Kayıtlar

Arslan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Goethe'nin Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a Yazdığı Şiir

Goethe'nin Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a Yazdığı Şiir   Sevinç sevinç berrak Ve yıldız yıldız parlak Bir dağ pınarı Üstünde beyaz bulutların Ve kuytusunda bir yeşil yamacın Aziz ruhlar sallamış beşiğini Veda edip çocuk tazeliğiyle bulutlara Raks eder gibi iner mermer kayalara Haykırır sevincini semalara Dağ geçitlerinde Önüne katar renk renk çakılları Ve bağrına basar kardeş pınarları Çiçeklenir ayak bastığı yerler Ve nefesiyle yeşerir çimenler Yoldaşı olur şimdi ırmaklar Ovaları doldurur gümüş ışıklar Bir ses yükselir pınarlardan   "Kardeş ayırma bizi koynundan, Bekliyor Yaratan. Yoksa bizi çölün kumları yutacak Güneş kanımızı kurutacak Kardeş, Dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını Hepimizi alıp koynuna Eriştir bizi yüce Rabbına Ezelî Deryâ'nın yanına." Peki, der, dağ pınarı Kendinde toplar bütün pınarları Ve haşmetle kabarır göğsü, kolları Ülkeler açılır uğradığı yerlerde Yeni şehirler doğar ayaklar...

Arslanın Dişisi de Olur

  Arslanın Dişisi de Olur   Bir zamanlar Rey şehrinde dindar, abid ve zahid bir hatun hüküm sürmüş. Görünüşte bir erkek hükümdar olmakla beraber, yaşı küçük olduğundan söz ve idare o yaşlı hatunun elinde imiş. Gazne hükümdarı Sultan Mahmud Rahmetullahi Aleyh, bu hatuna bir tehdit mektubu göndererek: "- Kendi hâkimiyeti altına girmesini, parayı onun adına basıp, hutbeyi onun namına okutmasını, aksi halde ordusuyla gelip Rey şehrinin altını üstüne getireceğini" belirtmiş... O dindar ve zeki kadının cevabı ise şahane! Demiş ki: "- Arslanın erkeği olduğu gibi, dişisi de olur. Allah şahid ki, eğer üzerime ordu yürütürsen kaçmam, seninle savaşırım. Eğer beni yenersen, bu sana hiçbir şey kazandırmaz. 'Sultan Mahmud bir ihtiyar acuze ile çarpışmış' derler, seni ayıplarlar. Eğer ben seni yenecek olursam o zaman mahvolursun." "- Koca Sultan Mahmud, bir ihtiyar kadına yenilmiş yahu! derler, seni maskaraya alırlar, âleme rezil rüsva olursun."

Arslan’ı Allah’ü Teâlâ Yük İçin mi Yarattı?

Arslan’ı Allah’ü Teâlâ Yük İçin mi Yarattı? Bayezid Kaddesallah’ü Teâlâü Sırrahul Aziz müridleriyle yolda giderken hal diliyle köpeklerin sözlerini ve insanlara karşı hareketlerini ve mahviyet gösterdiklerini söyleyip ağlardı. Bayezid'e sual ettiler: "Şeyhin kimdir?" "Bir kadındır" "Ne vech ile" dediler. "Birgün bana vecd gelmiş hayran giderdim. Bir kadına rast geldim. Bir çuval unu vardı. "Şunu götür" dedi. Benim gücüm yetmez diye bir arslana işaret ettim. Un çuvalını yükledim. Fakat kerametim, izhardan korkarak kadına dedim ki: "Çarşıya gidince kimi gördüm diyeceksin?" "Zalim ve rana Bayezidi gördüm" diyeceğim. "Neden?" dedim. "Bu arslanı Allah’ü Teâlâ yük için mi yarattı? Neden yük yüklersin? Sen dilersin ki şehir kavmi senin aslana yük vurduğunu görsünler ve sana keramet sahibi desinler, bu iş Ranalık değil midir?" "Belki Ranalıktır" deyip ağladım. Tevbe kı...