Kayıtlar

kimse etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Vâsıl Olmaz Kimse Hakk'a Cümleden Dûr Olmadan

Vâsıl Olmaz Kimse Hakk'a Cümleden Dûr Olmadan   Vâsıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dûr olmadan; Kenz açılmaz bir gönülde tâ ki pür-nûr olmadan…   Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk; Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan…   "Mûtû kable en temûtu" sırrını fehm eyleyen; Haşr u neşri gördü bunda nefha-i sûr olmadan…   Mest olanların kelâmı kendinden gelmez velî; Pes "ene'l Hakk" nice söyler kişi Mansûr olmadan…   Hakk cemâlin ka'besini kıldı âşıklar tavâf; Yerde Ka'be gökyüzünde Beyt-i Ma'mûr olmadan…   Mest olup mestâne geldim tâ ezelden tâ ebed; İçdiler aşkın şarâbın âb-ı engûr olmadan…   Bir 'acâib derde düşmüş Şemsî yanıyor müdâm; Hakk'a makbûl olmak ister halka menfûr olmadan…   Şemseddin Sivâsî Kuddise Sirrûh

Kırk Dördüncü Tavsiye: Uykusu Gelmeyen Kimsenin Okuyacağı Dua

      Kırk Dördüncü Tavsiye: Uykusu Gelmeyen Kimsenin Okuyacağı Dua Zeyd b. Sabit Radiyallahü Anh şöyle demiştir: “- Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e bana musallat olan uykusuzluktan şikayet ettim, şöyle buyurdu”:   Uyku Tutmayan Kişinin Okuyacağı Dua اللَّهُمَّ غَارَتِ النُّجُومُ، وَهَدَأَتِ الْعُيُونُ، وَأَنْتَ حَيٌّ قَيُّومٌ، لَا تَأْخُذُكَ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ، أَهْدِئْ لِيَلِي، وَأَنِمْ عَيْنِي “Allâhumme ğârati’n-nucûmu ve hedeeti’l-uyûnu ve ente hayyun kayyûmun lâ te’huzuke sinetun ve lâ nevm. Yâ Hayyu yâ Kayyûmu ehdi leylî ve enim aynî.” “Allah’ım! Yıldızlar battı, gözler sakinleşti. Sen hayat sahibi ve daima duransın. Seni ne uyku, ne de uyuklama tutabilir. Ey hayat sahibi ve Kayyûm olan Allah’ım! Gecemi sakin kıl, gözlerimi uyut.” (İbni Sünnî: 2/723) Zeyd b. Sabit Radiyallahü Anh şöyle der: “- Ben bu duayı okudum. Allah’ü Teâlâ benden maruz kaldığım şeyi giderdi.”. (ibnu Sünni) Yine Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Hali

Yirmi Üçüncü Tavsiye: Allah'a Bir Haceti Olan Kimsenin Ne Yapacağı Hakkındadır

Yirmi Üçüncü Tavsiye: Allah'a Bir Haceti Olan Kimsenin Ne Yapacağı Hakkındadır Abdullah b. Evfa Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Kimin Allah’ü Teâlâ’ya veya Adem oğlundan birisine bir haceti olursa, o kişi bir abdest alsın ve abdesti de güzelce alsın ve iki rekât namaz kılsın. Sonra Allah’ü Teâlâ’ya hamd ve senada bulunsun, Peygamber'e de salat getirsin ve sonunda da şöyle desin: لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحٙانٙ اللّٰهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلاَمَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ لَا تَدَعْ لِى ذَنْبًا إِلَّا غَفَرْتَهُ وَلاَ هَمًّا إِلَّا فَرَّجْتَهُ وَلاَ حَاجَةً هِىَ لَكَ رِضًا إِلَّا قَضَيْتَهَا يٓا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ Okunuşu: “Lâ ilâhe illallahül-halimül-kerimü. Sübhânellahi Rabbil-‘arşil-‘azîm. El-Hamdü lillahi Rabbil-‘âlemîn. Es’elüke mûcibâti ra

Cennet 4 Kimseye Âşıktır...

