Kayıtlar

gıybet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gıybet (Dedikodu) Kanser Hastalığı Gibidir

  Gıybet (Dedikodu) Kanser Hastalığı Gibidir   Bir kimsenin gıyabında hoşlanmayacağı bir söz söylemek, çekiştirmek... Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk arasında dedikodu, gıybet ile aynı anlamda kullanılır...   Gıybet, din kardeşinin işitince üzüleceği bir kusurunu arkasından söylemektir. Yani belli bir mü’minin ayıbını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Mesela, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde bulunan bir kusur arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur.   Kapalı söylemek, işaret ile hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybettir. Bir Müslümanın günahı ve kusuru söylendik de, elhamdülillah biz böyle değiliz demeleri, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahs edilirken, el

Gıybet Ve Dedikodu Hakkında Büyüklerimiz Nasıl Davranıyorlardı?

  Gıybet Ve Dedikodu Hakkında Büyüklerimiz Nasıl Davranıyorlardı?   Bir adam; Vehb bin Münebbih Kuddise Sirrûh'a; Falanca adam senin hakkında konuştu dedi.   Hz Vehb Kuddise Sirrûh dedi ki; Şeytan senden başka elçi bulamadı mı?   Bir adam; Ali bin Hüseyin Radiyallahü Anh'a Falanca adam senin hakkında konuştu dedi.   Ali bin Hüseyin Radiyallahü Anh dedi ki; eğer benim hakkımda söyledikleri doğru ise Allah’ü Teâlâ beni affetsin. Eğer doğru değilse Allah’ü Teâlâ onu affetsin.   Bir adam; İmam Şafi Rahmetullahi Aleyh’e Falanca adam senin hakkında konuştu dedi.   İmam Şafi Rahmetullahi Aleyh dedi ki; Eğer doğru diyorsan sen dedikoducusun. Eğer yalan söylüyorsan sen fasıksın   Bir adam; bir âlime Falanca adam senin hakkında konuştu dedi.   Âlim dedi ki; O bana ok attı ama isabet ettiremedi. Sen ise oku getirip kalbime sapladın.   Bir adam; Bir âlime falanca adam senin hakkında konuştu dedi. Âlim dedi ki; Üç cinayet işledin; Kardeşim ile aramı bozdu

Gıybet Etmenin Kefareti

Gıybet Etmenin Kefareti Gıybet etmenin kefareti, gıybet ettiği kimse için istiğfar etmek ve onunla helalleşmektir.  Oturduğu yerden kalkmadan, şu duayı üç defa okur:  اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَلِمَنْ اِغْتَبْتُهُ وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرِّاحِمِينَ Okunuşu: Allahümmağfir li ve limen ığtebtühü ve livalideyye ve lil-mü’minine yevme yekumül-hisabü birahmetike ya erhamer rahımin. Anlamı: Allah’ım hesap gününde beni ve hakkında gıybet ettiğim kimseyi, anne ve babamı ve bütün müminleri affeyle, ey merhametlilerin en merhametlisi. (Buhari, 7/158) Ayrıca: اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَلِمَنْ اِغْتَبْتُهُ Okunuşu: Allahümmagfir lî ve limen iğtebtü,  Anlamı: Yarabbi beni ve gıybetini yaptığımı affet, demektir. İnsandan bir günah sadır olunca, hadiste belirtildiği gibi temiz bir abdest alıp iki rek’at namaz kılmalı ve sonra şöyle istiğfar etmelidir: اَسْتَغْفِرُ الله اَسْتَغْفِرُ الله اَسْتَغْفِرُ الله اَل

Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye!

Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye! Allah’ü Teâlâ’nın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: -Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç! Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah’ü Teâlâ’ya hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne

Kalpten Bile Gıybet Etme

Kalpten Bile Gıybet Etme Cüneyd-i Bağdâdî rahimehullah’dan aktarıldığına göre, O başından geçen şöyle bir kıssa anlatmıştır: “Bağdat’ta Şûnîziyye Mescidi’nde cenaze namazı kılmak için bekliyordum. Bağdat halkı da derecelerine göre oturmuş cenazeyi bekliyorlardı. Bir ara gözüm bir fakire takıldı. Üzerinde ibadet ehli alameti vardı. İnsanlardan bir şeyler dileniyordu. İçimden kendi kendime: “Keşke şu adam kendisini dilenmekten kurtaracak bir iş yapsaydı onun için daha güzel olurdu!” diye düşündüm. İşim bitince evime döndüm. Gece namaz kıldım ve virdlerimi okudum. Virdlerim bana ağır gelmişti. Uykum kaçtı biraz oturdum. Fakat oturduğum yerde uyku bastı, biraz uyumuşum. Rüyamda o fakiri gördüm. Onu bir tepsi içinde uzatmışlar ve bana: – Onun etini ye, sen onun gıybetini yaptın, denildi. – Ben dilimle onun gıybetini etmedim; sadece içimden geçirmiştim, dedim. O zaman bana: – Sen kalbinden geçirmek şeklinde de olsa, kendisinden bu tür işe razı olunmayacak kimse

