Kayıtlar

Hazırlık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ölüme Her An Hazırlıklı Olmak

                                                    Ölüme Her An Hazırlıklı Olmak   Vehb bin Münebbih Rahmetullahi Aleyh’in naklettiği şu hâdise, ölüme her an hazırlıklı olmanın lüzumunu ne güzel ifade etmektedir: Hükümdarın biri, bir yere gitmeye hazırlanırken üzerine giymek için sayısız elbiseler içinden en güzelini ve binmek için de birçok at içinden en rahvan ve gösterişli olanı seçmişti. Adamlarıyla birlikte muhteşem bir tavırla, böbürlenerek ve etrafına çalım satarak yola çıktı. Yolda, üstü-başı perişan biri, atının yularına yapıştı. Hükümdar: “– Sen de kimsin, benim karşımda kim oluyorsun, çekil önümden!” diye hışımla bağırdı. Adamcağız ise şakince: “– Sana söyleyeceklerim var! Senin için çok hayatî bir mesele…” dedi. Hükümdar merakla karışık bir hiddetle: “– Söyle bakalım!” deyince; Adam: “– Gizlidir...

Ebedi Hayat Hazırlığı

Ebedi Hayat Hazırlığı Haşr suresi 18. Ayet يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْنَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ:   Meali: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Herkes, yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. ” (Haşr Suresi – 18. Ayet)   Aldığımız her nefes bizi dünyadan bir soluma müddeti kadar ayırmakta ve ahiret hayatına yaklaştırmaktadır. Geçirdiğimiz her gün hayat takviminden kopan bir yaprak mesabesinde olup katre katre ömür sermayesini eksiltmektedir. Ölüm hadisesini ortadan kaldırmak beşerin kudreti dâhilinde değildir. Kabrin kapısını kapatmanın çaresi ve imkânı yoktur. Ölüm her canlı için mukadderdir. İnsan bu âleme devamlı yaşamak üzere gelmemiş olup insanı kemalata erişmek, dua ve ibadet etmek ve tek kelimeyle Allah’a kulluk liyakatine erişmek için gönderilmiş bulunmaktadır.   Toprak, sinesine ...

Âhiret Hazırlığı

Âhiret Hazırlığı Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltip hesaba çekileceksiniz). İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” (Kıyâme, 2-4) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?” (Tirmizî, Zühd 3) Dünya bir yarış yeridir. Dünyaya gelen her insan, ister istemez bu yarışa ağlayarak katılır ve kendi kulvarında koşmaya başlar. Onu bu yarışa sokan ulu kudret, yarışı kazanmasını ister. Göğüs kafesine yerleştirdiği bir kronometre ile nefeslerini tık, tık, tık diye geriye doğru sayar ve o...

Mîrâc’a Hazırlık

Mîrâc’a Hazırlık Cenâb-ı Hak buyuruyor: “«Ona Rabbinden (başkaca) mucizeler indirilmeli değil miydi?» derler. De ki: Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.”  (Ankebût, 50-51) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Gönderilen her peygambere, insanların hidâyetine vesîle olacak bir mûcize muhakkak verilmiştir. Bana verilen de Allâh’ın bana vahyettiği kelâm nev’inden olan Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bu sebeple kıyâmet günü ümmetimin diğer ümmetlerden sayıca daha çok olmasını ümîd ediyorum.” (Buhârî, İ’tisam 1, Fedâilü’l-Kur’ân 1; Müslim, Îmân, 279) İs­râ ve Mî­râc Ge­ce­si’nde, Fahr-i Kâ­inât Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Hak Te­âlâ ile vus­la­tın­dan ev­vel, kalb-i pâk-i ne­be­vî­le­ri üçün­cü de­fâ ilâ­hî te­cel­lî­le­re ha­zır­la­na­rak sa­dır­la­rı îman ve hik­met­le dol­du­rul­muş­tur. Ra­...

Ölüme Hazırlık

Ölüme Hazırlık Allah-ü Teâlâ Celle Celâlüh şöyle buyurmuştur: “Allah Celle Celâlüh katında din İslâm’dır.” İslâm’ın yâni “islâm” kelimesinin hakîkati “istislâm”dır (teslim olmak ve teslimiyettir). Önce “İslâm’ı (İslâm Dînini) kabul edin, sonra da istislâmı (teslîmiyeti) nefislerinizde gerçekleştirin. Dışınızı İslâm ile, içinizi de “istislâm” (teslîmiyet) ile temizleyin. Kendinizi Rabbinize Celle Celâlüh teslim edin. O’nun Celle Celâlüh tedbîrine ve takdîrine râzı olun. Bırakın, hakkınızda O’nun Celle Celâlüh takdîri hüküm versin. Kaderin getirdiği her şeyi makbul karşılayın. Rabbiniz Celle Celâlüh sizi sizden daha iyi bilir. “Müdebbir” (her şeyi idâre ve takdîr eden) ve “Hâkim” (hüküm ve hikmet sâhibi) olarak O’ndan Celle Celâlüh râzı olun. Yakın bir dost olarak O’nun Celle Celâlüh Kelâm’ından (Kur’ân’dan) râzı olun. O’nun Celle Celâlüh emirlerini de, yasaklarını da “kabul eli”yle karşılayın. O’nun Celle Celâlüh dînini bütün kalbinizle karşılayın. Kendinize o dîni şiar ve örtü ed...