Cennet 4 Kimseye Âşıktır   1- Kur’an-ı Kerim’i okuyana (tilâvet edene), 2- Dilini koruyana (yalanı, gıybeti terk edene), 3- Fakirin ve muhtacın hakkını gözetene, 4- Ramazanda oruç tutana…   Oruçlunun susması tesbihtir, Oruçlunun uykusu ibadettir, Oruçlunun yaptığı dua kabuldür, Oruçlunun yaptığı ibadat-ü taat katmerlidir…   Abdullah ibni Ebi evfa Radiyallahü Anh’tan rivayet edilen bir hadisi şerifte, Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Oruçlunun uykusu ibadet, susması tesbih, ameli kat kat edilmiş, duası makbul ve günahı affedilmiştir!" buyurdu… (Ali el Muttaki, Kenzül ummal, cilt 8 sayfa 443 no: 23562)

Hiç Kimse Ölümsüz Değil…

Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor…   Senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar? (Embiya Sûresi, 34) Yâ Rabbi! Bu fani dünyada, biz aciz ve fakir kullarını nurlu İslâmiyet’ten ayırma! Son nefesimizde “Kelime-i Şehadet” getirerek çene kapamayı nasip eyle!

Ömrünün Uzamasını İsteyen Kimse

Ömrünün Uzamasını İsteyen Kimse Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem   buyurdular: “Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabâsını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyû` 13; Müslim, Birr 20, 21; Ebû Dâvûd, Zekât 45) Diğer bir rivayette; Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen, anne ve babasına ihsan ve ikramda bulunsun! Ve akrabalarını ziyaret etsin! (Ahmed b. Hanbel, III, 156) buyurdular. Kişinin akrabâ ve yakınlarıyla alâkasını devâm ettirmesi, onları koruyup gözetmesi, yâni sıla-i rahimde bulunması, dînimizin çok ehemmiyet verdiği esaslardan biridir. Zîrâ Cenâb-ı Hak, akrabâları birbirlerine mîrasçı kılmış, birtakım haklar ve vazifelerle aralarındaki bağları kuvvetlendirmiştir. Akrabâ çevresi, insanı maddî ve mânevî kötülüklerden muhafaza ettiği gibi muhtelif hayır ve sâlih amellerin işlenmesinde de yardımcı olur. Peygamberler, tebliğlerine akrabâlarından başlamışlardır. Yine onlar, akrabâlarının desteğiyle tebliğ vazifelerin

Edebi Kıt Kimse

Edebi Kıt Kimse Molla Câmî Rahmetullahi Aleyh’in meclisine, bir gün edebi kıt olan biri geldi. Büyüklerin huzurunda izin verilmeden konuşulmayacağını bilmiyordu. Zühtten takvadan dem vurmağa, bilgiçlik taslamağa başladı. Bir müddet sonra sofra kuruldu ve yemek yenmeye başlandı. Sofrada tuz yoktu. O kimse, hizmetçiye: "- Ben yemeğe tuz ile başlarım. Tuz getir." dedi. Onun bu hâline Molla Câmî Rahmetullahi Aleyh üzüldü ve: "- Ekmekte tuz vardır. Ona niyet eyle." buyurdu. Bu sırada ekmeği tek elle koparan birine de; "- Ekmeği bir el ile koparmak mekruhtur." deyince, Molla Câmî Rahmetullahi Aleyh de: "- Yemek esnasında başkalarının el ve ağızlarına bakmak, ekmeği tek el ile koparmaktan daha çok mekruhtur." buyurdu. O kimseye bu söz de kâfi gelmedi. Bir ara yine; "- Yemek yerken konuşmak sünnettir." dedi. Molla Câmî Rahmetullahi Aleyh de: "- Çok konuşmak mekruhtur." buyurdu. O edebi kıt kimse, art

