Kayıtlar

gibi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Deprem, Sel Gibi Doğal Afetlerden Korunmak ve Ülkemiz Geleceğinin Hayırlı Olması İçin Okunacak Dua

Deprem, Sel Gibi Doğal Afetlerden Korunmak ve Ülkemiz Geleceğinin Hayırlı Olması İçin Okunacak Dua رَبِّ لَوْ شِئْتَ اَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَاِيَّايَؕ اَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَـهَٓاءُ مِنَّاۚ اِنْ هِيَ اِلَّا فِتْنَتُكَؕ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَٓاءُ وَتَهْدٖي مَنْ تَشَٓاءُؕ اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرٖينَ           Okunuşu: Rabbi lev şi’te ehlektehüm min kablü ve iyyay e tühliküna bima feales süfehaü minna in hiye illa fitnetük tüdıllü biha men teşaü ve tehdı men teşa’ ente veliyyüna fağfir lena verhamna ve nete hayrul ğafirın.           Anlamı: Ey rabbim! Dileseydin onları ve beni daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir; onunla dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin. (A'râf Suresi - 155)

Yunus Aleyhisselamın Kavmi Gibi Topluca Dua Edelim

                Yunus Aleyhisselamın Kavmi Gibi Topluca Dua Edelim 6 Şubat'tan beri sallanıyoruz. Şöyle böyle değil, dünyadaki eşi benzeri olmadık biçimde. Beş büyük deprem, altı bin küsur artçı. Bunların hepsini ailemizle birlikte yaşadık. 6 Şubat'ta gece yarısı idi. Daha imsaka çok vardı. Müthiş bir sarsıntı. 105 saniye sürdü. Bu deprem durunca abdest alıp iki rekât teheccüd namazı kıldım, derken deprem yeniden başladı. Bu ilkinden de şiddetliydi. (Tuhaftır, depremi yaşayan biziz, ancak sözüm ona uzmanlar bundan bahsetmiyor.) Yine 6 Şubat günü öğleden sonra üçüncü depremi yaşadık. Yerler kar. Hava çok soğuk. Yağmur yağınca kar eridi. Ayaklarımız sular içerisinde. Evlere giremiyorsun. On gün sonra biraz ortalık sakinleşince evleri az hasarlı olanlar evlerine dönmüştü ki 20 Şubat akşamı 20.04'te 6.4 ve 5.8 şiddetinde iki depremi yaşadık. Rabbim, depremi yaşamamış olanlara yaşatmasın. Çok zor bir imtihan. Halimiz, Yunus Aleyhisselamın kavminin haline ve Yunus Aleyhis

Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Dünyaya Sarılırlar…

Şakik-i Belhi hazretleri buyuruyor ki: “İnsanlar üç şey söylerler. Fiilleriyle ona muhalefet ederler.  1- Biz kuluz derler, fakat şef gibi yaşarlar.  2- Allah bizim rızkımıza kefildir derler. Fakat kalblerini rızık kazanmakla meşgul ederler.  3- Elbet biz de öleceğiz derler. Fakat hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya sarılırlar.”

Su, İçindeki Sert Taşı Yumuşatmadığı Gibi

  Ey insanlar! Su, içindeki sert taşı yumuşatmadığı gibi, güzel öğütler de katı kalplere tesir etmez. Ey âdemoğlu! Allah'ın kulları olduğunuza şahitlik ettiğiniz halde nasıl olur da O'na isyan ediyorsunuz? Yine ölümün hak olduğuna inandığınız halde ondan nasıl hoşlanmıyorsunuz? Hakkında hiçbir bilginiz olmayan nice şeyleri söylüyor ve bunu önemsiz görüyorsunuz; oysa bunun günahı Allah katında çok büyüktür." (Kudsi Hadisler, İmam-ı Gazali Rahmetullahi Aleyh)

''Allah’ım Ona Lânet Et!' Gibi Şeyler Demeyiniz…

"Kardeşinizin bir günah işlediğini gördüğünüzde: 'Rabb'imiz! Onu rezil et! Allah’ım ona lânet et!' gibi şeyler söyleyerek onun aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız.” Aksine: “Rabb'imiz! Onu affet ve kendisini doğru yola ilet' deyiniz." Seyda Muhammed El Konyevi Kuddise Sirrûh