Dedikodu

Dedikodu Adam bir dost meclisinde, dostlar arasında sohbet edilirken söze karıştı ve mecliste olmayan başka bir insanın aleyhinde dedikoduya yapmaya başlamıştı. Orada bulunan büyük bilgin adama doğru yüzünü çevirdi ve şunları söyledi. -Benim yanında başkaları hakkında kötü sözler söyleyerek, beni kendin hakkında olumsuz kanaatlere sevk etme. Düşünelim ki, senin söylediklerinle o adamın değeri azalmış olsun; ancak bu azalan değer sana eklenip senin değerini artırmayacaktır, bunu aklından çıkarma! (Alıntı)

Gıybet

Gıybet Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun…” (Hucurât, 12) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb, 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, Lukata 14.) Sa’dî Şîrâzî Gülistan kitabında der ki: “Hatırımdadır, çocukluk çağımda ibadete, gece ibadet için kalkmaya, zühde ve takvâya hevesliydim. Bir gece babamın hizmetinde oturmuş, bütün gece göz yummamış azîz Kur’ân’ı okumuştum. Ev halkı ise yanımızda uykudaydı. Babama şöyle dedim: “Ne olur şunlardan birisi kalkıp da iki rekât namaz kılsa, öyle bir gaflet uykusuna dalmışlar ki sanki uyumuyorlar, ölmüşler.” Babam şöyle dedi: “Canım oğlum, halkı çekiştireceğine keşke sen de uyusaydın.” Hz. Enes Radiyallahü Anh rivayet ettiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Mi

Gıybetin Ne Olduğunu Biliyor Musunuz?

Gıybetin Ne Olduğunu Biliyor Musunuz? عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: "أَتَدْرُونَ مَا الْغِيبَةُ؟" قَالُوا: "اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ." قَالَ: "إِذَا ذَكَرْتَ أَخَاكَ بِمَا يَكْرَهُ، فَقَدِ اغْتَبْتَهُ." قِيلَ: "أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ فِي أَخِي مَا أَقُولُ؟" قَالَ: "إِنْ كَانَ فِيهِ مَا تَقُولُ فَقَدِ اغْتَبْتَهُ، وَإِنْ لَمْ يَكُنْ فِيهِ مَا تَقُولُ فَقَدْ بَهَتَّهُ. يَعْنِي قُلْتَ فِيهِ بُهْتَانًا." ((رواه مسلم)). Hz. E bu Hüreyre Radiyallahü Anh anlatıyor: -Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: "-Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" Allah ve Resülü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine Resülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: "-Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "-Ya benim söylediğim onda varsa, bu da mı gıybettir?&q

Cüneyd-İ Bağdadî Hazretleri Ve Gıybet

Cüneyd-İ Bağdadî Hazretleri Ve Gıybet Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri, bir gün bir camide iken, bir genç gelip: — Allah rızası için bana yardım edin. Ben yardıma muhtaç bir kimseyim, der. Cüneyd-i Bağdadî hazretleri bakar ki genç sapa - sağlam bir insan, bu genç bu haliyle dilencilik yapmaya utanmaz mı ? Niye çalışıp kazanmaz da dilencilikle kendini küçük duruma düşürür,, Diye düşünür. O gece Cüneyd-i Bağdadî hazretleri bir rüya görür... Rüyasında; camide gördüğü gencin vücûdu bir kebap yapılıp bir tepsiye konmuş, önüne getirilir. Cüneyd-i Bağdadî hazretlerine: — Bunu yiyeceksin, derler. Hazret, “o insan etidir, yenir mi?” Diye karşılık verdiğinde: — Ya dün camide nasıl yiyordun... Yine öyle yiyeceksin! ., derler. Daha sonrasını Cüneyd-i Bağdadî hazretleri şöyle anlatıyor: — Meğer gıybet etmişim! Hemen korku ile uyandım. Abdest alıp iki rek'at namaz kıldım... Tevbe istiğfar ettim... Sabah olunca, hakkkında konuştuğum genci aramak için dışarı çıktım... Arad