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali Muaz bin Cebel Radiyallahü Anh’dan: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e Nebe Sûresindeki: “Sur üfürüldüğü gün, bölük bölük gelirsiniz.” ayetini sordum. Mübarek gözleri yaşardı ve: “Ey Muaz, bana büyük bir şey sordun.” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ey Muaz, kıyamet gününde ümmetimden şu on sınıf, diğer mü’minlerden temyiz edilmiş halde haşir edilecektir!”. 01-   Bazıları hınzır şeklinde haşir edileceklerdir. Bunlar haram yiyenlerdir. 02-   Bazıları maymun şeklinde dirileceklerdir. Bunlar da laf taşıyanlardır. 03-   Bazıları da başı üstü haşr edileceklerdir ki, bunlarda riba ehlidir. 04-   Bazıları kör olarak dirileceklerdir, bunlar da Allah’ın hükümlerine aldırmayanlardır. 05-   Bazıları da deliler gibi dilsiz ve sağır olarak dirileceklerdir ki bunlar da kendi amellerini beğenenlerdir. 06-   Bazıları da dillerini ağızlarında sakız gibi çiğneyeceklerdir ve ağızlarından irin akacaktır. Bunlar da söyledikleri ile amel etmeyen

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse

Ömrü Her Gün Azalan, Ama Günahı Her Gün Çoğalan Kimse Muhammed bin Vâsi Kuddise Sirrûh hazretlerine; “- Nasılsınız , iyi misiniz?” diye sormuşlar. Üzüntülü bir şekilde; “- Hayır iyi değilim!” demiş. “- Ama iyi görünüyorsunuz!” dediklerinde de; “- Ömrü her gün azalan, ama günahı her gün çoğalan kimse nasıl iyi olur?” karşılığını vermiştir...

Bu Dünya Kimseye Kalmaz!

Bu Dünya Kimseye Kalmaz! Halife Harun er-Reşid’e, o zamanın Fransa kralı bir gülfidanı hediye etmişti. Harun Reşid, o gülfidanına çok itibar göstererek bahçıvana verdi ve: – Buna iyi bak. Bahçeye dik. Yetiştiği zaman da ilk çiçeğinden bana getir, dedi. Bahçıvan gülü bahçeye dikti. Gül çok güzel olmuştu. Aradan zaman geçti, çok güzel bir gül açtı. Bahçıvan gülü koparmak için o tarafa doğru giderken, gülün dalına konmuş bir bülbülün yanık yanık öttüğünü görüp onu seyre daldı. – Nasıl olsa uçar gider. Ben de ondan sonra koparırım, diyordu. Fakat yazık ki, bülbül bir hayli öttükten sonra gülü darmadağın etti. Bahçıvan çok üzülmüştü. Ne diyecekti şimdi padişaha… Doğru padişahın huzuruna çıkıp meseleyi anlattı ve üzüntüsünü bildirdi. Halife üzülmemesini söyledikten sonra: – Bu dünyaya etme bulma dünyası derler. Bu dünya bülbüle de kalmaz, canın sağ olsun, dedi ve bahçıvanı affetti. Aradan zaman geçti. Bahçıvan bir gün o bülbülü bir yılanın yutmakta olduğunu görüp doğru hal

Kimsenin Görmediği Yer

  Kimsenin Görmediği Yer   Eski zamanda bir hoca, talebelerinden birini, çalışkanlığından, zekâ ve anlayışından dolayı diğerlerinden daha çok seviyor ve takdir ediyordu. Hocanın bu sevgi ve takdiri, diğer öğrenciler tarafından biliniyor ve için için kıskanılıyordu. “- Hocamız neden yalnız bu arkadaşa ilgi ve yakınlık gösteriyor, aramızdaki tek zeki ve çalışkan o mu?” şeklinde laflar ediyorlardı. Hoca da onların bu tür düşüncelerinin farkındaydı. Hoca efendi bir gün derse gelirken yanında öğrencilerinin sayısınca şeker getirdi. Her öğrenciye bunlardan bir tane vererek: “- Haydi, yavrularım, bu şekerleri hiç kimsenin görmediği bir yerde yiyin; ama dikkat edin, hiç kimse görmesin ha!” dedi. Bunun üzerine talebeler sağa sola dağıldılar. Bir müddet sonra da şekerleri yiyip dönmeye başladılar. Kimileri övünüyordu: “- Ben falan yerde yedim, hiç kimse görmedi!" gibi… Hoca da böyle övünenlere bir  “Aferin!"  çekiyordu. Biraz sonra bütün öğrenciler şekerleri yemiş olarak döndüler. En s

