Hendek Gazvesi
Hendek
Gazvesi
Cenâb-ı
Hak buyuruyor:
“Allâh
ehl-i kitâbdan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi
ve kalblerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir
alıyordunuz. (Böylece) Allâh, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak
basmadığınız topraklara sizi mîrasçı yaptı. Allâh’ın her şeye gücü yeter!”
(Ahzâb, 26-27)
Rasûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Ey
Rabbim! Ey Kur’ân-ı Azîmüşşân’ı gönderen Allâh’ım! Ey düşmanlarla hesâbı tez
gören Rabbim! Sen Medîne önünde toplanan şu Arap kabîlelerini dağıt! Allâh’ım!
Onların topluluklarını kır, irâdelerini sars da yerlerinde tutunamasınlar!”
(Buhârî, Meğâzî, 29)
Ümmü
Seleme Radiyallahü Anha vâlidemiz der ki:
“Hendek’te
Rasûlullâh ile birlikte bulundum. Orada ve bulunduğu diğer yerlerde kendisinden
hiç ayrılmadım. Allâh Rasûlü hendeği bizzat beklemekte idi. O sırada şiddetli
bir soğuğa tutulmuştuk. Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’e bakıyordum.
Namaza durmuştu. Sonra gidip bir müddet hendeğe doğru baktı ve:
“–Şunlar
herhâlde müşriklerin süvârîleridir, hendeği dolaşıyorlar! Onlara karşı koyacak
kim var?” buyurdu. Daha sonra:
“–Ey
Abbâd bin Bişr!” diye seslendi. Abbâd Radiyallahü Anh:
“–Lebbeyk:
Buyur yâ Rasûlallâh!” dedi.
Rasûl-i
Ekrem Efendimiz ona:
“–Yanında
kimse var mı?” diye sordu.
Abbâd
Radiyallahü Anh:
“–Evet!
Ben ve ashâbınızdan bâzıları, çadırınızın çevresinde bulunuyoruz!” dedi.
Rasûlullâh
Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“–Arkadaşlarınla
birlikte gidip hendek boyunca dolaş! Şu görünen süvârîler herhâlde düşman
süvârîlerindendir, sizin için dolaşıyorlar, gafletinizden yararlanarak ansızın
baskın yapıp bâzılarınızı öldürmeyi umuyorlar!” buyurdu ve:
“Ey
Allâh’ım! Onların şerlerini bizden uzaklaştır! Onlara karşı bize yardım et ve
bizi onlara gâlip kıl! Bizi, Sen’den başka gâlip kılacak yoktur!” diye duâ
etti.
Abbâd
bin Bişr Radiyallahü Anh, arkadaşlarıyla birlikte gitti. O sırada müşriklerin reisi
Ebû Süfyân, bir süvâri birliğiyle hendeğin dar yerini dolaşıyordu. Müslümanlar
oraya yetiştiler, onları taş ve oka tuttular. Ben de onlarla birlikte durdum,
müşrik süvârîlerine taş ve ok attık. Nihâyet onları zayıflattık, yıprattık. Bir
müddet sonra bozuldular ve yerlerine dönmek zorunda kaldılar. Rasûlullâh’ın
yanına döndüğüm zaman, kendisini namazda buldum… Allâh, Abbâd bin Bişr’e rahmet
etsin! O her zaman Allâh Rasûlü’nün çadırını bekleyen ashâbdandı.”
(Vâkıdî,
II, 464) (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem-II,
Erkam Yay.)
Her
Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Raûf: Yarattığı
mahlûkuna karşı çok şefkatli, merhametli ve çok cömert olan demektir.
Kısa
Günün Kârı
Hendek
Gazvesi, ilâhî lutuf ile nâil olanan muvaffakiyettir.
Lügatçe
mesuliyet: Sorumluluk.
süvârî: Atlı asker.
Yorumlar
Yorum Gönder