Kayıtlar

üç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’an-ı Kerim’de Üç Temel Kavram

  Kur’an-ı Kerim’de Üç Temel Kavram   1.      Rûbubiyet: ·      Her şeyin mutlak manâda malikinin Allah olduğuna, ortağının bulunmadığına, tek yaratıcının o olduğuna, bütün kâinatı evirip çeviren, işlerini idare eden, onda tasarruf edenin o olduğuna, kulları yaratıp rızıklandıran, hayat veren ve canlarını alanın o olduğuna kesin olarak inanmak, ·      Allah'ın kaza ve kaderine, zatında vahdaniyetine yani bir ve tek olduğuna inanmaktır. Bunun özü, fiilleriyle Allah'ı tevhid etmek, yani birlemektir.   2.      Ulûhiyet: ·                    Allah'ın mutlak kudret ve mutlak hâkimiyeti ile idrak içi yahut idrak dışı her şeyi mutlak tasarrufunda ve boyunduruğu altında bulundurmasıdır. ·                    H...

Mübarek Üç Aylar Geldi, Hoş Geldi, Safalar Getirdi

Mübarek Üç Aylar Geldi, Hoş Geldi, Safalar Getirdi Üç aylar geldi, hoş geldi, sefalar getirdi. Rahmet ve mağfiret getirdi. Muhterem kardeşlerim, öyle bir mevsime girdik ki bunu söz ve yazılarla anlatmak asla mümkün değil. Bu mevsimin adı;  “İbadet Mevsimi” … Diyeceksiniz ki ibadetin de mevsimi mi olur? Haklısınız, ibadet mükellef olduğumuz günden son nefese kadar devam eden bir görevdir. Ama üç aylar dediğimiz Receb-i Şerîf, Şaban-ı Şerif, Ramazan-ı Şerif’te yapılan ibadetler kalbimizin ve ruhumuzun yıkandığı, sevgi ve mutlulukla dolduğu çok özel günlerdir. Mübarek üç aylar 1 Ocak 2025 Çarşamba günü başlıyor. Bu günlerde yapacağımız ibadetlere bire birden, bire bine hatta daha fazlası katlanarak veriliyor. Bu mübarek günlerin son günlerine rastlayan Kadir gecesinde ise bir geceye bin aylık gibi müthiş bir ikramiye (bonus) veriliyor...             Bir Müslüman bu Rahmet ve Mağfiret sağanağından asla mahrum kalmamalıdı...

Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye Sormuşlar…

Resim
  Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye Sormuşlar… Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye (Emmanuel Karasu, Haim Nahum, Theodor Herzl) Sormuşlar: “- Osmanlıyı nasıl yıktınız?” diye. “- ‘Her şey Çok güzel olacak!’ diye; halkı çok kolay kandırıp ayaklandırdık;  gerisi çok kolay oldu…" Osmanlıyı iç ve dış kargaşalarla zayıflatıp yıkan derin aklı anlamadan devlet yönetmek imkânsızdır.

Üç Şey

  Üç Şey   Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtüh!   Geçen derslerden hatırımda kalan üç şey var ki, onu hatırlatmak isteyeceğim: Cenâb-ı Peygamber Aleyhisselâm buyurmuş ki:   “İki huy, iki haslet var ki, onlardan daha üstün bir şey yoktur.”   İki tane:   Birincisi,  Allah Teâlâ’ya iman; İkincisi,  Müslümanlara faydalı olmak!”   Müslümanlara faydalı olmakta çok şey var: Açı doyurmak var, giydirmek var, barındırmak var… Birçok şeyler var... Fakat asıl mühimi: (Hayruküm men teallemel-kur’ân, ve allemehû) Kur’an’ı öğrenip, öğretmektir! Müslümanlara fayda bu cihettendir. Karnını doyursan, üstünü giydirsen, ev bağışlasan… Bunlar hep geçici şeylerdir. Ve kıymetsiz şeylerdir.   Asıl ona lâzım olan: Dinini öğrenmesi! Dinini öğrenmesi için de, din bilgisini okumak lâzım! Öğrenmek, sonra da öğretmek lâzım!   Bütün fitnelerin başı, başı iki şeymiş:   Hani birçok fitneler oluyor ya, ta Â...

Otuz Üç Ehadîs-i Şerife (Gayr-ı Münteşir)

Otuz Üç Ehadîs-i Şerife (Gayr-ı Münteşir)   Üstad Bediüzzaman Said Nursî Rahmetullahi Aleyh Hazretleri üçüncü defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyesinde şu gelen 33 ehadîs-i şerifeyi kendi evrad defterinde yazmış, bilâhere bazı Nur talebeleri de kendi defterlerinde kaydetmişler. Bunların bazılarını Üstad kendi kalemiyle tashih edip bazı Arabî ve Türkçe haşiyeler ilâve etmiştir. Risale-i Nur’un talebe-i ulûm şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikata bir yol açan mesleğini bu hadîs-i şerifler beyan etmektedirler. Bu hakikatı ifade için merhum muallâ Üstadımız Emirdağ-1 sh: 90’da: “Ehl-i velayetin amel ve ibadet ve sülûk ve riyazet ile gördüğü hakikatlar ve perdeler arkasında müşahede ettikleri hakaik-ı imaniye, aynen onlar gibi Risale-i Nur ibadet yerinde ilim içinde hakikata bir yol açmış, sülûk ve evrad yerinde mantıkî bürhanlarla ilmî hüccetler içinde hakikat-ül hakaika yol açmış ve İlm-i Tasavvuf ve Tarîkat yerinde doğrudan doğruya İlm-i Kelâm içinde ve İlm-i Akide ve U...