İyilerle Aynı Mecliste Bulunan Kimse

İyilerle Aynı Mecliste Bulunan Kimse İyilerle aynı mecliste bulunan kimse, misk kokusu satanla beraber bulanan kimse gibidir. Ya ondan güzel koku satın alır, ya güzel kokunun etkisi üzerinde kalır. Kötü insanlarla beraber olan kimse de, körükçü dükkânında oturan kimse gibidir. Ona ya körükçünün elindeki ateşten bir kıvılcım sıçrar, bir tarafını yakar veya oradaki pis koku üzerine siner, o koku ile kalkar. (Hadis-i Şerif)

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse “Dikkat et ey Ebu Hüreyre! Sana bazı kelimeler öğretiyorum. Bir kimseye Allah hayır murad ederse ona bu kelimeleri öğretir. Sonra da ebedi olarak unutturmaz. De ki: اللَّهُمَّ ‍ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّ فِي رِضَاكَ ضَعْفِي، وَخُذْ إِلَى الْخَيْرِ بِنَاصِيَتِي، وَاجْعَلِ الْإِسْلَامَ مُنْتَهَى رِضَايا. اللَّهُمَّ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّنِي، وَإِنِّي ذَلِيلٌ فَأَعِزَّنِي، وَإِنِّي فَقِيرٌ فَارْزُقْنِي Okunuşu: Allâhümme innî daîfun fe kavvi fî rıdâke da’fî ve huz ile’l-hayrî binâsiyetî vec’ali’l-İslâme müntehâ rıdâye. Allâhümme innî daîfün fekavvinî ve innî zelîlün feeizzenî ve innî fakîrün ferzuknî.” Anlamı: Allah’ım, hiç şüphe yok ki ben zayıfım. Benim zaafımı rızan hususunda güçlendir. Benim alnımdan tut, hayra ulaştır. İslam’ı hoşnutluğunun sonu kıl. Allah’ım, ben çok zayıfım. Beni güçlendir. Ben zelilim, bana izzet ver. Şüphesiz ben fakirim. Bana rızık ihsan eyle. (Râmûzu’l-Ehâdis, 2011)

Hiç Kimse İmarlı Yerden, Harap Yere Gitmek İstemez

Hiç Kimse İmarlı Yerden, Harap Yere Gitmek İstemez Hasan-ı Basri’ Rahmetullahi Aleyh’e sormuşlar: -Ya Hasan, ölümün Allah’ü Teâlâ’ya kavuşmak olduğunu, ahiret hayatının mü'minler için daha güzel olacağını bildiğimiz halde neden ölmek istemiyoruz? Hasan-ı Basri cevap vermiş -Siz dünyanızı imar etiniz, Ahiretinizi de harap ettiniz. Hiç kimse İmarlı olan yeden, harap olan yere gitmek istemez. İki dünyayı da harap etmemeniz dileğiyle Allaha emanet olun!

Uyuyamayan Kimsenin Okuyacağı Dua

Uyuyamayan Kimsenin Okuyacağı Dua اَللَّهُمُّ غَارَتِ النُّجُومُ وَهَدَآتِ الْعُيُونُ وَاَنْتَ حَىٌّ قَيُّومٌ لَا تَاْخُذُكَ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ياَحَيُّ ياَقَيَّومَ اَهْدِي لَيْلِي وَأَنِمْ عَيْنِي Okunuşu: "Allahumme ğarati'n-nücûmü ve hedeetil uyûnu, ve ente Hayyün Kayyûmün lâ-te'hüzüke sinetün ve lâ nevmün, yâ Hayyü yâ Kayyûmü ehdi leyli ve enim ayni." (11) Anlamı: Allah'ım, yıldızlar söndü, gözler kapandı. Sen ise hayat sahibi, daima duran ve tutansın. Seni ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Ey Hay olan Allah'ım, Kayyûm olan Allah'ım, gecemi rahat kıl gözlerimi kapatıver.

