Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor!
Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor! -Yetiş! Yetiş! Yetiş! Diye bir ses duydum. Sanki rahmetlik annemin sesiydi… -Allah, Allah neye yetişeyim ki! Derken; -Cennetin kapıları kapanıyor! Dışarıda kalacaksın! Yıldırım gibi hatta yıldırımdan bile hızlı hareket etmelisin! Diye haykırıyordu. Öyle koşmaya başladım ki sanki yerde değil havada uçuyordum. Bir adımım beş on metre geliyordu. Şaşırmış kalmıştım. Normalde dizleri ağrıyan birisiyim. Bir adımım en çok 50-60 cm gelir. En çok 80 cm atabilirim. Fakat bana ne olmuştu ki öyle hızlı koşuyordum. Bir de baktım ki arkamda beni kovalayan canavarlar var. Dev bir aslan, Siyah bir kurt, boğa şeklinde bir canavar, Kırmızı bir yılan, … Arkalarında küçük küçük başkaları da vardı… Öyle korkmuştum ki yüreğim ağzıma geldi… Mesafeyi bir an önce açmak, onlardan kurtulmak istiyordum. Fakat o canavarlar da benim kadar hızlı koşuyorlardı. Canavarların nefeslerini ensemde hissederken, hem koşuyor hem de bir taraftan; -Allah...