Kayıtlar

Selâm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Otuz Beşinci Tavsiye: Yemek Yedirmek, Selâmı Yaymak Ve Gece Namazı Kılmak

 Otuz Beşinci Tavsiye: Yemek Yedirmek, Selâmı Yaymak Ve Gece Namazı Kılmak Ebu Hureyre Radiyallahü Anh şöyle anlatır: “- Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e: Ya Rasulallah Seni gördüğümde gönlüm hoşlanır, gözüm aydınlanır, bana her şeyden haber ver!” dedim. O da: “- Herşey sudan yaratıldı.” Buyurdu. Ben: “- Bana öyle bir şey bildir ki onu yaptığımda Cennet’e gireyim.” Şöyle buyurdu: “- Yemek yedir, selâmı yay, akrabayı ziyaret et, insanlar uyurken gece namazını kıl; Cennet’e güvenle girersin!” (Müsned, İbni Hibban) Ebu Malik El Eşari Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Cennet’te dışından içi, içinden de dışı görünen bir oda vardır ki Allah’ü Teâlâ onu;yemek yediren, selâmı yayan ve insanlar uyurken gece namazı kılan kimseler için hazırlamıştır.” (İbni Hibban)

Selâm olsun! Selâm olsun! Sonsuz Kere, Selâm olsun!

Selâm olsun! Selâm olsun! Sonsuz Kere, Selâm olsun! Bismillâhirrahmânirâhim ·      Selâm olsun! “Âlemlere rahmet olarak gönderilen; Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’e, âline ashabına ve yolundan gidenlere...”. ·      Selâm olsun! “Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Muhammediye’yi rehber edinip; İslâmiyet’i yaşam biçimi haline, getirenlere...”. ·      Selâm olsun! “Bütün peygamberlere (Aleyhimüsselâm); Allah’ü Teâlâ’nın sevip seçtiklerine…”. ·      Selâm olsun! “Başımı veririm, imanımı, vatanımı ve namusumu vermem; bayrağımı indirtmem!” diyen ‘KÂMİL İMAN’ sahiplerine… ·      Selâm olsun! “Her işini “Allah’ü Teâlâ’nın rızası için; sağlam ve kaliteli yapan ‘SALİH AMEL’ sahiplerine...”. ·      Selâm olsun! “Kalplerinden masivayı atan; “SELİM KALP” sahibi takvalı insanlara...”. ·      Selâm olsun! “Vizyon, misyon ve hedef sahibi mü’min ve mü’minelere...”. ·      Selâm olsun! “Allah’ü Teâlâ’nın rızası için cihad eden; iyiliği emreden, kötülükten sakındıranlara...”. ·    

Efendime Selâm Söyle!

  Seher vakti esen yeller; Efendime selâm söyle! Dost aşkıyla açan güller; Efendime selâm söyle!   Uzatırım yetmez elim; medhedemez aciz dilim; Ravzaya varınca yolum; Efendime selâm söyle!   Çöl, ovalar tuzlu yollar; âşık olan yanar, ağlar; Aciz gönlüm görmek ister; Efendime selâm söyle!   Uzatırım yetmez elim; medhedemez aciz dilim; Ravzaya varınca yolum; Efendime selâm söyle!   Ebu Zemzem sucuları; bitmez aşkın acıları; Anadolu hacıları; Efendime selâm söyle!   Uzatırım yetmez elim; medhedemez aciz dilim; Ravzaya varınca yolum; Efendime selâm söyle!

Selâm Götürün

  Selâm Götürün   O mübarek illere, Bizden selâm götürün! Hakk’ı anan dillere, Bizden selâm götürün!   Kutlu Hicaz çölüne, Hakk’ın solmaz gülüne, Hacıların seline, Bizden selâm götürün!   Girenler dost bağına, Düşmez küfrün ağına, Mübarek Nur Dağı’na, Bizden selâm götürün!   Yalvarın Rabbimize! Dualar edin bize! Muazzam Kâbe’mize, Bizden selâm götürün!   Girersiniz ihrama, El sürmeyin harama! Sahabe-yi kirama, Bizden selâm götürün!   İmren güzel huyuna! Benî Haşim soyuna, İçip zemzem suyuna! Bizden selâm götürün!   Mekke ile Medine, İki eşsiz hazine, Çihar yâr-i güzine, Bizden selâm götürün!   Güneşte yanan başa, Gözlerden akan yaşa, Öpülen kara taşa, Bizden selâm götürün!   Gösterilen vefaya, Merve ile Safa’ya, Muhammed Mustafa’ya, Bizden selâm götürün!   Tekbir alan ihvana, Kestikleri kurbana, Bütün ehl-i imana, Bizden selâm götürün!   Yetişir Cemal gayrı, Çok sözün yoktur hayrı,

Şikâyetname

  Şikâyetname   Fuzuli “Şikâyetname” (Selâm verdim rüşvet değildir deyi almadılar)   Halk arasında selâm için “Allah’ın selâmı” derler. -Yahu Allah’ın selâmını verdik, onu bile almadı diye serzenişte bulunurlar. Şair Fuzuli de ünlü mektubu Şikâyetname’ye “Selâm verdim, rüşvet değildir diye almadılar” şeklinde başlamış. Gelin geçmiş zamanın bu ünlü hikâyesini dinleyelim. 16. yüzyılın büyük Divan şairi Fuzuli, yalnız bir insandır. Onun şu beyitini çoğunuz bilirsiniz.   “Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bad-ı sabâdan gayrı” Demiştir.   Yani şair o kadar yalnız birisidir ki evinin kapısından içeri sadece sabah rüzgârı girmektedir. Çileli geçen bir ömür… Yalnızlık, yoksuzluk, kimsesizlik onun için kader olmuştur. Hâlbuki Fuzuli, ana dili Türkçe dışında Arapçaya ve Farsçaya o derece hâkimdi ki üç dilde de divan sahibi olacak kadar… Her üç dilde de oldukça güzel şiirler yazıyordu ama bunlar, o devirde onun geçim sıkıntısını aşmasına yetmedi