Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi
Sanki Sur Üflenmiş, Herkes
Kabire Girmiş Gibi
Yollar boş, caddeler boş, sokaklar
bomboş…
Meydanlar boş, parklar boş,
sahiller bomboş…
Fabrikalar boş, işyerleri boş,
okullar boş, camiler bomboş…
Kâbe-i Şerif boş, Mescid-i Aksa
boş, Mescid-i Nebevi bomboş…
Üretim durmuş, eğitim durmuş, toplu
ibadetler durmuş…
Bulaşıcı bir hastalık dünyayı esir
almış; insanları evlerine hapsetmiş…
Sanki 1. Sur üflenmiş, koskoca
dünya bomboş…
Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; bütün
tehlikelerden koru!
Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in; bütün
sıkıntılarını gider!
Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in
tevbelerini kabul eyle…
Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i;
arınmış olarak tekrar dirilt!
Allah’ım inançsızlara da hidayet nasip
eyle!
Ve en kısa zamanda gidiversin
üzerimizden bu hastalık…
Ve bir sabah uyanalım; gürül gürül
müjdelerle minarelerden…
“Tehlike geçmiştir, haydi herkes
işine, okuluna, camisine…”
Peşinden okunan ezanlar; eskisinden
çok daha güçlü ve coşkulu…
Sanki 2. Sur üflenmiş, gibi…
Herkes evlerinden dışarıya koşuyor…
Yeniden çalan okul zilleri, sınıflar
dolmuş, okullar dolmuş…
Yollar dolmuş, caddeler dolmuş, camiler
dopdolu olmuş…
İşyerleri dolmuş, fabrikalar
dolmuş, herkes harıl harıl çalışıyor…
Üretim başlamış, eğitim başlamış,
toplu ibadetler başlamış…
Kâbe-i Şerif dolmuş, Mescid-i Aksa
dolmuş, Mescid-i Nebevi dopdolu olmuş,
Huşu ve hûdu ile ibadet eden her
ırktan ve renkten insanlar…
Ama: “O da ne?” Sanki yeni
bir dünya kurulmuş…
Sanki her insan yeniden yaratılmış…
Herkes birbirine tanıdık-tanımadık
selâm veriyor…
Herkes tatlı dilli, güler yüzlü,
bal sözlü…
Büyüklere saygı, küçüklere sevgi
var…
Irkçılık yok, kin yok, nefret yok,
düşmanlık hiç yok…
Kavga yok, çıkarcılık yok, savaş
yok…
Akrabalık ve komşuluk bağları çok
güçlü…
Herkesin yaşantısı sünnetli,
edebli, adablı…
Tartışma yok, kavga yok, cinayet
yok, savaş hiç yok…
Kimse kimseye kötü gözle bakmıyor; yalnızca
çalışıyor ve üretiyor…
Herkes kul haklarına saygılı, alın
terinin kutsallığına inanıyor…
Ağlayan çocuk yok, anne-baba yok,
boynu bükük hiç kimse yok…
İnsanlar kardeş olmuş, kendisinden
çok başkalarını düşünüyor…
Herkes “Allah’ü Teâlâ’nın
rızası”na kilitlenmiş, başka kaygı yok…
Tek gayeleri: “Kâmil iman, salih
amel, selim kalp”…
Herkes Kur’an-ı Kerim’e, sünneti
Muhammediye’ye uyuyor…
Her toplulukta; “mahrem-namahrem”;
“tesettüre riayet” geçerli…
Her yerde sevgi var, saygı var,
muhabbet var…
Allah’ü Teâlâ’nın helâl sınırları “Hududullah”
aşılmıyor…
Sanki Asr-ı Saadet geri gelmiş
gibi…
Şaşırıyor insanlar “Acaba
Cennette miyiz?” diye…
“- Hayır!”, diyor nur yüzlü bir
ihtiyar…
“- Dünyadayız! Dünyanın kavga ve
savaş yeri değil”,
“- ‘İmtihan dünyası’, rızay-ı
ilâhi’yi kazanma yeri’ olduğunu anladık!”
“- Cehaletin modern asrından; Asr-ı
Saadet’e geri döndük…”
“- Bize bunu gözle görülmeyen küçük
bir virüs öğretti…”
“- Çünkü her mahlûk Allah’ü
Teâlâ’nın bir memurudur…”
“- Bizim şer gördüklerimizde hayır;
hayır gördüklerimizde şer olabilir!”
“- Hastalıklar, ölümler, musibetler
yine olacak…”
“- Ama kimse kimseyi yemeyecek;
kalp kırmayacak, gönül yıkmayacak…”
“- Ölenler rabbine vuslat
sevinciyle uçup gidecek Cennetlere…”
“- Musibet yaraları, toplumsal
dayanışma ile sarılacak…”
“- Şer haneler boşalacak, hayır
haneler dolacak, insanlar mutlu olacak…”
Allah’ım hepimize nasuh tevbesi
etmeyi, hakiki kulluk yapmayı nasip eyle!!!
İslâmiyet’i tüm kurallarıyla en
güzel şekilde yaşamayı nasip eyle!!!
Yüce huzuruna; kâmil iman, salih
amel, selim kalp ile varmayı; nasip eyle!!!
Allahümme Âmin! Allahümme Âmin!
Allahümme Âmin!
Allahümme salli alâ seyyidina
Muhammed! Velhamdü lillâhi Rabbil âlemin!!!
Yaşar AKKAŞ
Yaşar AKKAŞ
Yorumlar
Yorum Gönder