Kayıtlar

Tokat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çocuğun Biri Bir İhtiyarın Yüzüne Tokat Atar

Çocuğun Biri Bir İhtiyarın Yüzüne Tokat Atar Bir âlim, çarşıdan geçerken, çocuğun birinin bir ihtiyarın yüzüne tokat vurduğunu görür. Fakat ihtiyar, hiç ses çıkarmaz. Âlim, hayret edip sebebini sorar. İhtiyar der ki: - Ben buna, hatta daha fazlasına layığım. - Niçin? - Çocuktan sor! Âlim çocuğa sorar: - Evlâdım ihtiyara niçin tokat attın! - Amca bu ihtiyar, bizi sevdiğini söylüyor. Fakat iki gündür, bizi görmeye gelmedi. Boş yere seviyorum iddiasında bulunmasın! Yahut sevginin icabını yapsın! Âlim, ağlayarak der ki: - Bir mahlûku sevdiğini söyleyip de, sevgisinin gereğini yapmayan tokat yerse, ya Halikı sevdiğini söyleyip sevginin hakkını vermeyenin hali nice olur? Elbette Rabbinden uzaklaşmak elemine maruz kalır.

İmam-ı Azam'a Atılan Tokat

İmam-ı Azam'a Atılan Tokat İmam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh çok iyi kalpli bir insandı. Herkes için iyilik düşünür, kimsenin zarara uğramasını istemezdi. İntikam almak hele hiç âdeti değildi. Hasmını daima affeder ve affın cezadan daha müessir olduğunu söylerdi. Yıllar yılı okudu, okuttu. Talebesini bir evlât gibi bağrına basıp korudu. Kazancının çoğunu ilim talebesine harcadı. Bunun karşılığını yalnız Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya bağladı. Bir gün onun düşmanlarından birinin haset ve kini o dereceye vardı ki kendine hâkim olmayarak Ebu Hanife Hazretlerine bir Tokat atmıştı. İmam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh bunun üzerine kendine hâkim olarak: "Senin bana vurduğun bu tokadına bir tokatla karşılık verip sana bu hareketinin cezasını verebilirdim, fakat vermeyeceğim. Seni Halifeye şikâyet edebilirdim, fakat etmeyeceğim. Bana yaptığın bu kötülüğü dile getirip, Cenabı Hakk'a da şikâyet edebilirdim, fakat bunu da kat'iyyen yapmayacağım. Mahşer gününde send

Bu Tokat Hata Yapmayan Yerden Bize Geldi

Bu Tokat Hata Yapmayan Yerden Bize Geldi Ebü'l-Hasan el-Bûşencî Kuddise Sirruh, bir gün yolda yürürken, gencin biri gelip ensesine bir tokat vurdu ve gitti. Bu hali görenler gence, "Sen ne yaptın? O zat evliyanın büyüklerinden Ebü'l-Hasan el-Bûşencî'dir" dediler. Genç bunları duyunca çok üzüldü. Hemen geri dönüp, hazretin yanına geldi. Özür dileyip, affedilmesi için yalvarınca, "Sen rahat ol kardeşim. Biz, hakkımız varsa helâl ettik. Bize bu tokat sizin tarafınızdan gelmedi ki. O, aslında hiç hata yapmayan bir makamdan geldi. Demek, bir kabahatimiz var ki bu hal başımıza geldi"dedi ve istiğfar ederek yoluna devam etti. Bir keresinde adamın biri Hz. Hüseyin'i tokatlar, ama o sesini çıkarmaz. Bilakis "Bunu kim takdir etti?" der; etrafındakiler, "Allah Teâlâ!" derler. Bunun üzerine o şöyle der: "Benim Allah'ın kazasını önleyebileceğimi mi sanıyorsunuz?" Ebû Osman el-Hîrî Kuddise Sirruh, bir gün talebeleriyl

Bir Tokada Çiçek Tarlası Satılır mı?

Bir Tokada Çiçek Tarlası Satılır mı? Zengin bir adamın haylaz bir oğlu varmış. Ceplerini parayla doldurur, eve köye uğramaz, akşama kadar serseri bir arkadaş gurubuna takılır, içki kumar nerede kötülük varsa onların peşinden koşarmış. Temiz kalpli baba çok üzülür ne kadar nasihat ederse de dinletemezmiş. Haylaz oğlu arkadaşlarına toz kondurmaz; -“Baba benim başım derde bile girse canım arkadaşlarım beni kurtarır, onlar benim yoluma ölüyor!” dermiş. Artık babasının canına tak etmiş. Üzüntüden yataklara düşmüş. Bir gün; -“Oğlum senin kaç arkadaşın var?” demiş. Oğlu; -“Babacığım çok fazla; onlarca, yüzlerce…” Babası da; -“İşe yaramadıktan sonra; milyon olsa neye yarar? Benim bir arkadaşım var, dünyalara bedel!” demiş. Oğlu gülerek; -“Babacığım bu yaşa gelmişsin, sadece bir arkadaş mı? Diye alay etmiş. Babası; -“Hakiki dost olsun da bir tane olsa da yeter!” Dedikten sonra; -“Bak oğlum, senin arkadaşların mı iyi, benim arkadaşlarım mı daha iyi?” “Deneyelim! Demi