Yirmi Üçüncü Tavsiye: Allah'a Bir Haceti Olan Kimsenin Ne Yapacağı Hakkındadır
Yirmi Üçüncü Tavsiye: Allah'a Bir Haceti Olan Kimsenin Ne Yapacağı
Hakkındadır
Abdullah
b. Evfa Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle
buyurduğunu rivayet etmiştir:
“- Kimin
Allah’ü Teâlâ’ya veya Adem oğlundan birisine bir haceti olursa, o kişi bir
abdest alsın ve abdesti de güzelce alsın ve iki rekât namaz kılsın. Sonra Allah’ü
Teâlâ’ya hamd ve senada bulunsun, Peygamber'e de salat getirsin ve sonunda da
şöyle desin:
لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ
الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحٙانٙ اللّٰهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ الْحَمْدُ
لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ
مَغْفِرَتِكَ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلاَمَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ
لَا تَدَعْ لِى ذَنْبًا إِلَّا غَفَرْتَهُ وَلاَ هَمًّا إِلَّا فَرَّجْتَهُ وَلاَ
حَاجَةً هِىَ لَكَ رِضًا إِلَّا قَضَيْتَهَا يٓا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
Okunuşu: “Lâ ilâhe illallahül-halimül-kerimü.
Sübhânellahi Rabbil-‘arşil-‘azîm. El-Hamdü lillahi Rabbil-‘âlemîn. Es’elüke
mûcibâti rahmetike. Ve’azâime mağfiretike. Vel-ganîmete min külli birrin.
Ves-selâmete min külli ismin. Lâ teda’lî zenben illâ gafertehü. Ve lâ hemmen
illâ ferrectehü. Ve lâ hâceten hiye leke ridan illâ kadaytehâ yâ
erhamer-Râhimîn.”
Anlamı: “Halim ve Kerim olan Allah’tan başka
hiçbir ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi Allah, noksanlıklardan münezzehtir.
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Senden rahmetinin gereği olan
şeyleri istiyorum. Yine mağfiretinin çeşitlerini, her iyilikten elde edinmeyi
ve her günahtan selameti de senden isterim. Bağışlamadığın bir günah ve
gidermediğin bir üzüntü bende bırakma. Rızana uygun olan benim dilek ve
hacetimi de yerine getir, ey merhamet edenlerin en merhametlisi.” (Tirmizi,
İbni Mace)
İbni
Mace’ın rivayetinde:
“Ey
merhamet edenlerin en merhametlisi” sözünden sonra şu ilave vardır: Sonra da
dünya ve ahiret işlerinden dilediğini ister. Şüphesiz Allah’ü Teâlâ her şeyi
takdir eder”.
Hacet
Namazı Ve Duası
Osman
b. Hanif Radiyallahü Anh şöyle anlatır:
Rasulullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem’e bir ama geldi ve:
“- Ey Rasulallah
Allah’ü Teâlâ’ya gözümdeki perdeyi açması için dua et!” dedi.
Peygamberimiz:
“- İstersen
seni bırakayım sabret!” dedi.
Adam:
“- Ya Rasulallah
gözümün kaybı bana çok zor gelmiştir!” dedi.
O da:
“- Git
abdest al, sonra da iki rekât namaz kıl, sonra da şöyle de”:
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ
وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ يَا مُحَمَّدُ!
إِنِّي قَدْ تَوَجَّهْتُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ
لِتُقْضَى لِي، اَللّٰهُمَّ فَشَفِّعْهُ فيِّ
“- Ey
Allah'ım! Ben Rahmet Peygamberi Peygamberi Muhammed ile Sana yöneliyor, Senden
istiyorum. Ey Muhammed ben Rabbine Seninle gözümü açması için yöneliyorum!
Allah'ım O'nu benim hakkımda şefaatçi kıl! Beni kendime de şefaatçi kıl!”
Sonra adam
gözleri açılmış olarak geri döner.
(İbn-i Mace, 1/144, No:
1385; Müsned, Ahmed, 4/138, No: 16789; Hâkim Nişaburî, 1/313; Cami’us-Sağir,
Suyutî, 59; Minhac’ul-Cami, 1/286)
Yorumlar
Yorum Gönder