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler

Aklım Var Diye Söyler Tabîbler   Aklım var diye söyler tabîbler Lokman Hekim gibi bilgin olsa ne fayda Tevhîd etmez ise son nefesde bu diller Bülbül gibi dilin olsa ne fayda   Malım câhım var diyerek benlik edersin Ecel şerbetini bir gün sen de içersin Yalın ayak başın açık bu dünyâdan göçersin Kârûn gibi malın olsa ne fayda   Ne kadar ilmin olsa kardeşim Eğer îmân olmaz ise yoldaşın Hakk'a secde etmez ise o başın Dört kitâbı yutmuş olsan ne fayda   Zebânîler cehennemi sürüyünce Tütününden halka korku bürüyünce Dehşet ile halk üstüne yürüyünce Rüstem gibi gücün olsa ne fayda   Dünyâyı alırsın boynuna Hiç ölüm korkusu gelmez 'aynına Azrâil geldiğinde yanına Hazîne dolu paran olsa ne fayda   Bir gün olur götürürler evinden Allah'ın ismini bırakma dilinden Kim kurtuldu Azrâilin elinden Bin yıl kadar ömrün olsa ne fayda   Kabrini etseler zâhirde ma'mûr Yâhud yağsa üstüne kar ile yağmur Îmân ile göçmedinse gam budur Altın gümüş kubben olsa ne fayda   Dinleyin ahbâblar bir ma

Abdülkadir (Rahimehullah) Gibi Bir Er Bulunmaz

  Abdülkadir (Rahimehullah) Gibi Bir Er Bulunmaz   Seyyah olup şol âlemi gezersen, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz, Ceddi Muhammed'dir eğer sorarsan, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Cümle evladına yeşil yaraşır, Aşka gelir bu cihanı dolaşır, Ana mürid olan Hakk'a ulaşır, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Benim şeyhim beni Hakk'a götürür, Nice müşkül işlerimi anda bitirir, Muhammed'in sancağını götürür, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Çevre gelir dervişleri derilir, Ayet ile ihyalanır sorulur, Kudretinden kısmetleri verilir, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Giderler kazaya çalarlar satur, Dama yaparlar hoş gönül hatur, Bağdat’ta türbesi nur olmuş yatur, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Derviş Yunus, biz çekeriz zahmeti, Üstümüzde hazır ola himmeti, Oğlum demiş ana, Resûl Hazreti, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz.   Yûnus EMRE (Rahimehullah)

Masonlar Siyonizm’in Emir Eri Gibi Çalışmaktadır

Resim
Masonlar Siyonizm’in Emir Eri Gibi Çalışmaktadır Masonun kelime anlamı; duvarcı ustasıdır, masonlar Tevrat’ta bahsi geçen dul kadının oğlu Hiram Usta’yı kurucuları onun kullandığını iddia ettikleri cetvel, pergel ve gönyeyi de simgeleri kabul ederler Tevrat’taki efsaneye göre Hiram Usta dul bir kadının oğlu olup ünlü bir duvar ustasıydı kral Süleymanın (Hz. Süleyman) mabedinin inşasının baş mimarıydı kendisinde mevcut olan gizli şifreleri almak isteyen üç kişi tarafından öldürülmüştür, Hiram’daki gizli sırlar ve şifreler cesedini bulan bugünkü masonların ellerine geçmiştir. Bu efsanenin devamı olan bugünkü masonların kabala ve büyü ritüelleri o efsaneden gelmedir. Oysa Kur’an-ı Kerim onların ardından gittikleri kişilerin şeytan olduğunu açıkça ifade eder. Allah’ü TEalanın Hz. Süleyman’a verdiği yetkiyle şeytanlar ve cinler onun emri altına girdi Sad Suresi’ndeki ayet bunu açıkça ifade eder; "Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, zincirlere b

Dünyanın en kötü adamı ile olabilirsin tıpkı Firavun ile evli olan Asiye gibi

“Dünyanın en kötü adamı ile evli olabilirsin tıpkı Firavun ile evli olan Hazreti Asiye annemiz gibi… Ama bil ki bu durum, Asiye Annemiz'in Allah’ü Teâlâ’ya olan bağlılığını ve aşkını değiştirmedi.   Dünyanın en iyi adamı ile hatta bir Peygamber ile evli olabilirsin tıpkı Lût Aleyhisselam’ın eşi gibi… Ama buna rağmen, Cennet’e giremeyebilirsin.   Herhangi bir adam ile evli olmayabilirsin tıpkı Hz. Meryem Annemiz gibi… Ama Allah’ü Teâlâ, seni yeryüzündeki tüm kadınlardan daha üstün kılabilir.   Önceliklerinizin farkında olun. Allah’ü Teâlâ aşkı ve Allah’ü Teâlâ’ya tevekkül her şeyden önce gelir.”