Dilin Afetleri Gıybet Gıybetin Kefareti

Dilin Afetleri Gıybet Gıybetin Kefareti Gıybet'i yapana farz olan, pişman olmak, tevbe etmek ve yaptıklarından dolayı üzülmektir ki böyle yapmakla Allah'ın hakkını ödemiş olsun! Sonra gidip gıybetini yaptığı kimseye kendisini helâl ettirmelidir ki o da helâl ederse, ona yapmış olduğu zulmün cezasından kurtulur. Gıybetini yaptığı adamdan helâllik istediği zaman mahzun, üzgün ve yaptığından dolayı pişman olmalıdır. Çünkü riyâkâr bir kimse bazen gıybetini yaptığı kimseden, muttakî olduğunu göstermek için helâllik ister. Oysa içinde gıybetten dolayı pişmanlık diye birşey yoktur. Böylece ikinci bir günah işlemiş olur! Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Gıybetçiye, helâllik istemek değil Allah'tan günahının affını istemek kâfi gelir. Bunun yeterli olduğuna Enes bin Mâlik'ten rivayet edilen hadîsle istidlâl edilir: Enes Radiyallahü Anh Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: Gıybetini yapmış olduğun kimsenin gıybetinin kefareti, onun için istiğfar edip, af

Gıybetin Affı İçin

Gıybetin Affı İçin Peygamberimiz, gıybeti ateşe benzetmiştir. Ateş odunu nasıl yok ederse, gıybet ateşi de öyle sevabı yok eder. Onun için kimseyi arkasından çekiştirmemeli, gıybetini edip de sevabını mahv ettirmemelidir. Ancak, gıybetin böyle kötü neticesi bilinmesine rağmen, insan boş bulunur da birinin gıybetini eder, aleyhinde konuşursa yapılacak iş, gıybetini ettiği kimsenin afvı için duâ etmek, sonra da bir fırsatını bulunca ondan helallik dilemektir. Gıybeti yapan yahut yapanı dinleyen hemen şöyle demelidir: اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا وَلِمَنْ اغْتَبْنَاهُ “Allahümmağfir lenâ ve limen iğtebnâhü.” “Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz kimseyi mağfiret eyle.” Böyle derse, gıybetten pişmanlık duymuş, bir nevi tevbe etmiş olur. Bir daha tekrarlamadığı takdirde Rabbimiz onu inşâallah afveder. Gıybetten sonra üzüntü duymak, ettiği sözlere pişmanlık hissetmek, bir daha böyle âdi mevzulara girmeme azminde olmak, bir nev’i tevbe, istiğfar mânâsını ifâde eden güze

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua

Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 1 Bir kişi birisi hakkında gıybet ettiyse aşağıdaki duayı yapmalı; yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirirse; gıybet dahi a’mâl-i salihayı yer, bitirir. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا لِمَنْ اغْتَبْنَاهُ Okunuşu: “Allahümmağfir lenâ ve limen iğtebnâhü.” (Suyûtî)  Anlamı: “Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz kimseyi mağfiret eyle! Diye dua edilmeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, “Bana hakkını helâl et!” diyerek Allah’ü Teâlâ’dan af ve mağfiret dilemelidir. Gıybet Eden Kişinin Okuyacağı Dua 2 Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem den bir rivayette gıybet eden şöyle istiğfar eder; buyurmuştur. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَلِمَنْ اِغْتَبْتُهُ وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرِّاحِمِينَ Okunuşu: Allahümmağfir li ve limen ığtebtühü ve livalideyye ve lil-mü’minine yevme yekumül-hisabü birahmetike ya erhamer rahımin. Anlamı: Allah’ım hesap gününde beni ve hakkında

Gıybet (Dedikodu) Yapmaktan Kurtulmanın 18 Yolu

Gıybet (Dedikodu) Yapmaktan Kurtulmanın 18 Yolu Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk arasında dedikodu, gıybet ile aynı anlamda kullanılır. “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının! Şüphesiz zannın bazısı günahtır; (birbirinizin kusurunu inceden inceye) araştırmayın; bazınız bazınızı gıybet etmesin! Sizden bir kimse, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! O halde Allah’tan sakının! Şüphe yok ki Allah, Tevvab (tevbeleri çok kabul eden)dir. Rahim (çok merhamet eden)dir.” Kur’an-ı Kerim, Hucurat, 12 Hiç biriniz, kardeşinin ölü olarak etini yemesini sever mi? sözüyle tasvir edilen gıybetten kurtulmanın 18 yoluna birlikte bakalım: 1- Az ve Lüzumlu Konuşmak Çok konuşmayı adet edinen kimseler, bir çok sevabı kaçırmaktan başka, dinine zarar veren şeyleri konuşmaktan da k