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA Eşiniz, sevdiğiniz ya da evladınızın sizi terk etmesinden endişe ediyor iseniz ya da sizi terk etti ise, aşağıdaki Âyet-i Kerimi kişinin niyetine (Pişmanlıkla dönmesi) her gün (17) defa okumaya devam ederseniz, Allah’ın izni ile geri döner, sizin olmadığınız yerde huzur bulamayıp pişmanlıkla döner ve bir daha terk edemez. Okunacak Dua (İbrahim Sûresi 26. Âyet-i):                            وَمَثلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ Okunuşu: “Ve meselü kelimetin habisetin ke şeceratin habisetin’nictüsset min fevkil arzı ma leha   min karar.” Anlamı: “Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir.” Kaynak: Duanın gücü sırların şifresi

Kimseye Zulmetme, Kimseyi Aldatma

Kimseye Zulmetme, Kimseyi Aldatma Tâbiîn’in büyüklerinden Süfyân-ı Sevrî Rahmetullahi Aleyh Hazretleri şöyle buyurdu: Ey kardeşim, sana; Allah korkusu, doğru söyleyen bir dil, hâlis bir niyyet, içinde kin ve hîle bulunmayan sâlih ameller lâzımdır. Her ne kadar sen onu göremesen de Allah’ü Teâlâ seni muhakkak görür; nerede olursan ol o, seninle beraberdir. Senin her yaptığından haberdardır. Allâh’ı aldatmaya kalkışma. Kim Allâh’ı aldatmaya kalkışırsa Allah da onun hîlesini başına geçirir de, hiç farkında olmadan îmânını kaybeder. Hiçbir müslümana hîle yapma. Âyet-i kerîmede “Hâlbuki fenâ düzen, ancak sâhibinin başına geçer.” (Fâtır Sûresi, âyet 43) buyrulmuştur. Hiçbir mü’mine haksızlık yapma. Çünkü Allâhü Teâlâ “Ey insanlar muhakkak zulmünüz kendi aleyhinizedir.” (Yûnus Sûresi, âyet 23) buyurmuştur. Mü’minlerden hiçkimseyi aldatma. Yoksa kalbinde nifak olur. Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu bizlere bildirilmiştir: “Kim bir mü’mini a

Ölmek Üzere Olan Bir Kimsenin Yanında Kur'ân’ı Kerim Okumak

Ölmek Üzere Olan Bir Kimsenin Yanında Kur'ân’ı Kerim Okumak Ma'kıl b. Yesar'dan (rivayet olunduğuna göre) Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem "ölülerinizin üzerine Yasin okuyun." buyurmuştur. Bu (lafız ravi) İbnü'l-Ala'nın lafzıdır. Açıklama Metinde geçen "mevtâküm = ölüleriniz" kelimesinden maksat, ölmek üzere bulunan hastalardır. Nitekim Hanefi âlimlerinden İbn Abidin de şöyle diyor: "Yanında ya­sin okumak menduptur. Çünkü Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem "Ölülerinizin üzerine yasi­ni okuyun," buyurmuştur. İbn Hibban bundan murad ölmek üzere bulunan kimsedir, demiştir." Bu mevzuda îbn Ebû'd-Dünya ile Deylemi'nin rivayet ettikleri merfu bir hadis de şu mealdedir: "Ölmek üzere olan hiç bir hasta yoktur ki, üzerine Yasin okunsun da Allah onun Ölümünü kolaylaştırmasın." Ölmek üzere olan bir kimse, ölü hükmünde olduğundan hadis-i şerifte ölmek üzere olan kimselerden ölüler diye bahsedilmiş