Kayıtlar

Şubat 27, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Dilinden Kur’ân’ı Kerim’ı Kerimi Okumanın Fazileti

Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem Dilinden Kur’ân’ı Kerim’ı Kerimi  Okumanın Fazileti: " Kur'ân'ı Kerim şefaat edicidir, şefaati kabul edilendir, şereflidir, tasdik edicidir. Kim O'nu önder edinirse, onu cennete götürür, kim de O'nu arkasına atacak olursa, onu cehenneme gönderir" (el-itkân, IV, 104; Keşfül-Hafa, II, 94.) " Kur'ân'ı Kerim, bir ucu Allah'ın (diğer) ucu sizin elinizde olan bir iptir. Ona sımsıkı tutunursanız ondan sonra ebedî olarak sapmaz ve yok olmazsınız" (el-İtkân, IV, 106.) "Ümmetimin yapacağı en faziletli ibadetlerden biri de Kur'an-ı Kerîm’i yüzüne bakarak okumasıdır? "Kul, Kur'an-ı Kerîmi hatmettiği zaman hatim duası esnasın da 60 bin melek onun için Allah'tan Celle Celâlühü mağfiret talep eder" "Şu ibâdet işinde gözlerinizin hazzını verin... O da Mushaf'a bakarak okumak ve üstünde tefekkür etmek acâibatından ibret ve ders almaktır? "Evlerinizde Kur&

Yoksa Fidan Dikenlerin Arasında Yerimiz Yok mu?

Yoksa Fidan Dikenlerin Arasında Yerimiz Yok mu? Hayat bizimle başlamamıştır. Elbette bizimle de son bulmayacaktır. Nasıl bizden önce yaşayanlar olmuşsa bizden sonra da yaşayanlar olacaktır. Burada mühim olan, bizden öncekilerin bizlere devrettikleri hizmetleridir.  Biz devraldığımız hizmetleri olanca azim ve fedakarlığımızla sürdürüyor, bizden sonrakilere bunu daha kamil manada devretme azminde bulunuyor muyuz? İşte bütün mesele buradadır. Bizden öncekilerin hizmeti gibi hizmetler üretmek, onlar gibi hayırla yad edilecek hatıralar bırakarak gitmek... Tıpkı halife Harun Reşid'in konuştuğu ihtiyar zatın hizmet anlayışında olduğu gibi. İsterseniz bu tarihî olayı bir daha arz edeyim takdirlerinize de, bir daha hatırlayalım hizmet anlayışının nasıl olması lazım geldiğini. Efendim, Harun Reşid bir gün atına binip şöyle bir gezinti yaparak dinlenmek istediğinden Bağdat'ın dışına çıkar, yol kenarında yaşlı bir zatın hurma fidanı dikmekte olduğunu görür. Yaşlı bir adamın hâ

Kötü Alışkanlıklardan Kurtulmak

Kötü Alışkanlıklardan Kurtulmak Bir bilge kişi, kötü alışkanlıklardan korunmayı öğrencilerine anlatıyordu. O sırada ağaçlık bir yerden geçiyorlardı. Bilge kişi, öğrencilerden birine genç bir fidanı işaret ederek, topraktan söküp çıkarmasını istedi. Öğrenci, fidanı güçlük çekmeden elle topraktan söküp çıkardı. Bunun üzerine bilge kişi, biraz daha kalın fidanı göstererek, sökmesini istedi. Öğrenci, bu fidanı da söktü; ama iki elle asılarak, zorlayarak. Daha geniş, yaşlıca bir fidanı sökmesi kendisinden istenince, iki elle asılmasına karşın bir türlü sökemedi, ancak arkadaşının yardımıyla sökmeyi başarabildi. Bundan sonra bilge, sökülenlerden daha güçlü, kalın ve boylu bir fidanı sökmesini istedi. Öğrencilerin hepsi güçlerini birleştirdikleri halde, fidanı değil sökmek, kıpırdatamadılar bile. O zaman bilge, öğrencilerine dönerek şöyle dedi: "Yavrularım, kötü alışkanlıklar da böyledir. Yerleşmesine fırsat vermeden, değiştirilmesi kolaydır." Fahrettin GÜBE (Diyane

Fidanlar Şimdiden Meyve Verdi

Fidanlar Şimdiden Meyve Verdi Bir hükümdar maiyetiyle birlikte gezintiye çıkmıştı Yolu üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasına fidan dikmekle meşgul olduğunu gördü, gayreti hoşuna gitti, yanına gelip latife yapmak istedi: - Baba, sen ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden belki de yiyemezsin. İhtiyar cevap verdi: - Bu diktiğim fidanların meyvesini bizim yememiz şart değil evlat. Biz nasıl bizden öncekilerin diktiği fidanların meyvesinden yiyorsak, bizim diktiğimiz fidanların meyvesini de bizden sonrakiler yer. Bu cevap hükümdarın hoşuna gitti ve mükafat olarak ihtiyara bir kese altın verilmesini emretti. İhtiyar bu ihsanı tebessümle karşıladı: - Gördün mü evlat, bizim diktiğimiz fidanlar şimdiden meyve verdi. Bu cevap da hükümdarın hoşuna gitti, bir kese daha altın verilmesini emretti. Yaşlı köylü güldü: - Evlat herkesin diktiği fidan yılda bir defa meyve verir, bizim diktiğimiz fidan yılda iki de