Kayıtlar

Beyitler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh Hz.'nin Ölümü ve Son Beyitleri

  İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh Hz.'nin Ölümü ve Son Beyitleri Alamet ve Kerametler kategorisinde açılmış olan İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh Hz.'nin Ölümü Sırasında Yaşanan Gizemli Olay konusu, İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh Hz.'nin Ölümü Sırasında Yaşanan Gizemli Olay İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh 1111 (h.505) yılının Cemaziyelevvel ayının 14. Pazartesi günü büyük kısmını zikir ve tâat ve Kur’an-ı Kerim okumakla geçirdiği gecenin sabah namazı vaktinde abdest tazeleyip namazını kıldı sonra yanındakilerden kefen istedi. Kefeni öpüp yüzüne sürdü başına koydu: “—   Ey benim Rabbim Mâlikim! Emrin başım gözüm üzere olsun!” dedi. Odasına girdi. İçeride her zamankinden çok kaldı. Dışarı çıkmadı. Bunun üzerine oradakilerden üç kişi içeri girince İmam-ı Gazali hazretlerinin kefenini giyip yüzünü kıbleye dönüp ruhunu teslim ettiğini gördüler. Başı ucunda şu beyitler yazılıydı: Beni ölü gören ve ağlayan dostlarıma: Şöyle söyle üzülen o din kardeşlerime; “Sanmayınız ki sak

Dua Edenin “Allah” Demesi…

  Dua Edenin “Allah” Demesi…   Birisi, bir gece Cenab-ı Hakk’ı zikrediyordu… Şeytan ona dedi ki; “- Senin “ALLAH ALLAH!” deyişine karşılık; “- Lebbeyk!” (Ne istiyorsun kulum?) sesi nerede? Ey bu sözü çok söyleyen kişi! Ne vakte kadar böyle söyleneceksin?”   Adamın neşesi kaçtı, gönlü kırıldı. Zikri bırakıp başını yastığa koydu ve uyudu.. Rüyasında yemyeşil, çayırlık çimenlik bir yerde Hz. Hızır Aleyhisselâm’ı gördü.   Hızır Aleyhisselâm o şaşkına dedi ki: “- Ne diye zikirden geri kaldın? ALLAH’ın ismini anmaktan ne diye pişman oldun?” Adam; “- Ettiğim zikir karşılığında bana bir ‘Lebbeyk!’ (Buyur kulum!) diye bir cevap gelmiyor.” Dedi. “- ALLAH’ın kapısından kovulacağım diye korkup durmaktayım.” Hızır Aleyhisselâm dedi ki: “- Senin “ALLAH” deyişin, bizim; “ Buyur!” dememizdir. Senin o yalvarışın, yanıp yakılman da, bizim habercimizdir. Çünkü zikretmek arzusunu sana biz verdik.” Senin; “- ‘İşim çok, zamanım yok, çok da yorgunum!’ demen, hilelere başvurm

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 6

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 6 Olunca ilim sahibi nefsine esir, Onunla battığı yerden kim çıkabilir? Asıl mesele budur; Geri kalanı boştur. Boşa gider onun şerhi cahillere, Aşk gizlilik ister, düşmesin dillere... Onları anlattım ki rağbet edile, Yitirilip dalınmaya hüzünlere... Övebilmiş değilim, sözlerimle Muhammed'i; Lâkin Muhammed'le sözlerim pek değerlendi. Sen bize dil verip de dilberi gösterdin; Tilkiyi sofra diye arslana gösterdin. Siva boynunu 4 "Lâ" lafzıyla vurmadıkça; "İllallah" köşküne kurulamazsın hakça... Nice seyredenler hep uçup yürüdüler; Dönüşte elleri cepleri boş döndüler. Gezersen sarhoşlarla gelir sana örfleri; Bu dahi olmasa, yeter sana niyetleri. O ki, tasdik etmez sünneti, kitabı; Susmak, konuşmamaktır onun cevabı. Gösterdim sana hazinenin yolunu; Ben eremedim, sen yetişip bul onu. Padişah çalarsa kapışım kocakarının; Sırrına şaşma ey delikanlı bu alçalman

