Kayıtlar

Ağustos 2, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Müslümanlar Ne Zaman Uyanacak!

Müslümanlar Ne Zaman Uyanacak!   Ali Hayri Çelik Ramazan ayının yarısını aşmış bulunuyoruz. Ramazan ayı Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliği, unutulan kardeşliği, evrensel ümmet bilincini inşa etmesi gerekirken; İslam dünyasında Ramazanın bu diriltici ruhunu görmemiz şöyle dursun, Müslümanların vurdumduymazlığı, birbirlerine karşı düşmanca sinsi planları kurmaları ve bize merhamet yükleyen Ramazan ayında tekbirlerle Müslümanları katletmeleri bizleri kahrediyor. Müslümanlar emperyalistlerin oyuncağı olmuş, Haçlıların ve Siyonistlerin belirlediği planlar çerçevesinde onursuzca bir hayata mahkûm ediliyor. Gündemlerimizi onlar belirliyor, hangi pencereden bakmamız gerektiğini onlar öğretiyorlar. Bizi basit ve sığ küçük siyasetin basit hesaplarını yapmaya ve bunu da güya bizim için büyük davanın parçası kabul ettiriyorlar. Güç ve kuvvetin yalnızca Allah'a ait olduğunu, onun dışında hiçbir güce boyun eğmemiz gerektiği bilincini kazandıran Kur'an-ı Kerimle yürüyen sa

Hırsızlıkla Suçlanan Gemideki Derviş

  Hırsızlıkla Suçlanan Gemideki Derviş   Bir gemide bir derviş vardı. Yükü ve eşyası yoktu. İyi huylarından, mertlik ve insanlıktan bir yastığa dayanmıştı. Gemi suların üzerinde akıp giderken, bir ara gemide bir kese altın kayboldu. Derviş ise o sırada uyumuştu. Herkesi aradılar, bulamadılar; biri de o dervişi gösterdi. Ve: “- Şu uyuyan fakiri arayalım.” dedi. Para sahibi, derdinden dolayı, yok yere onu uyandırdı. O masum dervişe itham dolu bakışlarla: “-Bu gemide bir kese altın kayboldu. Herkesi aradık; bulamadık. Sıra sende! Hırkanı çıkar, soyun da halkın şüphesi kalmasın!” Dedi. Derviş: “- Ya Rabbi! Masum kulunu suçlu buluyorlar, halimi Sana arz ediyorum! Diyerek Hakk’a iltica etti. Gemidekiler, dervişe gönül kırıcı bir şekilde davranmışlardı. O temiz gönlün sahibi, yani Hak Teâlâ ise, onun kırılmasına razı olmadığından, balıklara emretti ve o anda denizin her tarafından sayısız balık başını çıkardı. Her birinin ağzında, çok kıymetli iri bir inci vardı. Her biri

Medeniyetin İnce Çizgisi: Hat Sanatı

  Medeniyetin İnce Çizgisi: Hat Sanatı   “Sen çalış, sîneye sığmaz deme, âsâr-ı ulûm, Bir küçük âyinede aks-ı semâ zâhir olur.” Mehmed Akif Ersoy   Altından çizgiler koyu yeşil zemin üzerinde nazlı nazlı ve âhenk içinde dans ediyor sanki sınırları yokmuş gibi… Ihlamur ağacından kasnağını aşıp ilâhî bir vecd ile Ayasofya kubbesini dört dönecekmiş gibi… Lafzatullah’ı, muazzam terkîbi ile bütün dünyâya haykıracakmış gibi…   Nizâmı, endâzesi, noktalama hesaplarıyla kusursuz, ecdâdın en güzeline ulaşma çabası ile ilmek ilmek işlediği medeniyetin tek bir bakışta tezâhürü… Asırlara meydan okuyan Ayasofya Câmii’nde Kazasker Mustafa İzzet Efendi imzâlı, Allah lafzının da içinde bulunduğu levhalar hat sanatının en değerli örneklerindendir.   Levhalar, 7,5 metre çapında dünyânın sanat eseri kategorisindeki ilk celî yazısı olarak kabûl edilmektedir. Zerendud tekniğinde, altın uygulanarak hazırlanan yazının kalem ağzı genişliği 35 santimdir. Takım hâlinde yazılan Hulefâ-i Râşidî

Bir Tehassür

  Bir Tehassür   Âşıkım Kur’ân’ına ey girdigâr, Ver bu yolda aşkıma cây-ı karâr!   Lutfedip bu aşkıma kandır beni, Hizmetinde dâim eyle bendeni!   Rûhuma sindir kelâm-ı hikmetin, Anda fer bulsun hitâb-ı izzetin!   Kaplasın feyzin ilâhi cismimi, Defter-i ebrâra yazdır ismimi!   Yâ ilâhi fâriğ etme Kur’ân’dan, Son nefeste sen ayırma îmandan!   Üstâd Kemal Batanay