Gıybet
Gıybet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun…” (Hucurât, 12)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb, 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, Lukata 14.)
Sa’dî Şîrâzî Gülistan kitabında der ki:
“Hatırımdadır, çocukluk çağımda ibadete, gece ibadet için kalkmaya, zühde ve takvâya hevesliydim. Bir gece babamın hizmetinde oturmuş, bütün gece göz yummamış azîz Kur’ân’ı okumuştum. Ev halkı ise yanımızda uykudaydı. Babama şöyle dedim: “Ne olur şunlardan birisi kalkıp da iki rekât namaz kılsa, öyle bir gaflet uykusuna dalmışlar ki sanki uyumuyorlar, ölmüşler.” Babam şöyle dedi: “Canım oğlum, halkı çekiştireceğine keşke sen de uyusaydın.”
Hz. Enes Radiyallahü Anh rivayet ettiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğa rastladım. Dedim ki: Ey Cebrail bunlar kimlerdir? Dedi ki: Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyen ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır.” (Tergîb, IV, 288)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Afüvv: Kullarının günahlarını kendilerinde sorumluluk kalmayacak bir şekilde affeden, amel defterinden günahları silen, hatırlayıp da mahcup olmasınlar diye de kuluna o günahı unutturan demektir.
Kısa Günün Kârı
Gıybet, kişiler arasındaki güveni ortadan kaldırır. Birbirine güvenmeyen fertlerin meydana getirdiği toplumda da asla huzur ve saadet olmaz.
Lügatçe
zühd: Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete verme.
takvâ: Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek.
gıybet: 1. Aleyhinde bulunma, arkasından söyleme, çekiştirme, dedikodu yapma.
Yorumlar
Yorum Gönder