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 5

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 5 Yediğini cevher etmeyi bilmelisin; Bundan sonra istediğini yemelisin. Varsa bir kimsenin kalbinde hardal kadar; Hak arzusunun gayri, bil, hastalığı var. Aşk öyle bir ateştir ki, yandığı zaman, Sevgiliden başka her şeyi yakıp kavuran, (Lâ) kılıcı çekip Hak’tan başkasını kaldırmalı, Ortada Allah’tan başka hiçbir ilâh kalmamalı. Bir muhal iştir yürümek bu safa yolunda; Mustafa'ya olmazsa uymak Sa'di, yolunda… Arabi Muhammed Seyyidi iki cihanın, Yeri toprak olsun kapısında toprak olmayanın… Arap Muhammed Seyyidi iki cihanın, Vay haline kapısında toprak olmayanın.                             Akılla yol almak isteyen kimse delidir, Tahta bacaklar üstünde yürüyen gibidir. Aklına uydurmak ister, yolları uyduramaz; Oradan oraya sallanır ayakta duramaz. Zikrini etmelisiniz Hakkı her zaman; Kalbin cilası gıdası olur o zaman. Değilse sahip biri bir habere özünden, Çıkar mı şunun bunun h

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 4

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 4 Korkarım bir kavimden ki, âşıklara gülerler; Alır imanları, uzaklaşıp giderler. Nurların nuru doğdu doğan nura varmak uğruna; Batı'dan, lamba ve yıldızdan geçip koyulduk yoluna. Bilirsen onu kimdir sen nesin başta; Bulursun kendini hemen o yüce zatta. Kimin gölgesi olduğunu bir bilsen, Gam çekmezsin yaşasan veya ölsen. Avlayamaz kimse Anka kuşunu, topla; Tuzağa, ele geçmez bir şey yorulmakla. Kuşumu nasıl anlatayım alâmetle sana; Ankanın bir ismi var ki, halk arasında belli; Kuşumun ismi yok ki, onu bildireyim sana. Her ne ki var sevgisi dışındadır Hakkın; Şeker dahi olsa yenmesi zehir, sakın. Oldu sonunda olmasından korktuğumuz; Dönüş Allah'a, onadır yolculuğumuz. İstediğin gibi yaşa, ölümü tadacaksın; Dilediğine yapış, sonunda ayrılacaksın. Düşünceli uykularım, içimdeki ateşten, Acaba kimler var yanınızda dosttan ve eşten. Olsa dahi tenimin kıl biten her yeri bir dil,

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 3

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 3 Gül bahçemi gör de, baharımı anla! Korkmasaydım kırmaktan korucunun kalbini. Elbet açardım âlemlerin kilitlerini. Karanlık içi karanlıktasın, gayeden uzak; Hâlbuki sen onu düz ovada sandın, zanna bak! Gücünün yetmediği şeyi bırak da gel; Gücünün yettiği şeye, doğruca yönel. Kalpsizcesine şarkı dinleyen neylesin; Zevk olmazsa şarkıcıyı levm eylemesin. Habeşî'nin siyahlığı nasıl gider? Siyahlık aslidir, soyuna çeker. Hep böyledir aşkın hikâyesi; Olmaz hiç bitip tükenmesi. O ki bulmaz, fena Mevla’sı sevgisinde; Nasipsizdir, onun Kibriya’sı izinde. İnsana düşen odur ki, Zaman haddini unutmaya... Söze girişe başlangıç hep sen oldun; Söz uzadıysa eğer, sebep sen oldun. Pek güzeldir Nakşibendilerin yolculukları; Sessizce ulaştırırlar hareme yolcuları. Alır sohbetleri tüm halvet vesveselerini, Kalbinden müritlerin, pek güzel kerem şanları. Korktum, açtım dertlerimden birazını;

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 2

Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 2 Ey temennim, haccımda umrem de sanadır; Cemaatin haccı toprağadır, taşadır. Arabi Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesellem) efendisidir iki cihanın, Yeri toprak olsun kapısında toprak olmayanın. Ayıplarsa kusurlu biri onları; Kem sözlerden beridir onların sahaları. Kırabilir mi hiç onu hilekâr tilki; Bağlanmıştır onunla dünyanın tüm aslanları Olunca ilim sahibi nefsine esir; Onunla battığı yerden kim çıkabilir? Gaye hazinesinden gösterdim sana nişan; Biz varmadıksa da sen varabilirsin, inan! Boştur Allah'ın Celle Celâlüh gayrına ibadet ettikleri; Yazıklar olsun ona ki, batıldır seçtikleri... Akıllla yol almak isteyen kimse delidir, Tahta bacaklar üstünde yürüyen gibidir. Aklına uydurmak ister yolları, uyduramaz; Ordan oraya sallanır, ayakta duramaz. Nasıl erilir o saadete hep oralar; Yüksek yüksek dağlar, tehlikeli uçurumlar. Toprak ol ki, güller bitsin özünde; Topraktır gülü bitire