Mektubat'tan Beyitler Hazinesi 3
Mektubat'tan Beyitler
Hazinesi 3
Gül bahçemi gör de,
baharımı anla!
Korkmasaydım
kırmaktan korucunun kalbini.
Elbet açardım âlemlerin
kilitlerini.
Karanlık içi
karanlıktasın, gayeden uzak;
Hâlbuki sen onu düz
ovada sandın, zanna bak!
Gücünün yetmediği
şeyi bırak da gel;
Gücünün yettiği
şeye, doğruca yönel.
Kalpsizcesine şarkı
dinleyen neylesin;
Zevk olmazsa
şarkıcıyı levm eylemesin.
Habeşî'nin siyahlığı
nasıl gider?
Siyahlık aslidir, soyuna
çeker.
Hep böyledir aşkın hikâyesi;
Olmaz hiç bitip
tükenmesi.
O ki bulmaz, fena Mevla’sı
sevgisinde;
Nasipsizdir, onun Kibriya’sı
izinde.
İnsana düşen odur
ki,
Zaman haddini
unutmaya...
Söze girişe
başlangıç hep sen oldun;
Söz uzadıysa eğer, sebep
sen oldun.
Pek güzeldir
Nakşibendilerin yolculukları;
Sessizce
ulaştırırlar hareme yolcuları.
Alır sohbetleri tüm
halvet vesveselerini,
Kalbinden müritlerin,
pek güzel kerem şanları.
Korktum, açtım
dertlerimden birazını;
Söz çok, bitirmesin
dedim pek azını.
Ömür bitti, bitmedi
söz vecdimden yana;
Yetmeyim bununla,
gece erdi sona.
Bu derin denize
kurbağa gibi dalmalısın;
Şundan veya bundan
aradığını bulmalısın.
Köşkler ve gülistan
olur ancak hapishane;
Mallar, mülkler
olmuştur ancak musibethane.
Geliniz ey
kahramanlar toptan bu yana;
Ganimet var, müdafii
yok ondan yana.
Öyle ki musibetim
onları şayet,
Atsam gündüzlere
karardı gayet.
Şeker ismini bile
duyması insana;
Faydalıdır zehirden ki,
gelir lisana.
Hangi çirkindir ki, olmaya
güzel yanı;
Zencinin dişini yıldız
görür bakanı.
Batıldır hep haktan başka
tuttukları;
Yazık onlara, batıldır
taptıkları...
(İmam-ı Rabbani
Kuddise Sirruh)
Yorumlar
Yorum Gönder