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi Yollar boş, caddeler boş, sokaklar bomboş… Meydanlar boş, parklar boş, sahiller bomboş… Fabrikalar boş, işyerleri boş, okullar boş, camiler bomboş… Kâbe-i Şerif boş, Mescid-i Aksa boş, Mescid-i Nebevi bomboş… Üretim durmuş, eğitim durmuş, toplu ibadetler durmuş… Bulaşıcı bir hastalık dünyayı esir almış; insanları evlerine hapsetmiş… Sanki 1. Sur üflenmiş, koskoca dünya bomboş… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; bütün tehlikelerden koru! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in; bütün sıkıntılarını gider! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in tevbelerini kabul eyle… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; arınmış olarak tekrar dirilt! Allah’ım inançsızlara da hidayet nasip eyle! Ve en kısa zamanda gidiversin üzerimizden bu hastalık… Ve bir sabah uyanalım; gürül gürül müjdelerle minarelerden… “Tehlike geçmiştir, haydi herkes işine, okuluna, camisine…” Peşinden okunan ezanlar; eskisinden çok daha güçlü ve coşkulu… Sanki 2. Sur üflenmiş, gi

Elif Gibi Dosdoğru Olunmalı Hayatta!

“Elif”   Gibi Dosdoğru Olunmalı Hayatta!  “ ا ”   Elif  gibi dosdoğru olunmalı hayatta...  “ ب ”  Be  gibi tek nokta üzerinde durabilecek kadar dengeli olunmalı... “ ت ”   Te  gibi olmalı, veda hutbesinde emanet bırakılan iki şeyi (Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Şerif) sürekli başının üzerinde taşımalı insan...  “ ث ”   Se  gibi az konuşup üç dinlemeli toplumda...  “ ج ”   Cim  gibi çocukça bakmalı hayata, ama Cim kadar da çok iş yapmalı...  “ ح ”   Ha  gibi gönlü geniş dostlar edinmeli insan,  “ خ ”  Hı  kadar ağlamaklı olduğunda yardımcı olabilecek...  “ د ”   Dal  gibi boynunu bükse de hayat, “ ذ ”   Zel  gibi şapkasını takmayı bilmeli zorluklara karşı...  “ ر ”  Ra  kadar rahat olsa da insan bu dünyada,  “ ز ”   Ze’ nin noktası gibi başında dolanan bir sineğin olduğunu mutlaka bilmeli…  “ س ”  Sin  midir sanki bu dünyada, noktasız pulsuz tek garip...  “ ش ”   Şın  gibi pulları vermeli getirip...  “ ص ”   Sad  kadar şişse de karnın,  “ ض ”   Dad  

Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir

Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir İki gezgin melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir Ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir üslupla, meleklere yatacak yer olarak koca malikânenin konuk odalarından birini vermek yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş. Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırken, Yaşlı melek duvarda bir delik görmüş ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç melek, yaşlı meleğe bu hareketinin nedenini sorunca, yaşlı melek hafifçe gülümsemiş: Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir… Sabah malikâneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir Bir çiftçi Ailesinin kapısını çalmışlar. Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne var ne yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları için kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar. Sabah güneş doğduğunda, melekler zavall

12 Yaşındaki Anakaralı Hasan’ın Ağlatan Hikâyesi

Resim
12 Yaşındaki Anakaralı Hasan’ın Ağlatan Hikâyesi (Peygamberimizi Hasan Gibi Sevmek) Burada anlatılan hadise gerçek bir olaydır. Ethem Cebecioğlu Hoca’nın bir konuşmasından alıntıdır. Ses kaydı mevcuttur. “Bizim Ankara'da Hasan diye delikanlı çocuk… Ya 25 sene oldu ya da 30 seneye yakın ama 30 sene falan oldu öyle hatırlıyorum. Yaşadığımız hatıramız… Hasan güzel bir çocuktu. Yaşı 11-12 o civarda daha buluğa ermemiş. O sıralarda çağrı filmi vardı ve yaygındı. İlk İngilizce, sonra Arapça, sonra Türkçe versiyonlarını izledik. İnsan etkileniyor Kaddafi tarafından çektirilmiş. Antony Quin başrol de oynadığı kaliteli bir yapım. Hz. hamzayı anlatıyor. Hz. Hamza'nın merkezinden yola çıkarak peygamber efendimizin hayatını kesit olarak sunmaya çalışıyor. İşte bu film çıktığında, Hasan'ın babası bana demişti ki; tabi Hasan o zaman vefat etmiş babası bir hatıra olarak bana anlatıyor. Ailecek oturup çağrı filmini dvd koyduk ve izledik. 3 saat falan sürdü hepimiz hü