Sermayesi beyaz kefeni olmuş, Yakasız gömleği karasız gördüm!   Azrail habersiz gelmiş bir anlık, Bitmiş dünyadaki şahlık sultanlık, Penceresi yoktur zifir karanlık, Lambasız, fenersiz, çırasız gördüm!   Ey Garip Hasreti durunca solun, Mutlaka buraya düşecek yolun, Hiç kimse yemiyor hakkını kulun, Zalimi perişan çaresiz gördüm!   Garip Hasreti (Filat YAZICI)

Gördüm

  Gördüm   Dudağında tekbir, elinde bayrak Namusun şiarı yiğitler gördüm Bağrına gül gibi bastı şu toprak Ölümü öldüren şehitler gördüm.   Delerken bağrını kurşun utandı Her şey unutuldu... Mevzu vatandı Kınalı Hasanlar kurban adandı Nene Hatun, Koca Seyitler gördüm.   Gururlandı gökte yıldız ile ay Malazgirt, Sakarya nice destan say Taarruzda elli yedinci alay Bugün Çanakkale vakitler gördüm.   Ordunun başında fatih var gibi Ardında topyekûn tarih var gibi Bugün gaza, bugün fetih var gibi O şanlı tarihten şeritler gördüm.   Gördü ki tüm cihan can kınımızda Boğarız batılı al kanımızda Korkma Ulubatlım, Hak yanımızda! Ezanlar, selâlar, şahitler gördüm.   Ya Allah! Bismillah! Allahuekber! Bir millet tek vücut şehadet bekler İnsanı kıskanır bugün melekler Peygamber yurduna hicretler gördüm.   Hacı Kısır

DNA'da Allah'ı Gördü

Resim
DNA'da Allah'ı Gördü DNA şifresini çözen bilim adamı Dr. Francis Collins 30 yıldır ateistti. İnsan genini çözmenin kendisine Allah'ın eserini görme fırsatı verdiğini söyleyen Collins artık Allah'ın varlığına inandığını dile getirdi. Dünyanın en büyük genetik uzmanlarından biri olarak gösterilen ve sekiz yıl önce çalışma arkadaşı Craig Venter'le birlikte insan DNA'sının şifresini çözerek büyük şöhret yakalayan Dr. Francis Collins, bilimin insanı Tanrı'ya daha fazla yaklaştırdığını söyleyerek iman ettiğini açıkladı. Eylül'de piyasaya çıkaracağı "Tanrı'nın Dili" adlı kitabıyla ilgili İngiliz The Times gazetesine konuşan 56 yaşındaki Collins, artık mucizelere ve meleklere inandığını belirterek, "Laboratuvarda çalışırken Tanrı'yı hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben ona inanıyorum. DNA'nın şifresini çözmek beni Tanrı'ya biraz daha yakınlaştırdı. Hastalıktan kırılan insanlar gördüm. Bilim o...

Babamın Katledilişini Gördüm!

Babamın Katledilişini Gördüm! Sultan Abdülaziz’in kızı Nâzime Sultan anlatıyor: "Babamın katledilişini gördüm!" Burada ilk defa yayınlayacağımız vesikayı ve Sultan Abdülaziz Han’ın kızı Nâzime Sultan’ın babasının katli sırasında gördüklerini nakletmeden önce padişahın vefatı hâdisesini kısa da olsa hatırlatmakta fayda vardır. Sultan Abdülaziz Han erkân-ı erbaa (dört kişi) diye adlandırılan Mithat Paşa, Hüseyin Avni, Mütercim Mehmed Rüştü Paşa ile Şeyhülislâm Hasan Hayrullah Efendi’nin ve önceden elde ettikleri altmış kadar yandaşlarının tertip ettiği bir darbe neticesi 30 Mayıs 1876 günü tahttan indirilmiş ve dört gün sonra da şehid edilmiştir. Padişahın Hal’i Sultan Abdülaziz Han, yukarıda isimleri verilen dört kişinin şahsî kin ve garezleri ve bazı yabancı devletlerin parmağı ve yardımları sayesinde yapılan bir darbe neticesinde tahtından indirildi. Hâdise özetle şöyle olmuştu: Hüseyin Avni, Mithat, Rüştü ve Süleyman Paşalar tarafından bu darbenin 30 Mayıs ...

Yağmurda Otostop!

Yağmurda Otostop! Bir gece vakit gece yarısına doğru Alabama otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir beyazın bir zenciye hem de Alabama da yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi. Verdim. Bir hafta sonra kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda... "Gecen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının başucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın! En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

Nerede Kutlu Çağlar

Nerede Kutlu Çağlar   Dün gece müjdeli, bir rüya gördüm, Yeniden toplanmış, “O yüce divan...”   Yemyeşil ovada koca bir çınar, Masmavi göklere yükseliyordu.   Zümrüt yapraklarda, altın bülbüller, Tatlı bir nağmeyle ötüşüyordu...   Yüksek bir tepeye kurulmuş otağ, Ulu bir Hakan, haykırıyordu...   Nur simalı pirler divana gelmiş, "Garip halimizi" konuşuyordu...   Vadileri doldurmuş, binlerce yiğit, Tekbirlerle arzı titretiyordu...   Akıncılar mutlu uçacak gibi, Şahlanan atlarda haykırıyordu...   Divan, bir kararı tartışıyordu... Âlimler çok titiz çalışıyordu.   Son nokta konuldu, karar verildi. Bir nida inletti yer ve gökleri...   "Hedefimiz şudur: ‘İyi dinleyin!’ “İman ve Kur’an’da, tekrar dirilip;”   “Dünyada yeniden, süper güç olmak,” “Küfür ve zulümü silip, yok etmek...”   “İslâm’ın sesini tekrar yükseltmek;” “İnsanlığa hizmet edip yüceltmek…”   Erenler ruhları; yere inmişti. Divanın önünde, hep dizilmişti.   Heps...