Kayıtlar

Erenler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil

  Erenlerin Sohbeti Ele Giresi Değil   Erenlerin sohbeti ele giresi değil İkrâr ile gelenler mahrûm kalası değil   İkrâr gerek bir ere göz açıp dîdâr göre Sarraf gerek gevhere nâdân bilesi değil   Bir pınarın başına bir testiyi koysalar Kırk yıl anda dursa da kendi dolası değil   Değme kişi er olmaz bu yolda ihtiyâr olmaz Amelsiz dîdâr olmaz Hakk'ın rızâsı değil   ÜMMÎ SİNÂN yol ayan olupdur belli beyân Dervişlik yolu hemân tâc-u hırkası değil   İbrâhim Ümmî Sinân Kuddise Sırruh

Erenlerin Sohbeti

Erenlerin Sohbeti Erenlerin sohbeti, ele giresi değil. Sohbete kavuşanlar, mahrum kalası değil. Gezmek gerek her yeri, bulmak için, bir eri, Sarraf tanır cevheri, herkes bilesi değil. Bir pınarın yanına, kapalı testi kona, Kırk yıl orada dura, kendi dolası değil. Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan. İnsanı arif yapan, fesi, hırkası değil. Önce doğru iman et, haramdan el etek çek, Ruha gıdadır sohbet, badem helvası değil! Yunus Emre

Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflere Göre Kurtuluşa Erenler Kimlerdir

Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflere Göre Kurtuluşa Erenler Kimlerdir        Dünya ve ahiret kurtuluşu isteyen İnsanlar, Allah’ın Kitabı Kur’an’a ve Resulullah’ın sünnetine tabi olmalıdır. Çünkü kurtuluş için sağlam bir imana ihtiyaç vardır. Sağlam bir iman ise ancak Kitap ve sünneti yaşantıya geçirmekle olur. Mü’minun suresinde Allah Teâlâ şöyle buyurur:    قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ { 1 }   “Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir”, (Mü’minun 23/1) dedikten sonra, devam eden ayetlerde bunların kimler olduğunu Allah şöyle açıklıyor.                 الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ { 2 } “Öyle Müminler ki, namazlarında huşû içindedirler;   وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ { 3 }     Öyle Müminler ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler;   وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ { 4 }     Öyle Müminler ki, zekâtı verirler;   وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ { 5 }      Ve Öyle Müminler ki, iffetlerini korurlar;